Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '11

 
Kategori
Güncel
 

Batı kimliğinin dayanakları ve medeniyetler buluşması

Batı kimliğinin dayanakları ve medeniyetler buluşması
 

Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde yaşananlar , “Batı kimdir?” sorusunu da tekrar düşünmemizi sağladı. Çünkü Batı, Doğu ile olan ilişkisini hep ‘öteki’ ile ifade etme yolunu seçti. 

Batı’nın kendini ifade etmesinde asalet ve din kavramları ön plana çıkar. Bilgiyi yorumlamaları bile bu eksen üzerinde şekillenir. Victor Hugo’nun Notredam’ın Kamburu romanındaki ruhaniler:”Bilgi kutsal bir şeydir, bilgi âlî ve yüce bir şeydir. Âlî ve yüce olan bir şey sıradan insanların eline geçerse bilgi sıradanlaşır. O zaman da güç ve otorite üst sınıfın elinden gider.”derler. Ayrıca Batı alt sınıfın büyük işler yapamayacağını düşünür. Bugün hâlâ Batı’da Shakspeare’nin kişiliği tartışılmaktadır. Çünkü Shakspeare sıradan bir ailenin fakir bir çocuğudur ve bir zamanlar at bakıcılığı yapmıştır. Böyle halktan bir insan bu kadar güzel değerlerle dolu eseri nasıl yazabilir? Sorusuna cevap aramaktadırlar. Oysa biz şairimiz Bâkî’nin bir saraç çırağı olduğunu bilir ve bundan gocunmayız. 

Batı, dünyayı anlamlandırma temellerini 1975’lerde ortaya atılan ‘Canlıların Sınıflandırılması’ teorisiyle de ortaya koymuştur. Bu sınıflandırmada Avrupalı insan yaratıcı ve becerikli iken Asyalı insan acımasız, cimri ve kanunla yönetilen Avrupalı insanın aksine ancak gelenekle yönetilebilen insandır. Ayrıca Batılılar ırk olarak da üstün olduklarından uygarlıkta da üstün olduklarına inanırlar. Din algılamalarında ise Tanrı adına dünyevî sistemin ve iktidarın kendileri tarafından yönlendirileceğini iddia etmektedirler. 

Bu temel dinamikler ortaya konunca günümüzdeki olayları çözümlemek daha kolay olur ve bizim olaylara karşı vaziyet alışımızı şekillendirir. 

İngiltere başbakanı Tony Blair İngiliz ITV kanalına yaptığı açıklamada Irak savaşı ile ilgili kararda Hıristiyanlık bilinci ve inancının etkili olduğunu söylemiş, siyasete olan ilgisinin de Hıristiyanlıktan kaynaklandığını belirtmiştir. Avrupa’daki Müslümanlar birçok Avrupa ülkesinde Hıristiyanların sahip oldukları yasal korumalardan faydalanamamaktadır. İngiltere’de dine hakaret suçu sadece Hıristiyanlığı kapsar. Selman Rüşdi’in “Şeytan Ayetleri “kitabı hakkında açılan davalardan bir sonuç alınamamıştır. Danimarka’da karikatür krizi ile ilgili ankette katılanların %70’i Müslümanlardan özür dilenmemesi yönünde görüş bildirmişlerdir. 

Dünyayı anlama ve anlamlandırma iddiasında bulunmayacak bir yapılanmayı karşısında görmek isteyen Batı, Türkiye’nin de bölgenin geleceği ile ilgili belirleyici bir rol oynamasını hazmedemeyecektir. Bunun için de Türkiye’nin AB’ye girmesinde en ilginç şartlardan birisi de AB’nin Türkiye’yi hazmetme kapasitesi olmuştur. Türkiye’ye bu anlamda biçilen rol AB ve ABD’nin küresel bir aktör olmasına destek vermesidir. 

Son günlerde sıkça dillendirilen ‘medeniyetler çatışması mı? medeniyetler buluşması mı?’sorusunun cevabı Batı’yı iyi tahlil etmekten geçmektedir. Medeniyetler çatışmasının olması elbette istenmez. Fakat medeniyetler buluşmasının da zor olduğu görülmelidir. Batı ile ancak çıkar ilişkisi düzeyindeki bir birliktelik sürdürülebilir bir birlikteliktir. Bu durum tespitini yapmamak Batı’dan nüfus cüzdanını değiştirmesini beklemek olur. 

 

 

 
Toplam blog
: 26
: 1002
Kayıt tarihi
: 01.04.10
 
 

Tokat Erbaa doğumluyum. Okumayı seviyorum. Siyaset, tarih ve edebiyat ilgi alanlarım. Hayatı anla..