Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '13

 
Kategori
Spor
 

Basiretsiz yöneticiler

Başarı satın alınmaz. Başarı disiplinli çalışarak kazanılır. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar. Hiçbir yerde yaşayamamış doğru konuşan. O nedenle doğru söylemenin kime ne faydası var denilebilir.Ancak yinede basit işlerin bile bu kadar yanlış yapılması pek anlaşılır değil. Rüzgara göre yön bulmak bir oraya bir buraya gitmek eğlenceli olabileceğine inanarak yaşayabiliriz. Zaten insanların çoğuda böyle yapıyor. Derler ya, kötüler hep önde neyin nasıl olacağına onlar karar verir. Buda işlerin yanlış ve kötü olmasının nedeni.

Spor kulüpleri ve onların yaptıklarına bakıyorum. Başta üç büyük kulüpler olmak üzere bütün kulüpler borç batağına batmış durumda. Üç büyük kulüp borçları beş yüz milyona dayanmış durumda. Başka bir ifade ile bu kulüplerimiz bir milyar dolara yakın borç yapmışlar. Bu borç 2000 li yıllarda yapılan harcamalardan oluşuyor. Yapılan harcamalar alt yapı yada tesis için değil çoğu transfer için yapılmış. İşin kötü tarafı bu kulüplerin yıllık gelirlerinide dikkate alırsak takımlar bu süreçte 4 - 5 milyar dolar para harcamışlar. Ne kazandılar diye düşünmeye gerek yok. Ne kulüpler bazında nede milli takım bazında başarı yok. Harcanan paralar içi boş kahramanlar yaratmak düzeysiz zenginler oluşturmaktan başka bir işe yaramamış.

Kulüpleri 10 ya da 15 kişilik yönetimler yönetiyor gibi görünsede onlara yön veren bir taban var. Bu tabanda ve sayısı az olan insanlar biz mutlu olalım günümüz renkli geçsin onun için bol para harcayalım düşüncesi içinde sürekli harcama yapılmasından yana. Onlar gelecek düşünceleri olmadığı için geleceğe yatırım yapmanın anlamsız olduğunu düşünüyorlar. Kazanmak için büyük paralar harcayarak transfer yapmaktan başka bir şey düşünemiyorlar.

Transfer yalnız bizde değil bütün dünyada kulüpleri sıkıntıya sokan iş. O kadar çok kötü örnek var ki. Kulüpler yinede ısrarla bu yanlış yolda yürümeyi sürdürüyor. Herkes vede özelliklede medya sürekli transferden bahsediyor. Şöyle ya da böyle oyuncu alınmalı. İyide bunun ne faydası olmuş ki? Bugün transfer yanlışlarını görmeyi görmek bukadar kolay olduğu halde neden kimse yanlış yapıyorsunuz demiyor. Bu ülkede hesap yapmayı bir amaca uygun davranmayı bilecek insanlar hiç konuşma hakkına sahip değil mi? Paralar harcanıyor, kulüpler borç batağına gömülüyor. Ama görevi doğru yolu göstermek olan insanlar daha da batağa gömülün istekleri seslendiriyor.

Eline kağıt ve kalem almasını bilen ve hesap yapabilen herkesin çok kolay yapacağı hesap var kulüpler yanlış harcama yapıyor. Bu yanlışa başta medya destek oluyor. Bu yol Türk Futbolunu batağa sürüklemek dışında birşey yapmayacaktır.

Yayıncı kurum bugünlerde Türkiye Ligi ile ilgili bir reklam yayınlıyor. Ligin ne kadar önemli olduğunu anlatarak bu lige ortak olmanın yayınları izlemenin önemini vurguluyor kurum. Lig olmasaydı ne olurdu ya da ne yapardınız diye soruyor. Türkiye Ligi ülkenin ilgi kaynağı. Hemen her gün takımlar konuşuluyor. Özelliklede üç büyükler konuşmaların temeli. Buradaki konuşmaların esası rekabet kişisel rekabet takımlar bazında yaşayan rekabet.

Yani takımlarda oynayanlar çok önemli değil. Önemli olan formalar.  Bu formalar içinde kim oynuyorsa onlar değil önemli olan. Yönetenler yada onlara yöne verenler kazanmak için iyi futbolcular almak gerekli sanıyor. Bu belki kendi aralarındaki maçlarda bir avantaj sağlıyor. Ama o kadar.

Dünya hızla değişiyor. Yaşam ve hayatın zorlukları hissedilir şekilde artıyor. Sporun yalnızca kazanmak olduğunu düşünen yöneticiler ciddi yanlışlıklar yapıyor. Bugün bizim takımlarımız kazanmak adına yaptıkları yüksek harcamalar ile ne başarı kazanabiliyorlar nede bu ülke sporu ve insanına bir değer verebiliyorlar. Yaptıkları iş kaynakları savurgan bir şekilde yok etmek.

Çok değil yapılan harcamaların çeyreği tesis ve alt yapı için harcanmış olsa. Bu ülke çocukları bu paraları geri kazanmış olurdu. Bizim ülkemizin çocukları içinden bir çok Messi veya Ronaldo çıkar ve biz Jose Maurinho lara sahip olurduk.

Basiretsiz yöneticilerimiz varya. Onlar milyonları 40 yaşına merdiven dayamış oyunculara vermek ile iş yaptıklarını sanıyor. Bu ülkeye ihanet ediyorlar. 

 
Toplam blog
: 246
: 184
Kayıt tarihi
: 08.09.09
 
 

01.04.1956 doğumluyum. İnsanca yaşamın en önemli değer olduguna inanırım. Paylaşmanın önemine ina..