Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '18

 
Kategori
Güncel
 

Baylar Bayanlar, Paylar, Paydalar

Baylar Bayanlar, Paylar, Paydalar
 

Bir ülke giderlerini azaltır gelirlerini de ne kadar artırırsa şüphesiz o ülke daha güçlü ve daha müreffeh olur. Tıpkı bir aile gibi; işletmelerin de yaşama mantığı aslında bundan farklı değildir. Gelirlerini artır, giderlerini azalt, elemanlarının niteliklerini artır, kişilere yeteneklerine göre işlere yerleştir. Onlara ürün ve hizmetlerden memnun kıl, şirket kültürü oluştur. İşletmede takım kültürü oluştur ki, insanlar arasında hem tatlı bir muhabbet hem güven oluşsun. İşletmede herkesin fikirlerine saygı göster; zira fikirlerini özgürce açıkladığında başına bir şey geleceğinden şüphesi olmayan kişi kolaylıkla fikirlerini açıklasın. Kimden daha parlak bir fikir çıkacağını fikirler ortaya dökülmeden nasıl bileceksin ki, değil mi?

Sağlıklı bir ekonomik kurumda ister aile içi olsun, ister şirket, isterse de devlet fark etmez; söz konusu yapının bireyleri için anlam ifade ettiğini ve yapı ayakta kaldığı sürece daha mutlu daha müreffeh ve huzur içinde yaşadığını üyelerin bilmesi önceliklidir. Yapının içinde elbette gruplaşmalar olduğunda esas itibariyle ülkemizde de olan odur, bir kesim kendini daima ezilmiş, daima ihmal edilmiş, daima aşağılanmış hissettiğinde o yapının kendisine diğerlerine olduğu kadar güzel bir gelecek getirmeyeceğine, hatası halinde derhal kapı dışına itileceğine inanır. Bu durumda şirket içindeki çıkar gruplarından birine yanaşmak kısa vadeli bir güvence elde etme çabası olarak görülebilir. Esas itibariyle geminin tüm herkesi taşıdığından habersiz toplumlar “Gemisini kurtaran kaptan”  düsturuyla sadece kendi çıkarlarını düşünmek gibi bir hata içerisinde olurlar ki, bu durum kurumun çürümesinde ömrünün azalmasında ilk ve en önemli aşamadır. Bireylerin aile reisine güvenmeleri onun doğru kararlar vereceğine olan inançlarının tam olması gerekir. Böyle durumlarda aile arasında huzursuzluk baş gösterir ki böyle durumlarda aile reisi yanına aldığı ya diğer üyeler ya da daha fazla beslediği üyeler vasıtasıyla kendisine yönelen muhalefeti bastırabilirken, bu defa da yanlışlarında dahi aile reisinden yana olan kişiler aile reisinden daha fazla çıkar taleplerinde bulunma hakkına kavuşmuş olur. Bu aslında da şirkette, devlette de aynı şekilde tezahür eder.

Toplumda para kültürden önce giren bazı bölgelerde yapay bir kültür tüketici kültürü ve lüks kültürü oluşmasına neden olur. İspanya bir zamanlar Güney Amerika’daki sömürgeleri sayesinde sıfır maliyete yakın bir giderle inanılmaz bir altın ve gümüş stoklarına ulaştı. Ulaşılan bu para saraylar, lüks tüketime harcandığı ve söz konusu altın hiç bitmeyecek gibi düşünüldüğü için özellikle yönetim kademesi geleceğe dair endişelenmesi gerekmeksizin bu zenginliğin bir süre günümüzdeki Arap toplumlarının elitleri gibi sefahatini yaşasa da bir süre sonra kaynaklar tükendi ve sonuç itibariyle günümüz İspanya’sını İngiltere’nin sömürgesi haline getirebildi. Bilindiği gibi küçük bir balıkçı kavgasında dahi İspanya İngilizlerce istila edilme tehlikesi atlattılar ki, Cebelitarık’taki üs de aslında bu amaçla burada duruyor. Gelinen zaman diliminde İspanya İngiltere’ye karşı balıkçılarının haklarını dahi koruyamaz halde egemen, bağımsız,  Avrupa Birliği üyesi güçlü bir devlettir.

