Başkentte Turkısh Power rezaleti

İyi akşamlar sevgili blog severler. Malumunuz karneler alındı, çocuklarımızla birlikte bizler de güzel bir oh çektik. İş, ev tempomuz derken bir de çocuklarımızın okul temposu eh haliyle yoruluyoruz.

Off ben yine konuyu dağıtmaya başladım. Gelelim asıl mevzumuza. Şimdi sevgili dostlar hani çocuklarımız tatile girdi ya, ben de oğluma karne hediyesi gönlüm razı olmasa da bu akşam Ankara da yapılan “TURKISH POWER” gösterisine götürdüm götürmesine de ah keşke götürmez olaydım. Evimin rahatlığında bile zaman ayırıp tv den izlemeye değer bulmadığım Amerikan Dövüşü isimli sözde showu izlerken insan çocukları için nelere katlanıyor diye düşündüm…

Aslında en başından bu yana çok mücadele ettiysem de oğlumu bu programda uzak tutmak için tam anlamıyla başaramadım istikrarsız bir anne olarak elbette ben de hatalıyım. Lakin hayatımıza öyle girmiş ki okulda arkadaşlarıyla bile tek sohbet konusu buymuş işte. İzlenimlerim de oğlumu doğruluyordu maalesef.

Bu “AMERİKAN DÖVÜŞÜ” yani namı değer “ SMACKDOWN” hayranlığı zamanla Türk taklidi olan “ TURKISH POWER” ı doğurmuş. Önüne gelen programa ihtarlar düzenleyen sevgili RÜTÜK müz ailelere yardımcı olmak adına çocuklarımızı bu illetten korumak için kılını bile kıpırdatmadı ve bugünkü anlatacağım rezalet yaşandı maalesef.

Bu akşam büyük masraflar edilerek kurulmuş platform, ses ve ışık düzeni ile gösteriye hazırlanan ANKARA ATATÜRK KAPALI SPOR SALONU nu benim gibi çocuğuna esir aileler saatler öncesinden doldurmuştu. Çocukların sabırsızlığını görmeliydiniz. Neyse dedim kendi kendime yalnız değil suç ortağım çok var nasılsa. Beklemeye başladık sırayla vücut şekillerini anlatamayacağım kas dağı gibi adamlar bir oraya bir buraya hopluyor garip sesler çıkararak çocuklarımızı sözde coşkulandırıyorlardı. Ben ne yaptığımı bilememenin şaşkınlığı ile çevremi gözlemliyordum. Bu sözde gösteride Türkiye Kickboks Federasyon Başkanı, Ankara Gençlik Spor Müdürü de protokoldeki yerleriyle izlemekteydiler. Maçlar sırayla devam etti araya da yabancı uyruklu iki kadınla da renk verilmek istendiğini düşünüyorum.

Final maçına geldi önce Kanada uyruklu bir dövüşçü çıktı ringe sonra büyük tezahüratlarla Türk dövüşçü başında TÜRK BAYRAĞI ile ama öylesine havlu gibi atmış başına halk daha bir galeyana geldi ve coştu. Birbirlerine karşı laubali, dalga geçer tarzda hareketlerle dövüş başladı. Önce bizim dövüşçü bayrağı öptü katladı ve bir kenara bıraktı türbinler ayakta, ben bekliyorum bayrağı ring dışındaki onlarca görevlilerden biri kaldıracak diye hayır orda duruyor biraz daha vakit geçti biri aldı yerden benim şehit kanıyla sulanmış şanlı bayrağımı ohh dedim içimden mutlu oldum. Ama o da ne organizatörlerden biri olduğunu düşündüğüm takım elbiseli orta yaşlı bir bey yine bayrağı ringin kenarına yere bıraktı bu esnada kavga devam ediyor Türk dövüşçü yabancı rakibini yere serdi ve şehit gibi üzerine BAYRAĞIMI örttü sinirden bağırmak istiyorum ama onca gürültüde sesim kime ulaşır, kimse fark etmiyor mu diye daha bir sinirlendim maalesef tık yok dostlar ne seyircilerden ne de devlet erkanı protokolden …

Yabancı olan dövüşçü bayrağı yüzünde örtülü iken aldı yana fırlattı, sinirden kanım dondu, paçavra gibi bir orda bir burada benim atalarımın şerefli kanlarıyla sulanmış şanlı bayrağım başkentimde ayaklar altında…

Bu kadar mı ruhsuzuz bu muydu milliyetçiliğimiz? Çocuklarımızın gözü önünde gerçekleşen bu rezalete bu kadar duyarsız kalacak, gözümüzü kör edecek şekilde bizleri kimler efsunladı, yüreğim paramparça inanın dostlarım.

Elimden gelen sadece o rezalet yerini terk etmekti ben de öyle yaptım.Çocuklarımı da alıp çıktım salondan, çıkarkende salon görevlilerine tepkimi anlattım ama kimin umrunda.........