Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '12

 
Kategori
Anılar
 

Bay Kemal (Bayke) Huriler arasında olmak mı iyi, Sivas Regal içmek mi?

Bazı düşüncelerimi yazarken, bunların özellikle bazı insanlarca okunduğunu bilirim... Sanki karşımda durur o bazı insanlar ve ben özellikle onlara seslenirim...  Onların alkışı/eleştirisi/beğenisi ayrı bir önem taşır…  Onların değerlendirmesi hatta kıyasıya eleştirisi, daha bir önem kazanır… Herkesin takdiri, eleştirisi önemlidir elbette... Fakat bazı insanların yazdıklarımla ilgili bakışı daha önemlidir... Bu benimle o kişi arasındaki saygı, sevgi bağıyla ilgilidir de ondan... Hatta gündelik yaşamda etkilerini tartışırım kafamda… Gündelik yaşama izdüşümü nasıl olmalı bu düşüncelerin derim…

Karaladığım herhangi bir şeye Bayke (Bay Kemal) ne der? Ne düşünür? Onu etkiler mi? Yardım eder mi çıkmazdaysam? Onun gibi insanı içinde duyumsayan çok sayıda insan olmadı ki benim hayatımda... Vardı elbette hala da var üstelik... Onun yeri de ayrıydı be kardeşim... Yine sıradan yumurtlamış Kuyucak’ mı der? Yoksa s...mış batırmış mı der? Çok önemliydi benim için Bay Kemal’in beni okuması ve gevrek gevrek gülümseyerek, düşüncelerini söylemesi...

Onunla yazma konusunu çok konuşurduk...’’ Ulan en güzel düşünceler hep gece yattıktan sonra başıma toplanıyorlar kardeşim... Kalkmaya üşeniyorum… Çare olarak açıyorum telefonu, kaydediyorum... Düşün evdeki halimi; gecenin üçünde kendi kendine yatağın içinde fısır fısır konuşan bir adam…   Ertesi gün dinliyorum kaydettiklerimi… Aynı keyfi alırsam yazıyorum... Aynı hazzı alamazsam, aynı yoğunluğu tadamazsam, silip atıyorum...’’ derdi... Duygularını, düşüncelerini aktarırken önce kendi zevk alırdı… O tadı önce kendi yaşardı... Yaratmanın, sanatçı ruhun, yaratırken yaşadığı o sarhoşluğu, güzelliği, taaaa içinde duyardı... Onun bu sözleri yüzünden eski yazılarımı ‘’gece yarısı düşünceleri’’ başlığında toplamıştım...

Bana bir sözü vardı; benim denemelerimde ‘’erotizm/cinsellik/pornografiği’’ yazı serime bir yorum yazacaktı…  ‘’Hatta bel kemiğini yazdım, süsledim, bir tek taç’ı kaldı’’ demişti. O yorumunu öyle delice merak ediyorum ki... Sanırım o merak bende yaşadığım sürece kalacak... Aklıma gelince delice merak edeceğim...

Onun görmeyeceği yazılar yazmak zor geldi bana uzun süre… Yazdım, yazmadım değil... Ancak hep Kemal’in eksikliğini de duydum… ‘’Ne derdi? Görmeliydi? Nerdesin be adamım?’’ soruları hiç düşmedi aklımdan… Hep bir eksiklik kaldı sanki...

Bay Kemal mimardı. Mimarlık okurken daha denize kafa üstü atlayıp belini kırmıştı… Hayatı onun kadar tiiiye alan bir kişi görmedim ben… Aynı zamanda ciddiye alanı da… Hayatına giren kimse o istemezse asla çıkamazdı… Kardeşi on beş yıl Antalya’ya getirememişti onu gezmek için… Ancak bir arkadaşımla benim ocak başı ricamızı kırmamış hemen gelmişti… Hayatımda ilktir benim; gündüz on iki de meyhaneye girip, gece birde çıktığım… O gün mangalda oldu, balıkta… Tam üç kez yeni baştan kuruldu masa… Rakı da içildi, viski de şarap ta… Gece 12’den sonra zaten masamızda meyhanenin tüm çalışanları sohbete katılmıştı çoktan…

Bir türlü, büyüyemeyenleri, büyümek istemeyenleri çok sevdim ben... Belki kendim de öyleyim... Oyun ve oyuncak lazım bize... Koyacaksın önümüze oyuncaklarımızı... Biz kendimiz gibi olanları bulur, oyun oynarken kendimizden geçeriz… Işıklar içinde yatsın diyeceğim ama; yatmadığına eminim… Yahu o hurilere kavuşmak için erken gitti diyorum hep… Onun sevdiği kadının bu gün en büyük korkusu ne biliyor musunuz? Kemal şimdiye hurilerden harem kurmuştur… Çok özledim/özledik be Bayke’yi…

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..