Giderler şirketlerde olduğu gibi ailelerde de devletler de kontrol altına alınamazsa söz konusu yapının batmasına üyelerinin işsiz ve aç kalmasına neden olabilir ki, günümüz dünyası hileli iflaslar bir yana bırakılırsa batan ünlü şirketlerin hikâyesi açısından eşsiz örnekler sunar. Şirket batarsa aile batar, aile batarsa devlet de batar. Giderler arasında elbette üretim giderleri,  tüketim giderleri, yönetim giderleri gibi birçok gider türü vardır ve sağlıksız yürüyen yapıların tamamında sürekli artış gösteren tek gider daima yönetim giderleridir. Modern yönetim sistemlerinde demokrasi adı altında işleyen demokrasi partiler aracılığıyla sağlanan temsili yönetim sistemleridir; halk kendi fikrine en uygun bir partiye destek verebilir, oy verebilir, aday olabilir, üye olabilir ve kendi fikirlerini açıkça burada dile getirmek için bir organizasyon oluşturabilir. Organizasyon oluşturma kaabiliyeti ve kültürü olan ve bu yapı halihazırda bünyesinde olan gruplar bu yapıları oluşturmak için zorlanmazken genellikle dağınık halk tabakaları bu yapıyı inşa etmekte zorlanır ve asla bir araya (en azından dünyada)  gelemezler. Bu durum eğer çıkar yapılanması olarak kurulduğu kabul edilen sistemlerde asla haklarını tam olarak almalarına pastadan ya da gelirlerden asla tam olarak adil paylaşım hakkına sahip olmamalarına neden olur. Halkın içindeki bu açmazı gören ve örgütlenen gruplar genellikle haklarından daha fazlasını alırken, örgütsüz yapılar ise haklarını alamazlar. Ağalık veya aşiret düzeninde tek ses, tek parti tercih gücü ve ikna araçlarını elinde bulunduran örgütlenmeler (bu yapıya uygun yüzlerce dini yapı, hemşeri organizasyonu, basın yayın kuruluşu, gazetecilik veya televizyonculuk gibi çeşitli örgütlenmeler ülkemizde mevcuttur ve yukarıdan gelen bir emirle tüm Türkiye’de oyla üst yapının buyurduğu parti ya da kişiyi işaret ettiğinde belirleyici bir etkiye neden olurlar)elbette ki bu güçlerinin getirdiği ayrıcalıkları daha pastadan daha fazla pay alma hakkını da kendilerinin ayrıcalıkları olarak görmek, destekledikleri yapıların da bu taleplerini gidermek gibi bir yükümlüğü yazılı olmayan veya olan anlaşmalar gereği sabittir. Futboldaki hatır şikesi tabiriyle açıklanacak bu durum diğer gruplara gitmesi gereken payların da kendilerine akmasını sağlar. Örnekleri günümüzde oldukça fazladır ve geçmişte de bundan farklı olmadığını örnekleriyle arşivlerde duruyor.

Devlet veya şirket içinde bölünmeler, gruplaşmalar sağlıklı kararlar alınmasının önünde en büyük engel gibi dururken, kaynakların paylaşımının sağlıklı dağıtılmama sorununu gündeme getirir. Kaynakların adil paylaşımı konusundaki tereddütler birtakım rüşvetleri dahası, dünyada etkin güç merkezlerini harekete geçirir. Günümüzde kendi kendine karar alıp uygulama, uygulanan kararlara engel olabilme gücüne sahip olan birkaç devlet ve birkaç güç merkezi olduğu günümüzde sır değildir. Kendi içyapısında sorunlu her yapının da söz konusu güç merkezlerinden desteği kesilmesi halinde ayakta durması da mümkün görünmüyor. Çünkü içerideki insanlar da tıpkı günümüzde futbol dünyasında olduğu gibi kim daha fazla para verirse o takıma gitmeyi normal karşılayan bir futbolcu gibi artık insanları, onların bağlı olduğu grupları da bir çıkar yapısı haline getirdiğinden herkes kısa veya uzun vadeli olması fark etmeksizin menfaatinin peşinden koşuyor. Burada pastadan çok daha fazla pay alabilmenin yolu ise kesinlikle örgütlü olmayı gerektiriyor. Yüz milyon nüfuslu bir devlette yüz kişi aslında gücü elinde tutmayı arkalarındaki güçler veya organizasyonları gereği başarabiliyor. Burada sıradan insanlar için sürekli yanılsamalara neden organizasyonların aslında sıradan insanların algılayamayacağı kadar derinlik ve çeşitli içsel ve dışsal çıkar ilişkileri yattığından nihayetinde sıradan insana mutluluk da sıradan olacağı sonucu çıkıyor ki, şüphesiz bu da kâfidir. Örgütsüz insanların, örgütten aldıkları pay hayatta kalmalarına yetiyorsa bu dahi lütuf sayılmalıdır.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..