Başını eğme kadınım...

Ankara’da sokak ortasında eşine dayak atan kocaya, sokaktan geçen ve Hukuk Fakültesi'nde asistan olduğu belirtilen iki kişi uzaktan “ Ne oluyor” diyerek müdahale etmek ister. Bunun üzerine dayakçı koca ve yeğeni asistanlara yönelir. Çevreden gelenlerin de müdahalesiyle bir arbede yaşanır. Bu arada kadın da telefonla yakınlarından yardım ister. Asistanların cep telefonundan polise bilgi ulaştığında polis gelir ve arbede son bulur. Taraflar karşılıklı birbirinden şikayetçi olur, mahkeme başlar.

Ve mahkeme sonlanır…Nasıl mı?

Mahkeme, asistanları döven kocaya verdiği cezada tahrik indirimi yapar, kendilerini savunan asistanları da “müessir fiil” den 3 ay 10 gün hapse mahkum eder. Hakkında hiçbir şikayetin bulunmadığı dayak yiyen kadını da telefonla yakınlarından yardım isteyip, onları azmettirdiği gerekçesiyle cezalandırır.

Mahkeme kararlarına saygımız sonsuz. Elbet vardır bir bildikleri. Ama bu kararı duyan hiç kimse artık sokakta bir kavgayı ayırmaya yanaşmaz, isterse sonu cinayete varsın.(Aslında olması gereken de bence ilk anda güvenlik güçlerine bilgi vermektir, ucuz kahramanlığa da gerek yoktur.)

Bu kararın en büyük mesajı da kadınlara gibi geldi bana. “Kocan seni dövse de, sövse de, hatta öldürmeye çalışsa da, sakın ola yakınlarından yardım istemeyesin. Sonra seni azmettirmekten içeri alırım haaa….”

İyi de bu kadın ne yapsın o anda. Aklına ilk geleni arayacaktır. Kendine en yakın bulduğunu. Bizim kadınlarımız çilekeştir. Kendisine dayak atan kocasının dahi başına bir şey gelmesinden korkar. Belki de o anda kocasının çevreden gelenlerin elinde zarar göreceğini düşündüğünden yardım istemiştir. Kim bilebilir ki bunu. Bu saatten sonra baba evine dönmek olmaz, devlet desen zaten koruyamıyor, eh ne yapsın kadın, yer dayağını oturur ne de olsa kocası. Hem belki yarın biraz sever de…Şöööyylee yumruğuyla yanağına tatlı sert dokunarak “Napıyon gız küstün mü, gel hele yanıma” dedimi unutur tüm olanları. Gülümseyiverir tüm acılarına, gözyaşlarını içine akıtarak…Bilir çünkü o kocasının malıdır, her türlü tasarruf kocanın hakkıdır, böyle öğretilmiştir…

Sinme kadınım sinme, haykır tüm dünyaya uğradığın haksızlıkları. Başını eğme kadınım, eğme başını…Sen başını eğdikçe inan bitmez bu çile…

23 Ekim 2011