Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '14

 
Kategori
Futbol
 

Başkan’a “beste” yapan Vira, forvet değil, “kupa” istiyor!.

"Bugün"e bakarken "dün"e döndüğümüz, baktığımız da olur.

"Dün", neye benzemez, nelerle dolu değildir ki:

 

Çeyiz sandığı, çerçi dükkanı, kirli çıkın, seyyar satıcı tezgahı...

 

“Bugün”le “dün” arasında, gelişmeler, bakış açısından nasıl benzerlik, farklılıklar olduğuna dikkat etmekte yarar vardır.  İşte, size dünden bugüne uzanan, “müzedeki kupa” misali “saklaç”ta duran bir soru:

 

Trabzonspor taraftarı, her başkana “beste” yapar mı?

 

03 Eylül 2013 tarihli yazımızın başlığı böyle, “girişi” de şöyleydi:

 

“‘Taraftar’ın sağı solu belli olmaz.

İçlerinde aklı başında, soğukkanlı olanı da var;  dolduruşa geleni de... Sonuncuları tutmak mümkün değil.. Bazen “kantarın topuzu”nun kaçırıldığı da oluyor. Birincilerde ise, hoş bir 'incelik', 'ironik' yaklaşım, bütün hiddet ve şiddeti eritiyor.”

Anımsayalım, bir grup Trabzonspor taraftarı,  yenilgiler üzerine, Başkan Sadri Şener’e bir "beste" yapmıştı:

“Yıllarca uyumuşuz
Bir rüyaya dalmışız
Biz de bu Sadri Şener’e
Nasıl da inanmışız”


Neydi beklentiler?

Şampiyonluklarla gelecek “kupa”lar. Bir de, “kupası” Fenerbahçe’ye, “getirisi” Trabzonspor’a verilen 2010-2011 futbol sezonu “Şampiyonluk Kupası”nın da Trabzonspor’a verilmesi... Ama asıl sıkıntının ne olduğunu şu dörtlük anlatıyordu:

“Bu şans bizi bulmadı
Çok denedik olmadı
Adam gibi futbolcu da
Trabzon’da kalmadı”


*****

Geldik, bu yılın hazırlıklarının yapıldığı günlere: 

Trabzonspor taraftar grubu VİRA, ad vermeden, sadece “Başkan”a bir “beste” yapmış. Ancak bu, anlatım olarak ötekinden çok farklı. İlkinde “uyutulmuş”, "avutulmuş"ların uyanması var/dı. Oysa bunda “hesap sorma”, “siyasi tavsiye” var:

“Evet, forvet aldın ama

Hani nerede bizim kupa

Sana son bir istek daha

Şu mitinglere uğrama Başkan”

 

“Evet”, bir "doğrulama"dır. Bunun ardından gelen "ama", "forvet"in öncelikli olmadığını anlatıyor:

 

“Forvet”ten önce “bizim kupa” gelmeliydi.

 

“Son istek” ise, aynı zamanada, “Başkan”a nerede durması gerektiği konusunda "tavsiye":

 

“Şu mitinglere uğrama Başkan”

 

Başkan, o söz vermeyi ikinci bir sözle katmerleştiriyor, umut dağıtıyor:

 

Yeni sezon hem Süper Lig şampiyonluğu, hem de çalınan şampiyonluk kupamızı alıp sezonu çifte kupayla tamamlayan bir Trabzonspor'u Allah bize inşallah nasip etsin.”

 

*****

 

Trabzonspor’un “kupa” peşine düşmesi, futbolun doğası gereğidir.

 

Ama nasıl bir “kupa”?

 

Spor Toto Süper Lig’de birinci sıraya oturmanın getireceği “kupa”...

 

Ses getirecek, takımı üste taşıyacak transferler hep “kupa” için yapılır. 

 

(Teknik Direktörü Vahid Halilhodzic, her gördüğünü isteyen çocuk misali, her beğendiği futbolcuyu istiyor. Alınan futbolcuların çok oluşu, boşuna transfer yapılmadığının göstergesi olsa gerek.)

 

Anlaşılan o ki, taraftar, “ol kupa”yı getireceğim vaadini bugüne kadar yerine getiremeyene, bunu her fırsatta anımsatacaktır.

 

("Ol kupa" nasıl getirilecekti?

 

“Bu kupayı İstanbul'da alacağız, oradan da üstü açık otobüsle kemençe horon ekibiyle Boğaz Köprüsü'nü istila edeceğiz. Horon eşliğinde otobüsle tüm Karadeniz şehirlerini dolaşa dolaşa o kupa, Trabzonspor müzesine gelecek.”)

*****

Sona doğru...

"İronik" yaklaşımlar, tepkiler, tat verir.

Bilinen, olması gerekenleri yinelemekte yarar var mı?

“Kupa” için yarışta, “Büyükler”in arayı açmadan mücadelesi, futbola ayrı bir “renk” katar. “Renk katma”, başkanlar düzeyinde kalır, “sert söylemler” gündemden düşmezse, futboldan uzaklaşan/ soğuyanların sayısı artar. 

Son söz: 

“Kupa” getirme yolunun ilk sırada yer almak olduğunu, sonradan da olsa kavramak, gerçeğe dönmek, yapılanlara bakarak sevindirici olmalıdır.

 

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

 
 
 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..