Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

Baykal’ın istifasının arkasında şantaj ve rehinlik durumu mu var?

Baykal’ın istifasının arkasında şantaj ve rehinlik durumu mu var?
 

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal sonunda istifa etti. Hiç hoşlanmadığım bir siyasi lider olan Baykal’ın böyle alçakça bir komployla saf dışı edilmesini hiç beklemez ve istemezdim. Ancak Türkiye’de son yıllarda iyice yoğunlaşan “siyasette rakibi saf dışı etmek için her yol mübahtır” anlayışının buralara kadar varacağı belliydi. Baykal’a bunu reva görenlerin insafı ve en ufak bir değer duygusu yoktur. Ona Ergenekon avukatlığını üstlendiği için çok kızmıştım ama böyle davranmasının sebebini şimdi anladım. Anladığım kadarıyla Baykal o malum güçlerin elinde bir rehineymiş.

Baykal içine düştüğü zor durumdan en az hasarla sıyrılabilmek için en doğru yöntemin istifa etmek olduğunu anladı. Başka da bir şey yapamazdı. İstifasına neden olan skandalı tamamen yalanlamaya kalksa arkasından daha kötü şeylerin gelebileceğini biliyordu. Baykal, o ilk hamleden ziyade daha sonra gelebilecek hamleden korktuğu için şimdilik “teslim” oldu. O görüntüleri yayınlayanların elindeki malzeme bundan ibaret olsa Baykal istifaya bile gerek duymadan bu vartayı kolayca atlatabilirdi.

İstifa, Baykal için şu anda en makul tercih… Bu noktada, olayın içeriğinden dolayı kendisine yönelen tepkileri “gereğini yaptım, istifa ettim, daha ne yapayım?” diye savuşturabilecektir. Üzerine düşeni yaparak sözüm ona "erdemli" bir insan olarak hareket etmiş olması çoğu insanda sempati duyguları uyandıracak ve olay kısa sürede unutulacaktır. Önümüzdeki CHP kurultayında Baykal’ın yeniden aday gösterilip seçilerek bir çeşit güven tazelemesi ve olayı lehine çevirmesi ihtimali de sıfır değildir.

Ancak bu olayın en önemli boyutu Baykal’ın istifası değildir. Asıl mesele, Baykal’a bu komployu hazırlayan gücün kim olduğu ve bunu niçin şimdi yaptığıdır. Baykal istifa kararını açıklarken üstü kapalı biçimde yine AKP'yi suçlamış ama buna kendisinin bile inandığını sanmıyorum. Bu komplonun AKP’nin ya da ona yakın güçlerin eseri olması ihtimali çok düşük. Hatta böyle bir komplodan en zararlı çıkacak güçlerden biri de AKP’dir diyebiliriz. AKP’nin bu ülkede siyasetin normal sınırlar içinde yapılmasında çıkarı vardır. Böyle siyaset, hukuk ve ahlak dışı yöntemler şu ana kadar hep AKP’yi yıpratmak için kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 367 dayatması, Danıştay cinayeti, Ergenekon’un provokasyonları, kapatma davası, Bitirme ve Kafes’leme planları, bütün önemli yasa değişikliklerinin üst yargı tarafından engellenmesi AKP’yi hukuk ve siyaset dışı yollardan engelleme yöntemleri olarak kullanıldı. AKP’nin en önemli dayanağı halk nezdinde meşru kalabilmesidir. Böyle bir komploda en ufak bir sorumluluğunun olduğunun ortaya çıkması AKP’yi toz eder.

O nedenle bunun sorumlularını başka yerde aramak lazımdır. Baykal’ı saf dışı etmek bir kara senaryonun ilk adımı olabilir. Baykal aslında AKP’nin değil, AKP düşmanlarının önünde bir handikaptır. Bugün CHP’ye oy veren sayısız seçmen “Baykal’a rağmen CHP’ye oy veriyorum” demektedir. Baykal ne yaparsa yapsın Türkiye halkının çoğunluğunun gözünde bir türlü kendini Türkiye’yi yönetecek bir lider olarak kabul ettirememiştir. Bunu da en iyi bilen şu günlerde CHP’den bir şeyler bekleyen kesimlerdir. Bu kesimler, AKP’yi alt edip Türkiye’yi eski günlere döndürebilmek için kullandıkları bütün araçları tek tek kaybettiler. Darbe yapamadılar. Bir AKP’linin Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyemediler. 22 Temmuz 2007 seçiminde umut bağladıkları CHP-MHP koalisyonu gerçekleşmedi. Uluslar arası konjonktürün elverişsizliği yüzünden AKP’yi kapatamadılar. Ergenekon’un marifetlerinin ortaya saçılmasını önleyemediler. Bir ara küresel ekonomik krize umut bağladılar ancak ondan da bekledikleri sonucu alamadılar. Son olarak anayasa değişikliği girişiminde AKP’yi bölme planları da tutmadı.

Şimdi bu çevrelerin elinde son bir koz olarak erken seçim kaldı. Çok büyük bir ihtimalle Anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesinde iptal edilecektir. Bunu nereden biliyoruz? Şuradan; şu ana kadar CHP’nin Anayasa Mahkemesine götürdüğü hemen hemen bütün düzenlemelerde mahkeme AKP aleyhine kararlar verdi. Anayasa değişikliğinin de mahkemeden geri dönmesi hiç sürpriz olmayacaktır. Bu durumda AKP erken seçime gidecektir. Sonbahar aylarında yapılacak seçimleri şu andaki siyasi tabloyla AKP’nin kazanması da kimse için şaşırtıcı olmayacaktır.

İşte Baykal’a komplo hazırlayanlar hesaplarını bu tabloyu değiştirmek üzerine kurmuş olmalılar. Baykal’ın çekilip yerini kamuoyunda daha kabul görecek birinin (mesela Kemal Kılıçdaroğlu) almasıyla CHP oyları 5-10 puan artacak, yaz boyu PKK’yle işbirliğiyle sahneye konulacak provokasyonlarla ülke kaosa sürüklenip Hükümet yıpratılacak ve böylece oyları düşecek, yapılacak seçimde AKP tek başına Hükümet kurabilecek çoğunluğu alamayacak ve o çevrelerin çoktandır rüyalarını süsleyen bir CHP-MHP koalisyonu kurulacak. Böylece de statüko son yıllarda kaybettiği bütün mevzileri yeniden kazanacak, Ergenekon davası kadük edilip bütün sanıklar serbest bırakılacak.

İşte plan bu… Planın ilk aşaması olan Baykal’ın tasfiyesi başarılı olmuş gibi görünüyor. Benim Baykal’ın Ergenekon’un avukatlığını üstlenmesini bir türlü aklım almamıştı. Baykal’ın istifa etmesine yol açan skandalın arkasında bir tür şantaj ve “rehinelik” durumu ihtimali çok yüksektir. Baykal’a bunu yapan, düşmanlarına neler yapmaz? Planın tıkır tıkır işlediği anayasa değişikliğinin iptal edilmesi, AKP’ye yeni bir kapatma davası açılması, provokasyonların ve PKK eylemlerinin artmasıyla anlaşılacaktır.

İnşallah bu kanlı oyun bozulur. İnşallah ülkemin insanlarının gözü artık bu kirli oyunları görebilecek kadar açılmıştır.

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..