Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '09

 
Kategori
Ankara
 

Başkent'in terörist kuşları

Başkent'in terörist kuşları
 

ANKARA VE GÜVERCİNLER


Hayvanları severim aslında, ama uzaktan!

Her canlının ekolojik sistem gibi hassas bir dengeye, nasıl bir katma değeri olduğunu bilirim. Mesela! kuş gribi paniğiyle binlerce tavuk katledilmişti geçen yıl! cok geçmedi üzerinden “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi” vakaları çıktı akabinde. Yılanları katlettiler, bu kez de fareler bastı tarım alanlarını…

Baharın uyanışıyla birlikte ağaçların dallarında ötüşen tabiatın senfonisidir kuşlar. Gökyüzünde ahenkle süzülüp özgürce kanat çırparken, onların raksını seyretmekle keyiflenirim.....

Karasal iklimin kaderinde yoktur baharı yaşamak! haşindir kışları, soğuğu, ayazı. Poyrazdır, Karayeldir rüzgarı, alır götürür ne varsa savurur koparır fırtınaları. Ardından başlar sağanak nisan yağmurları… o yüzden çok uğramaz Başkent semalarına meltem rüzgarı….

Uzundur Ankara’nın kışı… bunalırsın dumanlı bulutlar dolanır durur başının üstünde, günlerce sürer hüznü! Özlersin baharı, güneşi, yazı… Derken bi bakarsın, güneş açar pırıl pırıl sevinçle dolar yüreğin . Sanırsın ılık ılık ısıtacak içimi. Ama dominendir, serttir Ankara’nın yazı, kavurur, bunaltır, ruhunu daraltır. Bu kez dinginliğini bulmak için gölge kuytular ararsın….

Yaz gelince evimin balkonudur benim yaşam alanım. Süslerim ferforje sarkaçları! sardunyalar, fesleğenler, rengarenk çiçeklerle. İşten dönünce, yorgunluğumu, stresimi attığım, huzur bulduğum mekanımdır evim! Gelgelelim! evinde de huzur verirlerse insana.

Nereden peyda oldular nasıl bu kadar çoğaldılar bilinmez ama Başkent’i istila eden bu kuşlar, binaların aydınlığında, çatılarda, hatta caddelerde, nereye baksam onlar… denemediğim yöntem kalmadı kurtulmak için! Sözde hareket eden bir cisim olduğunda ürker, gelmezlermiş. Bilakis! O kadar arsızlar ki, Kuşlar familyasının çingeneleri diyorum onlara. Rüzgar gülleri takıyorum, CD ler bağlıyorum balkon demirlerine, Siyah poşet dediler, ne yaptımsa kurtulamıyorum onlardan. Geçenlerde Ulus da zirai ilaç satan bir dükkana gidip yardım istedim. Ölmelerini istemiyorum neticede! “Bir canlının ölümüne sebebiyet verip onun vicdani sorumluluğunu da taşımak istemiyorum. ama onları uzaklaştıracak zirai bir ilaç varmı” diye sordum. “Var ama kokusu o kadar keskin ki onu balkona koyarsanız sizinde orada bulunmamanız gerekir” diye cevap verdi. Balkonu iptal ettikten sonra ne manası var dedim!

Bunlar nasıl bir yaratık anlamak mümkün değil! gecem de gündüzümde beraber. bazen, sabahın ilk ışıklarıyla penceremde cama vuran tuhaf seslerle karışık bir vaveyla kopuyor. Gecenin bir yarısı binanın aydınlığına bakan banyo penceresinde, patırtıyla karışık bir homurdanma sesiyle ürpererek korkuyla uyanıyorum kimi zaman! Balkona astığım çamaşırların üzerine pisliyorlar. Masa, sandalyelere ve zemine aynı şekilde. Güzelim çiçeklerimin saksılarını eşeleyip topraklarını etrafa saçıyorlar. Yeni açmış çiçeklerimi gagalarıyla koparıp yağmalayıp imha ediyorlar. Geçenlerde akşam eve bi geldim Balkon hallaç pamuğu gibi! çiçeklerimi koparmış, saksıların orta kısmını deşeleyip çukur hale getirerek çalı çırpı koymuşlar. hatta abartıp bir de yumurta bırakmışlar. Nasıl da bu kadar kısa zamanda yuva yapmışlar kendilerine. Tüm sinirlerim zıpladı! Bu terörist güvercinler resmen küçücük yaşam alanımı elimden alıp, kendilerine yuva yapma çabasındalar!

Yorgun argın gel, birde güvercinlerle uğraş! Bir yardımı olur mu diye Çevre Bakanlığını aramak geldi aklıma! Durumu izah edip, bu konuda yardım talep ettim kendilerinden. “Katletmek olmaz elbette! ama gittikçe çoğalan sayılarına hiç değilse bir önlem alınması gerektiğini” söyledim. Karşıdaki bayan da doğal olarak “hanımefendi mağduriyetinizi anlıyorum ama bu kez de çevreciler ve hayvan severlerle karşı karşıya kalıyoruz” dedi haklı olarak! Ve ben artık gerçekten de yoruldum. Şimdilerde, onlarla yaşamaya alışmaktan başka çare olmadığını anlayınca da kanıksadım mecburen!

Kimbilir!
Yeri geldiğinde Hayvan hakları konusunda mücadele ruhunu ortaya koyan, Hayvan Severler yada Güvercin Sevenler Derneği gibi sivil toplum örgütleri insan hakları konusunda da aynı hassasiyetle iletimi dikkate alır ve sorumlulukları sahasındaki BU kuşların bireylere verdiği rahatsızlıklar konusunda tedbir ve çözüm öneriler getirir. Bu tür derneklerin amacı, hedefi, varsa faaliyet alanları nelerdir bilmem ama bu kuşların yaşamımıza verdiği aksaklıklardan dolayı geliştirip, önerebileceği çözüm örnekleri de vardır umarım!

 
Toplam blog
: 48
: 1807
Kayıt tarihi
: 17.07.09
 
 

Bir Nisan akşamı kışı uğurlayan, baharla gelmişim dünyaya…  Hobi olarak çeşitli tasarım etkinlikl..