Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '12

 
Kategori
Siyaset
 

Başkanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık üçgeni

Başkanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık üçgeni
 

Mevcut sistemimiz olan parlementer sistemde (bir çok siyaset bilimciye göre aslında yarı-parlementer sistem) kabineyi belirleme yetkisine sahip oluşu ve ülkeyi yöneten pozisyon olması sebebiyle başbakanlık yürütmenin en güçlü mevkisidir. Parlementer sistemin diğer iki önemli unsuru ise meclis ve yargıdır.

Cumhurbaşkanlığı ise bu üç önemli unsurun da üzerinde bir mevki olmasına rağmen yetkileri çok kısıtlıdır. Cumhurbaşkanlığı Türkiye'deki mevcut sistemde daha çok sembolik bir makamdır. Durum böyle olunca şuanki haliyle Cumhurbaşkanlığı makamı Recep Tayyip Erdoğan için çok cazip bir alternatif değildir. Bu sebepdendir ki, Erdoğan ve kurmayları bir süredir Türkiye'nin ihtiyacı olan şeyin başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi olduğu konusunda diretmektedirler. Daha önceki yazılarımdan birinde söylediğim gibi aslında yeni sistem arayışı Türkiye için değil daha çok Recep Tayyip Erdoğan'ın kariyer planları için gibi görünmektedir.

Amerika'da ki başkanlık sistemine bakacak olursak en tepede halk tarafından seçilen başkanın olduğunu görürüz. Bu sistemde cumhurbaşkanı ve başbakan yoktur çünkü her ikisinin de yetkileri başkanda toplanmıştır. Bu yüzdendir ki, AKP tarafından sık sık Türkiye'nin ABD'deki gibi bir başkanlık sistemine ihtiyacı olduğu dillendirilmektedir. Eğer Türkiye başkanlık sistemine geçerse Erdoğan hem en tepeye yükselmiş olacak hem de yükselirken başbakanlık yetkilerini de yanında götürmüş olacaktır.

"Erdoğan hali hazırda da yeterince güçlü değil midir? Neden başkanlık sistemine ihtiyaç duysun ki?" Bu sorunun cevabıda aslında gayet basit. 3 dönemdir hem milletvekili hem de başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın mevcut tüzük gereği bir daha başbakan ya da vekil olması mümkün değil. Erdoğan daha üst bir mevki olan cumhurbaşkanlığına yükselerek hem milletvekilliği ve başbakanlığı bırakabilir fakat cumhurbaşkanlığının yetkileri Erdoğan'ı kişisel olarak tatmin etmediği için yükselirken yetkilerini de yanında götürme gayretindedir.

Bu tablonun bir diğer figürü ise hiç kuşkusuz cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Geçtiğimiz hafta Anayasa Mahkemesi Gül'ün görev süresinin 7 yıl olduğuna ve yeniden seçilebileceğine karar verdi. Yani Abdullal Gül yeniden Cumhurbaşkanlığına aday olabilecek. Fakat şuan ki mevcut tabloda Gül ile Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı için karşı karşıya gelmeyeceğini söylemek mümkün.

Bir diğer soru ise "Başkanlık sistemine geçersek Gül'e ne olacak?" Gül türk siyaseti için yaşlı denilemeyecek bir yaşta siyaseti bırakıp köşesine mi çekilecek ya da bazı AKP'lilerin söylediği gibi bazı uluslararası kurluşlara başkanlık mı yapacak? Benim kişisel kanaatim Gül'ün bu alternatiflerden birini seçerek siyaset perdesinden çekilmeye pek gönüllü olmayacağı şeklinde.

Peki Türkiye başkanlık sistemine geçmezse ne olacak? Erdoğan yetkilerini bırakıp ben cumhurbaşkanı oluyorum diyecek mi? Sorunun cevabı çok basit: Tabiiki hayır. Bu durumda AKP bu sorunu tüzük değişikliği yaparak çözme yoluna gidebilir. Böylelikle Erdoğan yeniden başbakan olur ve Gül'de cumhurbaşkanlığında kalır. Yani Ahmet Hakan'ın tabiriyle; Erdoğan, ‘etkisiz Cumhurbaşkanı’ olarak Çankaya’ya çıkmaktansa, ‘her şeye egemen başbakan’ olayı tercih eder.

Umut DAĞ

Web: www.umutdag.org

Twitter: https://twitter.com/umutdag

 
Toplam blog
: 12
: 461
Kayıt tarihi
: 05.04.12
 
 

İstanbul dogumlu; Almanya'da yasıyor. ..