Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Baştabipten çalışanlarına istifa daveti!

Baştabipten çalışanlarına istifa daveti!
 

DR.MEHMET İNANAdıyaman Devlet Hastanesi Baştabibi


“Ya emeklilik dilekçenizi verin, ya da biz, sizleri başka yerlere tayin edeceğiz.” Mustafa Polat’ın www.gazeteadiyaman.com’daki haberi...

Habere göre bunlar, Adıyaman Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet İnan’ın kurumundaki yardımcı hizmetler personeline sarf ettiği tehdit içeren sözleri...

Ülkemizde iktidarların el değiştirme süreçlerinde, kamu kurumlarında sıkça yaşanan bu ve benzeri hukuka aykırı yaklaşımlar, ne yazık ki günümüzde hala görülmekte...

Yukarıdaki haberde anlatılanlar, bu tipik davranışların talihsiz bir örneğinden başka bir şey değildir.

Davranışı sıradan, cahil birileri yapsa ne ala... Habere konu olan tıp bilimini okumuş aydın bir insan; yani bir hastanenin başhekimi...

Bilindiği üzere kurumda iş gören personele hakkaniyet, şefkat ve merhametle yaklaşmak, kurum amirinin temel görevlerindendir.

Bir diğer görevi ise onların özlük ve kişilik haklarına yöneltilen ihlal, tehdit ve baskılara karşı kurumda önleyici tedbirler almaktır.

Yoksa tehditle istifaya zorlamak değil!

Bunlar yapılmadığı takdirde, o kurumda çalışanların huzur ve güveninden, dolayısıyla iş verimliliğinden bahsetmek mümkün mü?

Kaldı ki hastane başhekimi de, yardımcı hizmetler sınıfı personeli gibi DMK’ya tabii bir iş görendir. Farklı olan hizmet ve görev alanlarıdır.

Yani bir kamu kuruluşu olan devlet hastanesinde başhekim, müdür veya başka birileri işveren konumunda değildirler. İktidara sırt verip, öyle davransalar bile...

Olsa, olsa kurumun amiri olurlar. Amir ise görevini yapmayan personele ilgili kanunda belirtilen yetkilerini kullanarak, iş görmelerini isteyebilir.

Bu konuda gerekli girişimlerde bulunabilir. Hatta lüzumu halinde soruşturma açarak, ihmalin veya ihlalin hesabını dahi sorabilir...

İşlemler yürütülürken tehdit, şiddet ve baskıdan uzak, hakkaniyetle çalışmaların sonuçlandırılması esastır.

Yoksa “ben yaptım” veya “ben istiyorum” mantığı ile hareket etmek, keyfilik ve suç teşkil ettiği gibi, kurumdaki huzur ve güven ortamını da bozar.

Dahası keyfiliğin haddi, hududu olamaz...

Zaten yıllardır kamu kurumlarında bu uygulamalar var diye, her iktidar değişiminde sayısız çalışan mağdur edilmekte...

Kurumlarda kaliteli hizmet üretmek yerine; hantal, verimsiz ve hatıra binaen iş görme mantığı egemen olmakta...

Böylece vatandaşın cebinden karşılanan kamu kurumlarının giderleri, benzeri uygulamalarla boşa gitmekte...

Öte yandan haberde belirtildiği üzere, yasal bir kuruluş olan Türk Sağlık-Sen yönetimine hastane baştabibinin bilgi vermekten kaçınması ne kadar doğru olabilir?

Hani kurumlar şeffaftı...

Hani kurumlardaki uygulamalarda hukuka bağlılık esastı...

Hani iş yerlerinde hoşgörü, birliktelik ve hakkaniyete dayalı bir iş bölümü vardı...

Demek ki yokmuş.

Olsaydı, hastane baştabibi hem çalışanlarına, hem de onları temsil eden yasal sendikasına böyle keyfi tavır alabilir miydi?

 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..