Başkalarının ağzıyla mızıka çalınmaz

Bir akıl hastanesinde delinin biri, ters tuttuğu bir çiviyi çakmaya çalışıyormuş duvara.

Onu gören başka bir deli, bağırmış kendisine:

- Elindeki çivi, o duvarın değil, karşısındaki duvarın.

***

Neden zalimler, diktatörler sanatı, edebiyatı, felsefeyi, sosyolojiyi sevmezler?

Neden sanatçılara, edebiyatçılara, fikir adamlarına, bilim insanlarına, yazarlara, çizerlere düşmandırlar?

Hitler neden Thomas Mann’ın kitaplarını yaktırdı?

Sadece onunkileri mi?

Sigmund Freud, Alfred Adler, Albert Einstein (evet, yanlış okumadınız, şu ünlü Einstein), Ernest Hemingway, Erich Maria Remarque ve Helen Keller’in kitapları da yakılanlar arasındaydı.

Taliban neden Buda heykellerini yıktı?

Diktatörler neden artık gazetecileri de tutukluyor, hapse atıyor, "kim vurduya getirip" öldürüyorlar?

Çünkü, tek tip insan üretmeye çalışıyorlar:

Kendileri gibi düşünen, kendileri gibi inanan, kendileri gibi yaşayan ve kendilerini iktidarda tutacak tek tip insan!

Çünkü, sanatın, edebiyatın, düşüncenin tek tip insan üretimini bozacağını biliyorlar.

Çünkü, akıllarındaki tek düşünce:

İktidarlarını güçlendirmek...

***

Biz, yukarıdaki fıkramıza dönersek; odada tek duvar yoktur ki! Karşı duvarı da görmemiz gerekmez mi? Ya, sağdaki, soldaki duvarları...Sonra, o duvarların arka yüzleri de duvar, onları da göreceksin ki, demokratik bir paylaşım olsun; hiçbir duvarın hakkı yenmesin. Demokrasinin yolu eşitlikten, paylaşımdan ve özgürlükten geçtigine göre...

***

Ortadogu halkları sokaklarda. Sokaklar, duvarlarla; duvarlar, ülke sınırlarıyla çevrili. Çivinin ters çakıldıgına aldırmayan akıllı deli, (ABD), sokağa düşen diğer delilere:

- "Elinizdeki imkânlar, sadece sokak duvarları değil, diğer ülke sınırlarındaki duvarları da görmelisiniz,(!)" diyerek; amaçladığı BOP projesindeki tam 22 Ortadoğu ülkesini sokağa dökmek, sonra da, bu KAOStan faydalanıp, (demokrasinin bu ülkelerde kurulamayacağını, zaten şimdiden bildiği için de) "Bak, gördünüz mü, doğru duvara doğru çivi böyle çakılır." diyerek, insiyatifi ele alarak, 22 ülke sınırlarını (ki, bu, ekonomik sınırlılık da olabilir) kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmek...

Ama, bu halkları inandırmak icin öncelikle bir `Örnek Demokrasi Lideri`ni göstermek gerekir ki... o Lider de, zaten cok önceden bunu söyledi: BOP`un eş Başkanı. Kim olduğunu anladınız... Bir başka deyişle; son balonu şişirme görevi, ülkemize layık görülmüstür. (Zaten, Mısır, Libya  olayında, iki gün susan BOP Başkanımız, emir alır almaz , harekete geçmiş Mısır ve Libya'ya çivisini -emirler doğrultusunda - çakmıştır..!)

***

"Efendim, söyleyin bana, hayatta özgürlük var mıdır?"

Kral: "Elbette" der.. "Kaç bacağın var senin?"

Adam, soruya şaşırarak, "iki efendim" der.

Kral: "Peki, tek bacağının üstünde durabilir misin?"..

"Elbette" diye, cevap verir adam.

Kral, "O halde, hangi bacağının üstünde duracağına karar ver". "Tamam" der.

Kral, "Şimdi de öteki bacağını kaldır".. Adam, yine şaşırır:

"Bu, imkânsız, Kralım" der..

"Gördün mü" der, Kral, " Özgürlük budur. Sadece ilk kararı almakta özgürsün, ondan sonrasında değil.."

***

"BAŞKALARININ AGZIYLA MIZIKA ÇALINMAZ," der, büyüklerimiz. Ortadoğu'da, ABD'nin ağzıyla sokaklara dökülen cahil halk kitleleri, değil, demokrasiyi, bundan böyle, kolay kolay toparlanabilecekleri de şüpheli! Şimdilik, SAM amcamız beklemede...(Şüphesiz, arkadan, Ortadoğu`ya baktıkça da, kıkır kıkır gülmekte..)

Alaettin Morgül / 08.02.2012