Batı - Deniz - Kumsal - Şarap - Kan - Dağlar - Terör - Doğu

Önce musluğu açın... 

Ellerinizi birleştirin... 

Sıkısıkıya yapıştırın... 

Musluğun altına tutun... 

Üzerinden akan suları seyredin sadece... 

Birileri onu kapatmadığı sürece akmaya devam edecektir... 

Çekin elinizi, su akmaya devam etsin... 

Şimdi açın ellerinizi... 

Evet elinizi açtığınızda avuç içinizin terlediğini göreceksiniz.... 

Ama birşeyi daha farkedeceksiniz, Su damlaları artık terinizle karışmaya başlayacak... 

Avuçlarınız kaşınacak ve ellerinizi birbirine sürterek kaşıyacaksınız! 

Ya da başka birin gelip avcunuzu kaşıyacak! 

Şimdi bir ülke düşünün hertürlü etnik kökeniyle, kültürüyle, diniyle, diliyle, aşkıyla ve türküleriyle birbirine bağlı insanların yaşadığı... 

Üzerinde milyonlarca şehidin kanı olan bir ülke... 

Toprağında yetişen her fidanın, tohumun ağladığı bir ülke... 

Musluktan boşalırcasına şiddetin, terörün kan kustuğu bir ülke... 

Ve ortasında küçük bir alınteri... 

Çocuğunun karnı doysun diye akıtılmış, sonuna kadar helal olan paranın teri... 

Ağalar paşalar denize karşı kırmızı şaraplarını yudumlarken, koca ülkeyi birbirine bağlayan küçük bir alınteri... 

Ve şimdi zorla açılan elleri ve o tere karışan kan damlalarını görüyor, hergün şehitlerimize ağlıyoruz... 

Bu millet hiçbir zaman avuclarını açıp birilerinin kaşımasını beklemeyecektir! 

Elbet gün gelecek o eller Hakkari'nin, Şırnak'ın, Edirne'nin pınarlarından kana kana su içecek!!! 

Yüreğimiz yarınlara emanet...