Bataklık ve başörtüsü

Adamlar gırtlaklarına kadar “bataklığa” batmışlar

Ne yuttuklarını niye soruyorsunuz ki;

Belli değil mi?

Çirkefe girenler, bataklıkta batanlar ne yutarsa onu yutuyorlar…

Üzerlerine sıçrayan çamurdan bahsetmek bile istemiyorum, çalarlarsa çalsınlar diyen bir topluma sıçrayan ve kokan “çamuru” anlatamazsınız…

***

Bu devlete kırk bin şehit verdirenlerle, trilyonlarca lira kaybettirenlerle ve hala kin nefret şiddet tohumu ekenlerle kol kola olanların IŞİD’e kafa tutmaları mümkün değildir;

Olsa olsa daha önce besledikleri destekledikleri IŞİD’i acımadan utanmadan ispiyon ederler

Olmadı satar ve harcarlar o kadar…

Çünkü bunların ve yandaşlarının “fıtratında” bu var…

***

Çok zor değil “tarihimizin” sayfalarına kısacık bir göz atmak. Günümüz teknolojisi her türlü bilgi ve belgeye kolayca erişmeye uygun…

Bakmayın bunların “yasakladıkları, engelledikleri ve alelacele değiştirmeye kalktıkları gerçeklere”

Güneşi balçıkla sıvayamazlar…

Benzerleri o kadar çok ki, sanki bugün yaşanmış gibi hepsi…

Aynı tip aynı kafada insanların yazdığı kanlı utanç veren ayıplı kusurlu ve münafık tarih…

***  

Neredeyse yüz yılı geride bırakacak Türkiye Cumhuriyeti, hiç zorunuza gitmiyor mu bir “otomobil” markamızın olmayışı…

Sebebi ne? Çünkü siyasetçileri yarattığı biz vatandaşların da alkış tuttuğu kendi “bataklığımızda” debelenip duruyoruz da ondan…

Elin adamına bir bakın yahu daha düne kadar hiçbir ekonomik kaynağı aklı beyni hatta eğitimi olmayanlar elli yıl içinde biz ve neredeyse tüm İslam dünyasını solladılar ve geçtiler.

Onlar gibi olmaya çalışıyoruz beceremiyoruz, onlar gibi giyinmeye kalkıyoruz birileri tutuyor arkamızdan çekiyorlar, onlar gibi düşünmek istiyoruz eğitim ve hukuk sistemimiz yobazlık engeline takılıyor kalıyor…

***  

Bakın o beğenmediğimiz insanlara;

Günlük yaşamlarını, sosyal-kültürel, ekonomik yaşamlarını, çalışma düzenlerini, eğitimlerini, insan yetiştirme öz ve biçimlerini;

Geleceği hazırlamalarını en küçük bir olasılığa yer vermeyecek biçimde bilimle, teknolojiyle, sanayiyle kurguluyor, yoğuruyor ve yaratıyorlar…

Akıl ne diyorsa ilim bilim irfan ne diyorsa onu yapıyorlar.

Ürettikleri teknolojilerle, yarattıkları sanayiyle, ne trafikte, ne terörde, ne iş ne çalışma düzenlerinde, ne insani ilişkilerinde, ne yer altında-madenlerde, ne yer üstünde bürolarda, fabrikalarda, tarlalarda, sporun her dalında, işi şansa, kadere, talihe bırakmıyorlar.

Bizim gibi “Allah yazdıysa olur, yazmadıysa olmaz, kimsenin burnu kanamaz” rehavetine kapılmıyorlar.

İnsan hayatından emniyetinden refahından sorumlu olanlar bu işin “fıtratında var” deyip sıyırılmıyorlar işin içinden…

***

Allah’ınızı severseniz ya da elinizi vicdanınız üzerine koyun;

Adam gibi dünya insanlarının standartlarında eğitim alan, iyiyi kötüyü doğruyu yanlışı bilen,

İlim bilim bilgisi olan, düşünen eksiği, fazlayı gören, önlemini almaz gereğini yapmaz mı?

Ama biat eden körü körüne ardı sıra giden, karanlıklarla haksızlıklara hırsızlıklara ahlaksızlıklara itiraz edemeyenler her şeye gözünü kulağını kapatır olacağınız öleceğini “Allah’a havale ederler…

Ülkenin ekonomisi bile Maşallah İnşallah Eyvallah ekonomisi…

Evlenirken bile “Allah’ın izni peygamberin kavliyle” diye başlayan bir boyun eğişimiz var. Tuttuğumuzu koparmaktan hakkımız istemekten ve almaktan aciziz…

***

1955 yılından sonra ülkede verilen eğitim sonrasında bilim ne zaman din ile karşı karşıya gelse halkın yüzde sekseni “din ne diyorsa o doğrudur” diyor…

Kadınların zerre kadar değeri ve önemi yok, kadın kocasına kesinlikle itaat etmelidir diyenlerin oranın az mı olduğunu sanıyorsunuz?

Daha dün “ortaöğretimde” sanki “matah” bir şeymiş gibi “başörtüsünü-türban diyemiyorlar- serbest bırakan yasa meclisten AKP nin oylarıyla geçti…

İlim bilim unutuldu gitti IŞİD in kan dökmesi Suriye’den Irak’tan yurda sokulan (?) yaklaşık 3 milyon Kürt ve Arap unutuldu…

Çok önemliymiş gibi; ortaöğretimde başörtüsü(türban) serbestisini ön gören yasa geçiverdi…

***

Yahu kaldırın başınızı artık bu ülkenin başına ne geldiyse dinciler tarikatlar cemaatler, teröristler emperyalistler neoliberaller yüzünden geldi,

Dilinize bir parmak bal çaldılar cebinize üç beş kuruş koydular ne oldum delisi oldunuz…

Dünya insanları ilimde bilimde özgürlüklerde teknolojide aldı başını gidiyorlar, biz hala ortaçağ zihniyetlerinin dogma ve dayatmalarına sarılıyoruz…

Hiç utanmanız sıkılmanız yok mu kardeşim; Japonya da 12 şiddetinde deprem olurken bir tek can bile kaybedilmiyor Türkiye ve İran’da 5,5-6 şiddetindeki depremlerde binlerce ev yıkılıyor insanlar ölüyor körü körüne…

***  

Farkında değil misiniz? Bu ülke de son yıllar da sevmeler, sevgiler bile bölündü. Dincilikle, din tüccarlığının meslek olmasıyla birlikte; “kindarlık, nefret ve mezhepçilik” faşizme despotluğa dönüştürüldü, diktatörlük oldu.

İlişkilerimiz geleceğimiz pamuk ipliğine bağlı, yalan dolan hırsızlık dolandırıcılık soygun vurgun ve rüşvet adam kayırma her şeyden önce de ahlaksızlık aldı başını gidiyor…

Hiçbir dönem de bu denli çok prim yapmamıştı bu saydıklarım şimdi kartvizitlere yazdırılır hale geldi..

Diyorum ki çok geç olmadan; herkes iki eli arasına kafasını almalı ve düşünmelidir “batı” dünyası ve çağdaş modern ülkeler neden hep ilerideler de İslam dünyası “bataklığın” tam ortasında hatta dibinde, diye…

***

Eğer vaktiniz varsa son yüz yılın büyük lideri önderi insanı Mustafa kemal Atatürk’ün bu konuda anlattıklarına özellikle Nutuk’ta söylediklerine bir bakın…

Sanırım bugünleri ve bundan sonra varacağımız noktayı çok daha iyi göreceksiniz…

İyi akşamlar…

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 23.09.2014 22.25