Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Baykal ve Sarıgül Kılıçdaroğlu'na karşı ortak kılıç mı kuşanıyorlar?

Baykal ve Sarıgül Kılıçdaroğlu'na karşı ortak kılıç mı kuşanıyorlar?
 

Nasrettin Hoca'nın fıkrasını bilirsiniz...

Nasrettin Hoca eşeğiyle yolda gitmektedir. Eşeğin ayaklarından biri yerdeki taşlardan birine takılır, tökezler ve üzerindeki Hoca'yı yere savurur...

Hazırlıksız ve dikkatsiz yakalanan Hoca çok biçimsiz düşmüştür ve acıdan kıvranmaktadır. Vücudunda acımayan yer yoktur...

Etrafına toplanan insanlar Hoca'ya akıllar verirler. Şöyle yap Hoca... Böyle yap Hoca vs vs...

Hoca hiçbirini dinlemez ve "Bana eşekten düşmüş birini bulun" der.. Nedenini soranlara da:

- Eşekten düşenin halinden ancak eşekten düşen anlar, der...

Kan davalı iki siyasetçi: Deniz Baykal ve Mustafa Sarıgül...

Kısaca hatırlayalım: CHP'nin 2005 kurultayında Sarıgül Baykal'a karşı aday olur. Bunda ne var diyebilirsiniz? Çok şey var...

İleri demokrasilerde liderlerin karşısında mutlaka başka aday ve adaylar çıkar ki bu demokrasinin gereğidir. Demokrasi seçim demektir. İkinci bir aday yoksa seçimin anlamı olabilir mi? Ama bizim gibi liderliğin saltanat olduğu sözde demokrasilerde liderin karşısında aday olmak demek isyan demektir, başkaldırı demektir, çok büyük suç demektir...

Sarıgül Baykal'a karşı bu suçu işlemek cesaretini gösterdi. Sen misin bu cesareti gösteren? Baykal da, daha önce çok sevgili ve çok değerli olan Şişli Belediye Başkanı Sarıgül'ün yolsuzluklarından ve usulsüzlüklerinden başlayarak bütün kirli çamaşırlarını ortaya serdi.

Sarıgül de geri kalır mı? Baykal'ın üzerine yürüdü. Neyse araya polisler girdi de iş karakola gitmeden halledildi.

Bu kurultayda Sarıgül, bütün olumsuzluklara rağmen, çok başarı gösterdi ve az bir farkla kurultay seçimlerini kaybetti.

Kurultay sonrası Baykal Sarıgül'ün ipini hemen çekti ve Sarıgül'ü partiden ihraç ettirdi.

Sarıgül de, çaresiz, yeni bir parti kurma çalışmalarına koyuldu...

O gün bugündür kanlı bıçaklıydılar...

Vaktaki Baykal'a kasetli operasyon uygulanana kadar... Operasyon başarılı olmuş ve Baykal düşürülmüştü.

Bütün hesaplarını Baykal'ın CHP liderliği üzerinden yapan Sarıgül için bu olay bütün hesapları alt üst etmişti... Sarıgül onca görkemli hazırlıklarla kurulma aşamasına getirdiği partiyi kurmaktan vazgeçmek zorunda kaldı...

Bir yazımda da belirttiğim gibi; Baykal'a operasyon uygulanmış, kabak Sarıgül'ün başında patlamıştı.

Yani ikisi de eşekten düşmüş gibi olmuşlardı...

Ve flaş bir haber ekranlara düştü: Baykal ile Sarıgül gizlice buluştular!

Sarıgül, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın aracılığıyla Baykal'dan randevu alıyor ve Baykal'ın evinde üçlü görüşmeyi gerçekleştiriyorlar.

Sarıgül, apar topar, biz CHP kültürüyle yetiştik, CHP geleneğinde kırgınlıklara yer yoktur, açıklaması yapsa da...

Bu, benim yazılarımda sık sık vurgu yaptığım geleneksel siyasetimizin samimiyetsizliğine, ilkesizliğine yeni bir örnekti...

Sarıgül, kamuoyunun bu samimiyetsizliği yadırgamasını hafifletmek için de, "geçmişle ve gelecekle ilgili hiçbir şey konuşmadık" açıklamasını yapmış!

Vay be! Bir de konuşsaydınız bari!

Mesela deseydiniz ki: Kılıçdaroğlu'nun, yani CHP'nin aleyhine çalışalım, onu başarısız yapalım ve derhal yapılacak bir olağanüstü kurultayda da Sarıgül genel başkan, Baykal, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olsun...

Ne bileyim, ya da: Baykal yeniden genel başkan, Sarıgül CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olsun...

Bunların konuşulmadığından ben de çok eminim. Ama bazen suskunluk çok daha fazla şeyleri anlatır...

Bu görüşmenin yapılmış olması bile başlı başına büyük bir olaydır.

Nitekim CHP Genel Sekreteri Önder Sav vakit geçirmeden bu görüşmeyle ilgili bir açıklama yaptı:

"Geçmişte kavgalı olanların bir araya gelmelerini çok anlamlı buluyorum"

Ben de bu görüşmeyi çok anlamlı buluyorum...

Geçmişteki düşman kardeşler, ortaya çıkan daha büyük bir düşman kardeşe karşı ortak kılıç kuşanıyorlar...

CHP'nin geleceği çok şeylere gebe...

Bekleyip göreceğiz...

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..