Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '11

 
Kategori
Güncel
 

Basın özgürlüğü mü dediniz?

Ergenekon operasyonunda yapılan son dalga basın özgürlüğüyle ilgili tartışmaları beraberinde getirdi. İki gazetecinin tutuklanması basın özgürlüğünü gündemin birinci maddesine taşıdı.
Gazeteciler, yazarlar tutuklanmaya sert tepki gösterdi. Protesto niteliğinde köşesini boş bırakanlar “zincirli bir hürriyet” diyerek son demokratikleştirme adımlarını küçümseyenler, basının susturulmaya çalışıldığını ileri sürerek tepkilerini ortaya koydular.
Öyle ki zamanında “Alçakları Tanıyalım” diye meslektaşlarını gammazlayan Oktay Ekşi bile ekranlarda basın özgürlüğünden dem vurdu. Uğur Dündar 28 Şubat’taki rolünü ve gazetecilere yapılanları unuturcasına basın özgürlüğünün önemini anlatıp durdu.
28 Şubat sürecinde “gelirsem oraya makatına süngü takar, cepheleri gezdiririm" diyen askere emrederseniz diyenler bugün “basın susturulamaz” diye ortaya çıktılar birden.
Devam edelim. Hatta biraz gerilere gidelim. Cumhuriyet ilk yıllarında(1925) ve 1931 yılında çıkan Matbuat Kanunu’nun yerel ve ulusal gazete fark etmeksizin onlarca gazetenin kapanmasına, yazarlarının İstiklal Mahkemeleri’nde süründürülmesine en ufak bir eleştiri yapılmasına tahammül edemeyenler acaba neden bugün özgürlük havarisi rolündeler?
1940’lı yılların “Tek Şef” dönemine özlem duyanlar ve “basının her şeyine karışıyorsunuz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu acaba bir gazetenin kapatılmasının dahi başka bir gazetede haber olarak geçilmesinin yasak olduğu dönemlerin kendi partileri dönemi olduğunu biliyor mu?
1946 seçimlerindeki hilelerle ilgili demeçleri yayımlayan Yeni Sabah, Gerçek, İzmir ve İleri Demokrasi gazetelerinin hükümet baskısıyla kapatıldığından da acaba haberdar mı?
Doğrusunu isterseniz ben basın özgürlüğüne ilişkin bir değerlendirmeyi de Güniz Sokak’taki “Bir bilen’ den beklerdim. Kendisi acaba Türkiye’deki basın özgürlüğüyle ilgili ne düşünüyor? Bu düşüncelerini açıklarken 4 Aralık 1945’te yakılmasında rol oynadığı Tan Matbaası aklına gelir mi acaba?
Öte yandan yalnızca “devletçi-seçkincilerin” sicilleri değil bugün kendini demokrasinin öznesi sayan muhafazakar kesimin de basın özgürlüğünden yana olduğu söylenemez.
Öyle olsaydı muhalif bir gazeteci olan ve DP’ye karşı muhalif bir çizgi izleyen Ahmet Emin Yalman’ı vuran Hüseyin Üzmez’e yıllarca destek verilir miydi? Bir gazeteciye suikast girişiminde bulunan biri yıllarca gazetelerde istihdam edilir miydi?
Öyle olsaydı sekseninci yaş gününü hapishanede kutlamak zorunda kalan gazeteci-yazar Hüseyin Cahit Yalçın yada öldüğünden iki saat sonra mahkemeye çağrılan gazetecilerin olduğu DP dönemi de herhalde bu kadar abartılmazdı.
Gerçekten basın özgürlüğüne değer verilseydi Menderes’in 1950’de sağladığı basın özgürlüğünden dolayı 1956’da pişmanlığını ifade etmesine ve basın üzerinde tekrar baskı araçları geliştirmesine de herhalde bir eleştiri getirebilirlerdi.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül darbe dönemlerini ise saymaya gerek yok. Bu dönemlerde baskı sadece basında değil toplumun tüm kesimlerinde en ağır şekilde hissedildi. Sonrası dönemlerde ise bir ara DGM’ler bir ara çıkan ilgili kanun hükmünde kararnameler gazetecilerin ve düşünenlerin korkulu rüyası oldu.
Gerçekleştirdiği tüm demokratikleşme adımlarına rağmen AK Parti döneminin de basın özgürlüğü açısından iyi bir sınav verdiği söylenemez. Bu dönemde de gazeteciler tazminat davaları ve işlerini kaybetme korkusuyla yaşadılar.
Düşüncelerine zerre kadar katılmasam da Bekir Coşkun’un Hürriyet’ten ayrılmasına oradan gittiği Habertürk’te de barınamaması açıktır ki mevcut iktidara karşı muhalif çizgisinden kaynaklandı.
Son olarak Başbakan’ın “manşetine karıştığımız gazete var mı” sorusuna Fatih Altaylı’nın Sabah’ta yaşadığı olayı örnek göstermesi ve Başbakan’ın basın danışmanın da olayı doğrulaması Ak Parti iktidarının da bu konuda geçmişin uygulamalarından farklı davranmadığını göstermekte.
Yani yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız reklamında olduğu gibi bir durum var. Herkes sadece kendi basının ve kendi gazetecisinin derdinde.


 

 
Toplam blog
: 36
: 476
Kayıt tarihi
: 26.03.11
 
 

Üniversite mezunuyum. Yerel bir gazetede çalışıyorum...