- Kategori
- Psikoloji
- Okunma Sayısı
- 40
Başkasının Mutsuzluğu
BAŞKASININ MUTSUZLUĞUNA SEVİNMEK
Başlık biraz ilginç oldu farkındayım. Almanca adıyla ‘Schadenfreude’ olarak kullanılan , sözlük anlamı olarak ‘başkasının mutsuzluğundan mutlu olma ‘gibi bir duyguyu tanımlayabilir. ‘Kötülükten duyulan sevinç duyma’ anlamını barındırmakla birlikte uluslararası da terminolojiye girmiş bir sözcük aynı zamanda.
İnsan; bir başkası için; O kişiyi tanısın ya da tanımasın neden başka birinin mutsuzluğuna karşı sevinç duyabilir sizce ? Bunun ‘normal ‘ görmemiz gereken ya da normalleştirilecek bir tarafı var mı? Neye göre normal diyeceğiz öyle değil mi? Burada görünen o ki; yaşanan bir psikolojik bir sıkıntıyı ifade ediyor maalesef ki. İnsanlar karşı tarafın duygusuna karşı uzun süre ‘tepkisiz’ davranamayacağı gibi uzun süreli o şey karşısında aksi bir ruh halinde kalamaz. İnsan olarak ‘empati’ yapmak duygularımızı besler ve insan olmanın manevi anlamda karşılığını hissetmemizi sağlar. Fakat ‘Schadenfreude’ kelimesi bize bunun empatiyle yakından ilişki olmadığını göstermekte. Neden mi? Hepimiz çoğu zaman gördüğümüz,dinlediğimiz, karşılaştığımız olaylar karşısında , hızlıca o kişinin anlattığı duyguya giremeyebilir hatta aynı histe olamayabiliriz kendi gündemimiz dolayısıyla vs. Bu oldukça insani bir durum… Sizin içinde bulunduğunuz durumla karşı tarafın yaşadığı şeyler ya da geçtiği süreç tamamen farklı olabilir. Fakat aynı duygudaşlığı o an için sağlayamamakla aynı şey değil bu anlattığım. Burada ; olumsuz olaydan kendine mutlu olacak bir neden çıkarmak söz konusu.
Yüzyıllardır insanoğlu varolmaya başladığı andan itibaren duyguları vardı. Korku, öfke, sevgi, merhamet vs gibi. Kültürel , sosyal olarak birlikte yaşadığı topluluğa bir şekilde uyum sağladı . Bir dağın tepesine çıkıp inzivaya çekilen Tibet rahiplerinden değilse elbetteJ Uyum olmazsa zaten sosyal yaşam diye de bir şey olmazdı. Dolayısıyla öğrenilen her duygu bize insan olmanın gerektirdikleriyle yüzleştirdi. Bu bağlamda empati de önemli yerini korumuş oldu. Duygudaşlık da denebilecek ‘empati’ yi kendini karşısındakinin yerine koyarak, insani bir duygu geçişi konusunda hepimizde aynı hisleri hissetmemiz konusunda yardımcı oldu.
Kötülükten mutluluk duyanların sayısının; araştırmaların gösterdiği ölçüde bu kadar artması , bana göre son 20 yılda sosyal medya ve internetin hayatımıza girmesiyle daha da arttı . Kendi yaşadığımız hayatın dışındaki dünyanın mükemmel olduğunu bize empoze eden sosyal medya dünyasının , kendini yetersiz ve eskisi kadar doyumlu olamadığını fark eden insanoğlunun da bir şekil kendini rahatlatma ihtiyacı doğdu. Bu da psikolojik yanılgıya düşen sosyal medya takipçilerini gafil avladı. Yani zıtlıkların varlığı..
Bu ne demek: ‘Dışarıda benim hayatımdan farklı o kadar güzel bir hayat var ki herkes belli ki mutlu.. Bir tek benim hayatım yeterince can sıkıcı’. Bu düşünce o kadar baskın bir hale geliyor ki kişi artık kendinden nispeten refahı olan ya da mutlu bir insan gördüğünde buna katlanamaz hale geliyor. Ve bu ona haz vermeye başlıyor. Diyelim ki; bir kişi işini kaybediyor. O sırada karşılaştığı kişi de ekonomik olarak zorluk yaşayan bu kişiye; yaptığı alışverişi ballandırarak anlatmasından rahatsız oluyor. Bu duygu dünyasında yaşadığı gerginlik, karşı tarafın da işini kaybetmesiyle kendini hazza bırakıyor. Maalesef ki biraz sert gelmiş olabilir. İnsanoğlu dünyada var olmanın yolunu kendini dengede tutmayı öğrenerek de kanıtlamadı mı zaten?
Bu psikolojik bir rahatsızlıktır sizin başınıza gelenle karşı tarafın yaşadıkları arasında eksi ya da artı diye bir korelasyon bağı söz konusu değil. Bu; duygu dünyamızın kendi başımıza gelen şeylerle ilgili oluşturduğu bir bakış açımız. Başımıza gelen her şeyin kendince bir nedeni var. Böyle bakmaya çalışmadıkça ve sosyal medya da bu noktada tam gaz devam ettikçe ‘Schadenfreude’ sayısı gitgide artacak gibi duruyor. Herkese mutlu haftalar
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
