Baykal ve İlker Başbuğ, başörtüsü problemini hall'eder.

Haberin başlığı; ''Başımı örtmeyeceğim'' belgesi şoku şeklinde.

Şu habere bir bakar mısınız dostlar?...

Koca koca Üniversitelerde, Koca koca İnsanların uğraştığı şeylere bakınız!..

İnsan bâzen düşünüyor, ''Burası gerçekten Demokrasi ile mi idâre ediliyor?!.. Burası gerçekten benim Ülkem mi?..'' diye.

Yüzlerce, binlerce geç kızımız, bir sürü sıkıntıya katlanarak, sırf başlarını açmadan okuyabilmek için yurtdışlarında okumaya çalışıyorlar yıllardır...

Sırf, içlerindeki ilim tahsil etme aşkı ile.

Ve... Oralarda ne için bulunduklarının farkında olarak, daha başka bir azim ve gayretle, çok mükemmel başarılara imza atanlar olduğu gibi; yaşadıkları yalnızlık, imkânsızlıklar nedeniyle, çok büyük travmalar yaşayanlar olduğunu da duyuyoruz.

Çok başarılı olmuş olsalar da, çok büyük sıkıntıları aşarak arzu ettikleri ilim tahsil etme isteklerini gerçekleştirmiş olsalar da, bu çocuklarımıza bu zulüm reva mıydı Allah aşkına?!!..

Ne olurdu kendi vatanlarında; anne, baba, kardeş hasreti yaşamadan okuyabilselerdi bu çocuklar?

Bir çoğu tahsilini bitirmiş, güzel başarılara imza atmış olarak, tekrar, canları gibi sevdikleri vatanlarına dönmüşlerdir bile.

Kimisi de, Oralarda karşılaşacakları sıkıntıları bile bile, sırf, ''Tahsil yapabilme sevdası ile'' , yeni yeni ''Okul yollarını'' tutuyorlar belki de...

Hani bu memlekette Özgürlük ve Demokrasi vardı?!..

Hani biz Çağdaş Batı medeniyyetleri seviyesine çıkacaktık.?(!)

Hani çağdaşlık, Batılı olmaktan geçiyordu?!..

Batılılar istisnasız, bizim kızlarımızın, kendi memleketlerinde okuyabilmelerine tahammül gösteriyorlar; batılı ve dolayısıyla çağdaş olma iddiasında olan bizler, kızlarımızın, ÖZ VATANLARINDA ilim tahsil yapmalarına müsaade etmiyoruz.

Ve bunu da; yine Batı'dan aldığımız ''LAİKLİK ELDEN GİDİYOR!..'' tantanaları ve bahaneleri ile yapıyoruz(!)

Yazık!..

''Kız çocuklarının, ne lüzumu var okumasına!..'' diyen bir bir toplumda, sırf okuma aşkı ile tutuşan bu kızlarımıza, ''Kızlar da okumalı, cahil kalmamalı'' diyen etkili ve yetkili bâzı erkân-ı devlet bile çanak tuttu bu yasakçı zihniyyete...

Mâlesef hâlâ tutmaktadır...

Dışarı gitme mecburiyyetinde bırakılan kızlarımız çekmiş oldukları zulüm ve işkence başka, Kendi öz vatanlarında okumayı seseçenlerin uğradıkları zulüm ve işkence daha başka...

Komedi!.. Dram!.. gırla(!)...

Bunın adı nasıl bir Demokrasi?.. Nasıl bir Laikliktir?.. Anlıyabilen beri gelsin arkadaş!..

Kız'cağız;

-Ben okumak istiyorum!.. diyor

Üniversite;

-Hayır!.. Önce şura'ya; ''Başımı örtmeyeceğim'' diye bir imza at bakalım, diyor.

Kız'cağız;

-Ben başörtm'le okumak istiyorum!... diyor

Birtakım çevreler ve bazıları;

-Hayıııır!.. Laiklik elden gider. Başını aç öyle oku!.. diyor..

Şimdi size soruyorum;

'' Bu bir komedi midir, yoksa bir dram mı?'' Lütfen adını siz koyunuz.

Şimdi ciddi olarak, CHP'ye ve Genelkurmay'a bir teklifim olacak:

Şimdiye kadar gelip geçen CHP ve Genelkurmay Başkanları bunu yapamadılar.

Sayın Baykal ve yeni Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ' a bir istirhamım olacak:

Kızlarımızın, bir metrelik bir başörtü yüzünden, çektikleri bu zulm'ü ancak siz hall'edebilirsiniz. Lütfen; ''Bu sadece siyâsi irâdenin işidir.'' demeyiniz. Çünkü, bu mes'eleyi hall'etmek isteyen siyâsi irâdeye müsaade edilmiyor. Siz bu mes'eleye olumlu bakarsanız, bir takım mahfiller de olumlu bakacaktır... Öyle inanıyorum...

İnanın Demokrasi ve Laikliğe o zaman hiç bir şey olmıyacağı gibi, siz de biliyorsunuz ki; daha da güçlenecektir. Ne Laikliğ, ne de, sözde ''Laikçilere'' hiç bir zarar olmıyacaktır...

O zaman bu lüzumsuz tartışmalar bitecektir.

Kızlarımızın çektiği bu çileye son verme şerefi de, tarih boyunca sizin olacaktır.

Sağlık ve Muhabbetle...

Bektaş Azizoğlu
02.09.2008, salı
Üsküdar-İSTANBUL