Batının savaşmaya tenezül dahi etmediği Suriye'ye karşı bizdeki bu iştah ne?

Yeryüzündeki en zor savaş istemediğin savaştır ve dünyada asla kazanamayacağın savaş senin olmayan savaştır. Maalesef ülkemiz, Suriye konusunda böyle bir ironiye sürüklenmektedir. Savaşmak için kendi kendimizi kışkırttığımız bir savaş. Düşünsel hiçbir tutarlılığı olmayan tamamen dürtüsel ve duygusal nedenlerle dümenini düşmek üzere olduğumuz bir savaş. Birleşik devletler ve Avrupa’nın doğrudan bulaşmaya tenezzül dahi etmediği bir ülkeye karşi bizdeki bu bağcıyı dövmek için kabaran üzüm yeme iştahı ne? Gelin bu iştahtan vazgeçelim. Batımızda çok bilinçli devletler var. Ne dediklerini, ne yaptıklarını her zaman bilirler. Hele birleşik devletlerin niyet okuma bilinci çok yüksektir. Siz onların gerçekte ne demek istediklerini ve ne yapmak istediklerini asla bilemezsiniz. Onlar sizin en gizli zannettiğiniz şeyleri açık, en açık zannettiğiniz şeyleri de gizli yaparlar. O yüzden siz, gerçekte onlar için neyin gizli neyin açık olduğunu bilemezsiniz. Onlara karşi tek emin yol ülkene (kendine) karşi dürüst olmaktır. Batı kültürünün nihayetinde değer verdiği ve saygı duyduğu davranış biçimi budur. Sizin hesapçı, küçük kurnazlıklarınıza kıkır, kıkır güldüklerinden emin olabilirsiniz. Onlar niyetleri müthiş bir şekilde anlar ve kullanırlar. Bu artık nerdeyse batının yeni bilimidir. Yol yakınken bu kötü iştahtan vazgeçelim. Emin olunki sonunda yine kendileri yerler salkımı bize yuttururlar talkımı. Ve tarih bize şunu ögretmistir ki gizli niyetlerle yürüttüğün bir savaştan asla açık bir şekilde galip çikamazsin.

(m.ali şirin tarih ögrt)