Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Baykal artık siyasi mevtadır...

Baykal artık siyasi mevtadır...
 

Baykal'ın istifasından sonra CHP'de yaşananlar demokrasi açısından gerçekten bir trajedidir. Gelişmiş demokrasilerde görüyoruz; çok başarılı, çok popüler liderler ya sürelerini doldurduklarında ya seçim başarısızlığı yaşadıklarında ya da bir skandalda sessiz sedasız kenara çekiliyorlar. 'Ondan iyisi olmaz' diye düşünürken çok daha iyilerinin sahneye çıktıklarına şahit oluyoruz..

İngiltere'de Faulkland savaşının kahramanı Demir Leydi lakaplı Margaret Thacther hiç seçim kaybetmediği halde parti kongresinde kendi aleyhine yaşanan bir gelişme üzerine derhal istifa etmiştir. İstifa ettiğinde bile yapılan anketlerde % 50 civarında halk desteğine sahip gözüküyordu.

Dünyada soğuk savaşı sona erdiren lider olarak anılan ABD Başkanı Ronald Reagan iki dönem anayasal görev süresini tamamlayınca köşesine çekildi. O çekildi diye ne dünya, ne de ABD battı.

ABD'nin gelmiş geçmiş en popüler başkanlarından Bill Clinton yine iki dönem anayasal görev süresini tamamlayınca o da kenara çekildi.

İngiltere'nin göreve geldiğinde çok sempatik ve popüler başbakanı olan Blair, üçüncü dönem seçimleri kazanmasına rağmen, yapılan kamuoyu araştırmalarında popülaritesinin düşmekte olduğunu görünce kendiliğinden görevi bıraktı.

Örnekler daha da çoğaltılabilir. Göreve geldiklerinde dünyaya kök söktüren liderler en fazla 10 yıl görevde kalıyorlar. Kökleşmiş ve kurumsal hale gelmiş demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan partiler de, görevdeki liderlerin görev süreleri dolmadan onların yerlerine gelecek yeni liderleri de çoktan yetiştirmiş oluyorlar.

Liderlerin yüceltilerek vazgeçilmez, yeri doldurulamaz yapılarak adeta insan üstü bir varlıklar haline getirilmesi ancak totaliter rejimlerde görülmektedir. Batıdaki sıradan liderler ülkelerini uzaya çıkarırken, insan üstü bu liderlerin de ülkelerini ne hale getirdiklerini görüyoruz.

Bizdeki uygulama malesef ikinci gruba girmektedir. Şeklen bir demokrasiyle her fırsatta demokrat olduğumuzu söylüyoruz ama uygulama totaliter rejimlere benzemektedir. Parti liderinden kurtulmak için ya "emri hak" ortaya çıkacak ya elden ayaktan düşülecek, Baykal'da olduğu gibi, ya da başa kaset düşecek .

Esas konumuza dönecek olursak, kaset kazasıyla da olsa, Baykal siyasi ömrünü tamamlamış bulunmaktadır. O şimdi siyasi bir meftadır. Her ne kadar daha önce de istifa edip gitmelerinde yeniden geri dönmüşse de, bu defa durum çok farklıdır. CHP'de oluşturulan oligarşik yapılanma nedeniyle Baykal'ın geri dönmesi ısrarla isteniyorsa da bu mümkün görünmemektedir.

Baykal'ın geri dönmesi demek, az da olsa, ihtimal dahilinde bulunan CHP'nin iktidar şansını tümden kaybetmesi demektir. Baykal'ın bunu düşüneceğini sanmıyorum. "Halk isterse dönerim" diyor. Baykal'ın çok zeki biri olduğu tartışılamaz, siyasete girmeseydi büyük bir ihtimalle prof. olacaktı. Ama Baykal'ın da gördüğü ve gözardı edemeyeceği başka nedenler vardır. Acaba "Halk isterse dönerim" derken Baykal neyi kastediyor? Halk kim olabilir? Parti yönetimini ve parti tabanını kastediyorsa bunun % 100'e yakın tamam olduğunu söyleyebiliriz. Bence Baykal çok daha başka halktan bahsediyor ve onların desteklerini bekliyor.

Daha da açık söylemem gerekirse Bekir Coşkun, Güngör Mengi, Fatih Altaylı gibi yazarlar Baykal aleyhine yazmaya devam ettikleri sürece Baykal geri dönemez. Zaten istifasında da bu yazarların etkisinin çok olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu yazarlar kişisel görüşlerini değil etkili bir kesimin görüşlerini yansıtıyorlar.

Nasıl ki biri ölür de birden badem gözlü olur ve ağlamalar sızlamalar mahalleyi inletir. Aradan bir gün geçince, açık açık söylenmez ama; aynı ağlayan sızlayan kişiler, içlerinden cenazeyi bir an önce defnetsek de rahatlaşak ve miras işine baksak diye düşünürler ya, Baykal'ınki de aynı hesaptır. Koca koca adamların ağlamalarını artık göremiyoruz. Başlayan liderlik tartışmalarından artık miras paylaşımına sıra geldiği görülmektedir. Üstelik henüz defin işlemi de gerçekleştirilmemiştir!

İddia ediyorum: Baykal'ın siyasi hayatı bitmiştir. Ölünün zamanla unutulması gibi, Baykal da süratle popülaritesini kaybedecek ve unutulacaktır. Bundan sonra toplantılarda, konferanslarda veya çok önemli olaylarda yani ayda yılda bir kendisine uzatılacak mikrofonlarda ne konuşursa o. Tıpkı Demirel gibi. Kaldı ki Demirel defalarca başbakanlık ve son olarak da cumhurbaşkanlığı yapmış biridir.

Güle güle Baykal...

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..