Basit soruların ardınca zor sorular gelecek...

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yine Ankaraya sitem etti.

Aliyev bu kez Ankaraya mesajı Baküden değil, Avrupa Birliği başkenti Brükselden gönderdi. Halbuki, Aliyev Brüksele Azerbaycanla Avrupa Birliği ilişkilerini görüşmeğe gitmişti.

Kimse Azerbaycan-Avrupa Birliği ilişkilerini konuşmuyor, dikkat Aliyevin söylediği “dünya, bölge ve Azeri halkı ne olduğunu bilmek istiyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşmada Dağlık Karabağ sorununun çözümünün yeri var mı yok mu? Bu son derece basit bir cevap gerektiren son derece basit bir soru” fikirini tartışıyor.

Basit bir soru mu?

Aliyev bu soruyla “yol haritası”nı hazırlayan türk diplomatları, evraka yaşıl işık yakan Dışişleri Bakanı Ali Babacanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gülü daha zor duruma itiyor. Çünkü Aliyevin dune kadar srtatejik ortak adlandırdığı ülkenin resmileri bu “basit” soruya “basit” yanıt vermekte güclük çekiyorlar.

Soru basit olsaydı Erdoğan Baküye geler ve basit yanıt verirdi.

İlham Aliyev Türkiye-Ermenistan ilişkilerini engellemek gibi bir düşüncesi olmadığını, ancak Azerbaycanın politikasının da bölgedeki yeni gerçeklere gore uyarlama hakkı olduğunu dile getirmiş.

Bu ne anlama geliyor?

Bu sorunun yanıtı basit.

Azerbaycan Türkiyeye sattığı doğalgaz fiyatlarını artıracak. Aliyev, Türkiye’nin “Şahdeniz” projesinden ucuz doğalgaz aldığını belirterek, yeni fiyatın piyasa şartları ve sözleşme yükümlülükleri esas alınarak tespit edilmesi gerektiği düşüncesinde. Türkiye’nin bin metreküp doğal gazı “Şahdeniz”den 120 dolara aldığını söyleyen Aliyev, Ankara’nın aynı miktar için Rusya’ya 400 dolar ödediğini hatırlatıyor.

Böylece Aliyevin vurguladığı “yeni gerçekler” harekete geçmiş.

… Azerbaycan 1990 yıllarında şimdiki gibi zengin değildi, milyarlarca para kazanamıyordu. O yıllar Türkiyenin kredisine ihtiyacımız var idi. Türkiye zor günlerimizde 100 milyon dollar civarında kredi verdi bize, harcadık, geri de vermedik. Ankara buna gore hesap sormadı.

Türkiye o zaman iade edilmeyen sözkonusu krediye gore fakirleşmedise, şimdi Bakünün israrı karşılığında doğalqaza gore 300 veya 400 dolar ödeyerse de fakirleşmez. Türkiye büyük devlettir, dünyanın 20 gelişmiş ülkesi sırasında yer alıyor, bir yerde kaybediyorsa, diğerinde kazanıyor.

Ancak bir gün iki kardeş devlet arasında manevi bağlantılar da kopma noktasına gelirse ilişkilere petrol ve doğalgaz paralarıyla ölçülmeyecek kadar yara vurulacak.

Soru: Bakünün merkezindeki Türk mesciti neden kapandı?

Yanıt: Mescit tamir edilecek.

Bu basit soruya verilen basit yanıttır. Aslinde neyin ne olduğu belli.

Bir gün Baküde Anadolu restoranlar şebekesi “vergi kaçakçısı” adıyla, türk okulları ise Özbekistanda olduğu gibi “nurçuluğu yayıyor” bahanesiyle kapatılırsa, ayni basit soruya yine “basit” yanıt bulunacak.

Ancak bir gün “İranın savaş uçakları ve gemileri Hazardaki sınırlarımızı yine ihlal ederlerse Türk yıldızlarının Bakünün merkezinde halen unutamadığımız gösterisi olmadan Tahranı nasıl yerinde oturtacağız” gibi zor soruya nasıl basit yanıt bulacağız, bunu merak ediyorum…