Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Başlıksız

Başlıksız
 

Merhaba, bugün eski bir arkadaşımın yıllar önce yaşadığı umutsuz aşktan geriye kalan bir mektubunu yine kendisinin isteği ile sizinle paylaşacağım. Kim bilir mektupta sözü edilen kadın da kendisi için yazılmış fakat eline ulaşamamış bu satırları okur. Belki de kendimizden de bir şeyler buluruz değil mi?


“Bir kız sevdim ben, Tam beş yıl önce, bir tesadüftü tanışmamız. Tesadüflerin en güzeliymiş o zaman anlayamadığım. Bir kız tanıdım henüz on dokuzunda dünya tatlısı, ama bir o kadar da hüzünlü kuzucuk… Hayatına ne acılar sığdırmış yine de yılmamış ayakları üstünde duran… Hatta bu genç yaşında büyüklerinin sorumluluğunu yalnız karşılayan bir kız…. Günlerce, aylarca konuştum, konuştukça sevdim. Onunla konuşmayı sevdim. Bize, hayata dair ne varsa konuştuk ve bir gün geldi görmek istedim içimi ısıtan bu sesin sahibini gittim ve gördüm.


Çiçekli bir etek, pembe bez pabuç, ince bir thsirt ile geldi. İzmir güneşi bu olsa gerekti! Ellerini tuttum terden ıslandı avuçlarım. Anlayamadığım bir tedirginlik vardı onda, bir soğukluk… Hani nerde telefondaki o sıcak ses? O rüya günün sonunda anladım neden soğuk ve tuttuktu bu kuzucuk; o kırgın, o üzgün, o ürkek, hayata karşı tedbirli o kötü anılarının eseri! Dönüş yolunda ben karmaşık duygularla ben tek bildiğim gerçek SEVİYORUM…


Zaman geçiyor, kötü olaylar, bazı doğrular yakıyor canımı… Yüreğim yanıyor çünkü ben onu düşünürken onun düşündükleri var. Ama olmuyor bitmiyor söküp atamıyorum. Kanımda o, nefesimde o, yüreğimde o, ruhumda o. Sevdim işte bu kadını çünkü benim için halen masum, tatlı, küçük kızdı o…Yıllar geçti, tartışmalar, ayrılıklar ve barışmalar…

Olmuyor işte kopamıyoruz dönüp dolaşıp birbirimizde buluyoruz yüreğimizi. Ve bir an geldi ondan kopmak umudumun tükendiği zamanda Ankara yolu görünmüştü bana…Kendimi unuttum onu unutabilmek için olmadı. Zaman geçiyordu sadece, anlamsız nefes alışverişlerle…

Bir gün telefon çaldı, yine o özlediğim ses! Olmuyor işte özlemiyle büyüttüğüm kalp kırıklıkları halen bende duruyor. Yüreğim seviyorum diye haykırıyor, fakat hiç kimse canımı bu kadar çok yakmamıştı ki! Kustum içimdeki sitemleri, öfkemi… Sonra söyledim ne çok sevdiğimi, bu gelişi ne zamandır beklediğimi…

Artık her şey daha güzel, o benim kocaman gözleri, terleyen elleriyle, uzun saçları, sevgi dolu cümleleriyle, yüreğiyle ruhuyla canım sevgilim!...”

 
Toplam blog
: 85
: 1590
Kayıt tarihi
: 23.11.10
 
 

Yaş otuzbeş yolun yarısı eder demiş üstad demesine ama, benim yapacak çok şeyim var:)! Anneyim, e..