Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Başörtüsü Simge Olursa Riyadır.

Başörtüsü Simge Olursa Riyadır.
 

Atatürk'ün annesi Zübeyde hanım.


İslamiyette değil giyim kuşam din'in özü olan ibadetler dahi mahsus (özellikle) görünür tarzda yapılmaz.

Değil ki baş örtüsü veya başka bir giyim tarzı veya davranış inancını göstermek için yapılsın. Gösterme, simge ayrı konudur, inanç nedeniyle tesettürlü olmak ayrı konudur. Eğer siz "ben inanıyorum o halde inancımı başkaları görsün" diye simge haline gelecek davranış içine girdiyseniz; bu hem dini inancınıza ters düşer, hem de toplumsal ahlak yönünden utanç verici bir davranış olur. (Sosyo ekonomik ve siyasal çıkar için kullanmış olursunuz.) En büyük terslikte Allah'a karşı bir münafıklıktır.

İslamiyetin doğuşunda dahi belirgin bir kıyafet simgeleşmemiştir. Zaten ben inançlıyım (takva sahibiyim) diye kendinizi lanse ederseniz bu İslam inancına aykırıdır.

Peygamberimiz (s.v.) zamanında müminler çoğalınca artık birbirlerini tanıyamaz oluyorlar. Bu durumu Peygamberimize soruyorlar; biz kim samimi, kim yabancı bilmiyoruz mescitte diyorlar. (bu meal de bir hadis) O'da diyor ki "başınızda ki sarığın bir ucunu omuzunuza doğru sarkıtın" birbirinizi tanır yabancı mı değil mi anlarsınız demiştir.

Görüldüğü gibi burada da bir tanıma şifresi olarak, anlaşılmayacak dıştan dikkat çekmeyecek şekilde bir talimat vardır. Demek ki herkes farksız giyiniyordu. Önerilen sarık düzenlemesi de dikkat çekmeyecek şekildedir.

İslamiyette genel uygulama inancı derinleştirecek, ama bu olgunlaştıkça mütevazileşip toplumdan farklı kendini göstermek yerine her yönü ile nötürleşmek gerekmektedir. İslam alim ve ermişlerini bir tetkik edin en üst mertebeye çıktıkları Peygamber tarafından müjdelenenler ne giymiş nasıl giymişlerdir.

O günün Roma ve Mısır gibi en yakın gelişmiş (teknik ve kullanım araçları) ülkelerine karşı zaferler elde ettiklerine rağmen neden giyimde tesettür modaları gelişmemiştir. İsrafa kaçmamışlardır mütevazi davranmışlardır. Şimdiki moda tesettünün esiri olmuş bayanlarımız ve onları destekleyen insanların islami literatüre yeniden dönüp okumaları gerekir.

Şunuda diyelim isteyen istediği gibi giyinebilir, ama ben veya biz şu dini temsil ediyoruz deme hakkı da kimseye verilmemiştir. Hele temel düsturlarına ters davranışlar içinde dünyevi bataklığın ipeklerine sarılmış görünümle hiç olmaz. Sembolizm akımıyla bir anlamda modalaştırılan tesettür görünümü dışta bir inancı çağrıştırsa da eğer toplumsal ahlak düzelmeyip; hertürlü ticari hileler ve vergi kaçırma oyunları, ve liberal kapitalizmin ahlaksal değerlerine göre feraset sahibiyim diyerek kendinizi global sosyo ekonomik yapıdan soyutlayamıyorsanız herkes tesettürlü olsa ne anlam taşıyacaktır.

İnanarak mütevazi şekilde örtünen bayanlara saygı duyulmalıdır. Ve her hakları da engellenmeden verilmelidir. Ancak inanıyorum deyip örtünen, bu inancın diğer önermelerini tam uyguluyor mu acaba? Örtünmenin gayesi karşı cinslerin (nikah düşenler) dikkatlerini çekerek şehevi arzularının uyanmasını önlemektir.

Nur Suresi ayet: 31 "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar. Süslerini kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veya babaları vaya kayınpederleri, veya oğulları, veya kocalarının oğulları vaya kardeşleri veya kardeşlerinin oğulları vaya kız kardeşlerinin oğulları veya müslüman kadınları veya cariyeleri, veya erkekliği kalmamış hizmetçiler, ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey İnananlar! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allah'ın hükmüne dönün."

Biz diyor! Kur'an da yüce Rabbimiz; "Herşeyi bu kitapda ap açık bildirdik" işte yukarıda ki ve diğer ayetler. Neden Kur'an-a bakıp da öğrenemiyecekmişiz, İlahi Kelam değişmez! ama neden ardına önüne bir sürü ek yaparlar kendilerini yetkili sananlar mı var! Bu ayetleri gönderen bu kadar acizmidir ki anlaşılmayan kitap göndere. (tevbe estağfirullah-Allah'a sığınırız.)

