Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '08

 
Kategori
Spor
 

Bay Gol

Bay Gol
 

Semih bu hafta da görevini yaptı.


Sahaya çıktıktan sonra her maç zordur ama bazı maçlar için önceden göreceli olarak zorluk ya da kolaylık değerlendirilmesi yapılabilir. Fenerbahçe’nin Kadıköy’de Kasımpaşa ile oynayacağı maç da kuvvetle muhtemel kâğıt üzerinde belki de sarı lacivertlilerin oynayacağı en kolay maç olarak düşünülüyordu. Ancak maçın başlaması, dakikaların ilerlemesi, ilk yarının golsüz bitmesi ve hepsinden önemlisi son yarım saate girerken henüz gol pozisyonuna girilememiş olunması başta tribünleri dolduranlar olmak üzere tüm Fenerbahçe taraftarlarını önce tedirginliğe sonra da endişeye sevk etti.

Maçın bu şekilde ilerlemesi aslında bir tesadüf değil iki teknik adamın kararlarının sonucuydu. Konuk takım cephesinde Tütüneker bugüne kadar Fenerbahçe karşısında hiçbir takımın yapmadığı bir iş yaptı: rakip yarı alanda baskı. Her ne kadar topa sahip olmayı bilen ayaklarıyla Fenerbahçe bu baskıdan, top kaptırma anlamında çok etkilenmese de rakibin kolay top çıkarmasını önleme, oyun kurmasını zorlaştırma ve dolayısıyla pozisyon bulma şansını aza indirme konularında Uğur hoca başarılı oldu. Diğer taraftan Ziko için rakibin kim olduğu hiç önemli değil. Bu sezon Fenerbahçe’nin tüm maçlarda en zorlu rakibi Inter ve görece en kolay rakibi de Kasımpaşaspor’du ancak gelin görün ki Brezilyalı teknik adam bu iki maça da aşağı yukarı aynı kadro ve tamamen aynı taktik ile çıktı. Ziko’nun tek santrafor ve çift savunmaya dönük orta saha oyuncusu ile sahada yer alması da sarı lacivertliler açısından maçın düğümünü büyüten bir özellikti.

Tribündeki Fenerbahçeli futbolseverler bir taraftan maçı artık endişeli gözlerle takip edip bir yandan da birbirlerine “Kasımpaşa son sırada mıydı?” sorusunu sorarlarken Ziko’nun Semih’i yanına çağırması Saraçoğlu tribünlerini Fenerbahçe gol atmışçasına sevindirdi. Nitekim 58. dakikada alkışlarla oyuna giren Semih önce takımının bir iki önemli pozisyon bulmasını sağladı, çok geçmeden de en az gol kadar değerli ara pası neticesinde gelen anahtar golde başrolü oynadı. Bir süre de 1–0 devam eden maçta tecrübeli oyuncu, önce Alex’e pas verip sonra o top kaleye gönderilmiş olsa da onu takip etme sonucunda dönem topu ağlara göndererek yine derslik bir sayıyla takımının 3 puanını büyük ölçüde garantilemiş oldu.

Peki, bir futbolcu nasıl oluyor da takımda en az süre oynamasına karşın bırakın takımı ligin en golcü oyuncusu olabiliyor? Ya da bu denli etkili bir oyuncuyu Ziko neden hala ilk on bir de düşünmüyor? Bu soruların yanıtları elbette Brezilyalı teknik adamda ancak şu bir gerçek ki Semih’in başarısında şansın payı çok az. Bunun yerine tecrübeli oyuncu gerek pas verişleri, gerek takipçiliği gerekse duracağı ya da hareketleneceği noktaları çok iyi tespit etmesiyle bir santraforun sahip olması gereken türde hislere sahip. Bu özellikler de kendisini bambaşka bir futbolcu kılmaya yetiyor da artıyor. Diğer taraftan Ziko’nun Semih’i en baştan düşünmesi gerekir şeklindeki popüler eleştiride haklılık payı mutlak olsa da Semih’in ilk on bir de oynadığı ya da oynayacağı maçlarda bu denli yüksek bir performans gösterip göstermediği ya da gösteremeyeceği tartışmalı bir konudur. Tartışmaya açık olmayan tek gerçek bu futbolcunun takımı adına en faydalı oyunculardan biri olup hiçbir kapris ya da tavır içinde olmadan en ciddi şekilde görevini yaptığı ve çok başarılı olduğudur. Diğer taraftan Kezman ise özellikle son vuruşlardaki özelliği ile üst düzey bir futbolcu olmasına ve son haftalardaki mücadelesi ile de ön plana çıkmasına karşın kendisinde Semih’de olan özelliklerin olmamasının sıkıntısını çık çekiyor. İki futbolcu da izlendiği zaman Semih’in özellikle Alex ile pas alış verişleri, topu aldıktan sonraki pasları ve hareketliliği ile Kezman’dan daha iyi meziyetlere sahip olduğunu ve Kezman’ın bu anlamda golcü oyuncudan öğreneceği bazı özellikler olduğunu kabul etmek gerekir.

Önümüzdeki hafta oynanacak derbide sarı lacivertlilerin en büyük kozu, oynadığı takdirde, Semih olacaktır ki bu form düzeyiyle, bir sakatlık olmazsa, Ziko’nun Semih’e şans vereceğini düşünüyorum. Bugün çok gereksiz bir şekilde sarı kart görerek cezalı duruma düşen ve Beşiktaş karşısında forma giyemeyecek olan Deivid’in varlığının ya da yokluğunun kime fayda getireceği de önümüzdeki hafta belli olacaktır.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..