Başlıksız sevda

Şimdi sana soruyorum
Ölmek ile yaşamak arasındaki fark ne?
…
Azrailin canımı mı alması mı?
Sadece ruhumun bedenimden ayrılması mı?
Ruhum bedenimden ayrılmadıkça ölmez mi sanıyorsun?
Cevap versene neden susuyor dudakların?
Tabiî ki suskun kalacaksın
Sen hiç delicesine sevmedin ki
Hiç ayrılmayacakmış gibi severken ayrılmak nedir bilemezsin
İşte bunun için
Yaşamakla ölmek arasında tek fark
Ruhun bedenden ayrılması diyemem
Delice severken seni
Ayrılık ölüm gibi gelmişti
Anladım ki, ölmek ile yaşamak arasındaki fark
Sadece ruhumun bedenimden ayrılması değildi…
Sanma ki sensizliği ölüm ile kıyaslıyorum.
Sensizlik gibi ölümden daha ağır acılarım var.
Ne güzel demiş yılmaz abimiz:
“şimdi ölüm bile yetmiyor acılarımızı tartmaya…”

Ansızın gittin
Zaten bütün sevdalar ansızın bitmez mi?
Bütün ayrılıklar yaz yağmuru gibi habersiz gelmez mi?
Ansızın yağan yaz yağmur misali
Bütün sevdalar yaz yağmuruna yakalanmaz mı günün birinde?
İşte öyle olmadı mı bizim sevdamız?
Ama bu sevdada nedense
Sadece ben ıslanmıştım…
Senin haberin vardı
Yağmur yağacaktı o gün
Kalkan olmuştu o taş kalbin sana
Islatmadın kendini
Oysa ben tedariksizdim
Çok ıslandım çok…
Bu ne yağmurdur ki hiç dinmedi
Yaz yağmuru gibi habersiz
Sonbahar yağmuru gibi aralıksız
Yağıyor durmadan, ıslatıyor bedenimi ve anılarımızı
Neden hep ıslandım biliyor musun?
Bilmiyorsan ilhan abimiz sana söylesin:
“aşk layık olanda kalmalı…”

Sanma ki kalbim bir af çıkaracak
Yüreğim bu nefreti unutacak
Sanma güzelim sanma ki
Bu kalbim tekrar senin köşkün olacak
Bak funda ablamız nede güzel söylemiş:
“dertli bağrımda camdan bir kalp var
Artık dönsen de geçmez ki bu kırıklar…”
Zeynelim