- Kategori
- Deneme
Başka bir savaş
Zaman tenimizden akıp gidiyor. Ve biz, zihnimize yüklenen ağırlıklarla düşünmeye çalışıyor, gözlerimize yüklenen reklamlarla görmeye çalışıyor, bilinçli kurulan bir dairenin içinde sağa sola yalpalanıyoruz. Her gün sahibi olmadığımız, belki de olamayacağımız, olsak ta bize bir yararı olmayacak hayallerle yükleniyor; sırtımızda başkaları tarafından temeli atılan önyargılarımız, başkaları tarafından karar verilen rotamız, ilerliyor, ilerledikçe daha az düşünüyor, daha az düşündükçe daha çok ölüyoruz , gün be gün.
Amacımız kuru bir yaprak gibi düşüyor dalımızdan. Yüreğimiz şaşkın. Sevgi olmadan ne yapacağını düşünüyor; bunca yıl içinde taşıdığının nasıl şu an hem bu kadar yakın, hem bu kadar uzak olabileceğini anlamaya çalışıyordu. Bu arada tamahkarlık zihnimize sirayet etmiş, son sağlam kale kalmayacak şekilde saldırıyor, saldırdıkça daha çok hırçınlaşıyordu. Kontrolü kaybetmiş bir ego, aleyhine olan tüm cümleleri parçalıyor, söz söyleyen yürekleri ortadan ikiye bölüyordu.
Sevgisiz bir karakter çıplaktı. Bu mükemmel sarayın komutanının sevgi olduğu, savaş bittikten sonra anlaşılacaktı. Dost, düşman o zaman ayrılacak fakat bir çok kayıplar verilecek, bir zamanlar neşe dolu duygular, tamiri mümkün olmayan binalar gibi orta yerde kalacak, ölüme terk olacaklardı.
Güneşli bir gün uyandı. Savaş, daha önce kaybettiklerinin acısını, mevcut olanların ise değersizliğini hatırlatıyordu, her gün. Gözlerini kapattı, açmak istemezcesine. O kadar çok yerleşmiştiki daireye, hiçbirşeyi değiştirecek ne gücü ne kuvveti ne de kudreti kalmıştı. Öfkeliydi... Kendine.
İçinizdeki sevgiyi yok etmeye çalışan sisteme inat, sevgiyle kalın.