Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Başkalarının trajedisi...

Başkalarının trajedisi...
 

Yüzünde sırıtkan bir ifade ile masama doğru sokuluyor. Kendine çok önemli ve henüz kimsenin haberdar olmadığı bir bilgiye sahip süsü verip eliyle yaklaşmamı işaret ediyor. Onu çok iyi tanıyorum. Başkalarının trajedisinden zevk alan ve bunu da saklamayacak kadar yüzsüz biri. Yaklaşıyorum. Önce etrafını kolaçan ediyor bakıyor ki; diğer insanlar ya önlerindeki evrağa ya da bilgisayarlarına gömülmüşler, bizi dinlemiyorlar başlıyor fısıltıyla konuşmaya: "Kimse bilmesin bir tek sana söylüyorum." Oysa ben biliyorum, ben bu haberi yaydığı belki 15 belki 20. kişiyim. "Evet" diyorum isteksizce. "Sanırım sizin bölümdekileri bu yıl işe geri almayacaklarmış." Yüzüme dikkatle bakıyor. Öylece bakıyorum. Yüzümde tek bir kasın oynamasına izin vermiyorum. İçimdeki öfkeyi ya da şaşkınlığı görmesini ve bundan keyif duymasını istemiyorum. Buna dayanamam çünkü. Bu küçük adamların, küçük keyiflerinin aracı olmasına izin veremem yüzümün. Onun sahte "Üzülme. Belki doğru değildir." şeklindeki ikiyüzlüğüne katlanamam.

Elini beline koymuş öylece bakıyor yüzüme. İçimde öfke köpürüyor ama bilgisayar ekranında bir yazıyı okur gibi yapıyorum. Gözlerim satırları takip ediyor sadece. İlgilenmediğimi, telaşlanmadığımı düşünsün istiyorum. Ama o yakamı bırakmıyor. "Eğer" diyor "Öyle bir şey olursa, ne yapacaksın?" Sakince "Yapılacak bir şey yok." diyorum "Kendime yeni bir iş ararım." Dudağının kıyısında sinirli bir gülümsemeyle bakıyor ve: "Bu devirde iş bulmak kolay mı?" diyor. Artık tutamıyorum kendimi ama içimden sürekli sakin olmamı söylüyor bir ses. O sesi dinliyorum. Bu konuşmaya bir son verme vakti diyor aynı ses. Ve karşımda sırıtan serseme dönüp kayıtsızca "İş bulamazsam kendimi asarım." diyorum ve gülmeye başlıyorum. Yüzünde, benim yüzümde görmeyi istediği ifade beliriyor yavaş yavaş. Sinirleniyor ve istediği sonucu alamamanın hayal kırıklığı ile arkasını dönüp gidiyor.

Gidiyor ve bana bin tane düşünce bırakıyor. Onu anlamaya ve onun başka insanların felaketinden, üzüntüsünden, sinirlemesinden ve hayal kırıklığına uğramasından duyduğu keyfi anlamaya çalışıyorum. Hayatın ona vermediği şeylerden başka insanların da mahrum kalmasını mı istiyor acaba? Ya da eğlence anlayışı bu mu? Yaşadığı mutsuzluklara isyan eden iç sesini, başkalarının felaketlerini göstererek mi teskin ediyor? Sahte üzüntüler ve felaket haberleri ile kendine dostluklar kurabiliyor mu? Anlayamıyorum.Çünkü anlaşılabilecek bir tarafını bulamıyorum tavırlarının...

"Bazı insanlar böyle işte" diyorum kendi kendime "hayatı bir trajedi gibi görmekten keyif alıyorlar...Ama izlemeyi sevdikleri başkalarının trajedisi...."

RESİM: Keith Sarver

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..