Bir ayet daha açık ve seçik; Nur suresi ayet: 60 " Evlenme ümidi kalmayan, ihtiyarlayıp oturmuş kadınlara, süslerini açığa vurmamak şartıyle, dış esvaplarını çıkarmaktan ötürü sorumluluk yoktur; ama sakınmaları kendileri için daha iyi olur. Allah işitir ve bilir."

Kur'an dolayısı ile Yüce Rabbimiz öyle özgürlükçü ki herkese demiyor, bakın: Ahzap Suresi ayet:59 "Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını söyle; bu onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah bağışlar ve merhamet eder."
Bunların dışındakiler demek oluyor ki istediği gibi giyiniyor. Bu emir ayetten önce, demek ki onlar da daha serbest giyiniyorlardı. Görülen durum nedeniyle bu ayetin uygulanması emirlenmiştir. Bu emri verirken de yüce rabbimiz ne kadar yumuşak, incitmeden hitap etmektedir, sanki isteğe bağlı bir öneri koymuş gibi.

Bu konuda dini kaynaklar başka değişik önlemlerde göstermektedir. Bayan, normal sesini değiştirerek cazip göstermek için haraket etmesi de doğru değildir. Seste bile bu yönlü öneri koyan inançta, nasıl olacakta yüzüne en göz alıcı makyajları yapıp daha sonra tesettür uyguluyorum diyeceksiniz. (Göründüğünüz gibi olun, Olduğunuz gibi görünün)
Ahzab Suresi ayet 32: " Ey Peygamberin hanımları ! Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız edalı konuşmayın, yoksa kalbi bozuk olan kimse kötü şeyler ümit eder; daima ciddi ve ağırbaşlı söz söyleyin."

Kadın erkek eşitliğine ne güzel örnektir şu birlikte hitap; Ahzab Suresi ayet : 34 "Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmetini hatırda tutun. Şüphesiz Allah haberdar olandır, latif olandır." Ayet:35 "Doğrusu erkek ve kadın müslümanlar, erkek ve kadın mü'minler, boyun eğen erkekler ve kadınlar; doğru sözlü erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlar, gönülden bağlanan erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar, iffetini karuyan erkekler ve kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve kadınlar, işte Allah bunların hepsine mağfiret ve büyük ecir hazırlamıştır."

Bu ayet gösteriyor ki kadın erkek eşit ve aynı hitaba muhataptırlar. Erkeklerinde dikkat çekici (riya-uyarıcı)görünüşten kaçınmaları gerekmektedir. Bunun yanında İslami olarak onların da sade ve mütevazi olmaları her bakımdan ( ev, araba, ev aksesuar ve eşyaları ve hertürlü kullanım araçları) gerekmektedir, eğer inanıyoruz düşüncesindeler ise.
Aksi halde her türlü konforu yaşamayı kendilerine mubah görüyorlarsa, Dünya'da onca fakir varken bu yaşamları içlerine sindire biliyorlarsa tesettür edebiyatı riya ve sembolden başka bir anlam taşımaz.

Oysa Dinimiz İslam'da semboller şirk araçlarıdır. O nedenle islamda sembol yoktur. Resim ve heykel de bunun için yer almamıştır. Kılık kıyafette sembol değil yukarıdaki ayetler gereği uygulanır.

Baş örtüsü simge olursa riya olur. Dini çağrıştıran imaj açığa vurulmak istenirse riya olur, giyimde de böyledir ibadette de. Dini inanca bağlılığı gereği örtünen bayan bu inancının bilincindeyse makyajla da görünmesi haramdır. Nasıl ki sesini kibarlaştırıp değiştirmek haram sa başına tesettür yapıp, eğer yüzünde makyaj varsa; bu nasıl ihlaslı inanç oluyor riya değil mi? (başkalarını kandırma olmaz mı)

Dinimiz de bütün maddelerin faydalılığı ölçüsünde değeri vardır, hiçbir eşya veya maddeye özel değer yüklenmez. Bu ham maddi hem manevi yönden. Kabede ki hacer-ül esved taşı dahi taş olmaktan öte başka değeri olmadığı hadis kaynaklarında sabittir. Sadece tavafa başlama işaretidir. İnancımızda sembol oluşturmak hele o sembolü ianaç işareti saymak riyadır.

Riya da en tehlikeli gizli şirktir.



Nariçi 18.01.08

Not: başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin
"iptali veya yok hükmünde kabul edilmesi ve yürürlüğünün durdurulması" istemiyle açtığı davanın sonucunu yazılı açıklamayla duyurdu.
Açıklamada, şöyle denildi:

"9 Şubat 2008 günlü 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair Kanun’un 1. ve 2. maddeleri, Anayasa’nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek iptal edilmiştir. Ayrıca yürürlüğü de durdurulmuştur." (05.06.08-milliyet.com)



 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..