Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '12

 
Kategori
Öykü
 

Başlangıç 2. Kısım -Şehrin Soğuk Yüzü-

Başlangıç 2. Kısım -Şehrin Soğuk Yüzü-
 

-Başka bir akşam.

Dedi nazikçe. Kapattı kapıyı. Odasına doğru yürüdü. Odanın kapısını açtı. Elbiselerini çıkarttı. Pijamalarını giydi. Banyoya gitti. Dişlerini fırçaladı. Yatağına uzandı ve uykuya daldı. Çok yorulmuştu bu gün. Rüyasında göreceklerinden habersiz uykuya daldı.

Sabah olduğunda o hiç sevmediği ses yine kulaklarını tırmalıyordu. Sevmezdi sabahları bu sesi. Aslında sabahları çıkan hiçbir sesi sevmezdi. Çünkü uyanması ve işe gitmesi gerektiğini hatırlatıyordu kendisine. Zor bela kalktı yatağından. banyoya bir gözü kapalı halde yürüdü, suyu açtı. Suyun sesi ayılmasına yetmişti bile. Yüzüne iki defa şehrin soğuk suyunu vurdu. Bir anda gözleri kızardı, saç dipleri bile hissetmişti sanki soğuk suyun gücünü. Kendine geldi. Mutfağa gitti kahvaltılık bir şeyler çıkardı. Çay demlene kadar üzerine giyindi. Kahvaltıya önem verirdi, sağlam bir kahvaltının kendisini gün boyu dinç tutacağını bilirdi. Kahvaltısını yaptı saat 08.13 olmuştu, artık işe gitmeliydi.

Evden çıktı arabasına yürüdü. Buz gibiydi kapının kolu. Kim bilir koltuklar ne kadar soğuktu. Kış aylarında arabasından nefret ederdi. Eskiydi çünkü. Sabahları koltukları buz gibi olurdu. Homurdanarak oturdu kodluğa. Kontağı çevirdi. Sabahın o şahane sessizliğini bozuyordu arabasının patlak egzozundan çıkan gümbürtü. Motordan da bir ciyaklama geliyordu. ”Kayış gevşemiş olsa gerek” dedi kendi kendine. “Yine bir masraf kapıda” diye düşündü.

İşe doğru yola çıktı. Sabahları trafik olmazdı buralarda. Büyük şehirlere benzemezdi pek. O yüzden de çok severdi memleketini. Ayrılmazdı tatillerde bile. Zaten tatile ayıracak pek parası yoktu. Evin ihtiyaçlarını karşılamaya ancak yetiyordu aldığı para. Arabasını bile zar zor alabilmişti. Cimri değildi pek. Ama çokta savurgan olmadı hiçbir zaman. Ne için ne kadar harcaması gerektiğini bilen bir yapısı vardı.

İş yerine geldi. Saat 08.45’i gösteriyordu. Arkadaşlarına günaydın dedikten sonra masasına oturdu. Evraklarını kontrol etti. Günlük yapılacak işlerini gözden geçirdi. Kalemini eline aldı. Masasının sağ tarafında, bilgisayarının tam yanında duran resme baktı. “ Günaydın Kızım. Her sabahki gibi bu sabahta çok güzelsin” dedi. Gözleri bulutlandı. Ağlamadı. Ağlayamadı.

 
Toplam blog
: 23
: 193
Kayıt tarihi
: 27.04.09
 
 

Sayfada Gördüğünüz Tüm Yazılar Şahsıma Aittir. Bana Ait Diğer Bağlantılara Bu Linkten Erişebi..