Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '17

 
Kategori
Bayramlar
 

Bayram Geleneklerini Neden Unuttuk?

Bayram Geleneklerini Neden Unuttuk?
 

Çünkü bayram kavramını hep tatille özdeşleştirdik, yan yana getirdik yıllardan beri. Bayramın gelmesine daha günler kala, aile efradıyla kafa kafaya verip, en azından bayram vesilesiyle yaşadığımız şehrin sıkıntılarından, stresinden ve bununla birlikte monoton hale gelen, bizi kurulu birer robota dönüştüren gündelik yaşantımızı birkaç günlüğüne de olsa farklı bir forma sokacak faaliyetlerin arayışına girdik. E, yoğun tempolu ve yorucu iş ortamlarında çalışıyorsak eğer; haliyle bu tatil dönemlerini dört gözle bekler pozisyona geçiyoruz. Bundan daha doğal bir durum yok. Şansımıza bu yılki 2 bayram da hemen hemen yaz aylarına denk geldi. Anlayacağınız bu yaz tatil olayına milletçe epey doyduk sayılır.

Ama günler öncesinden yapılan ve bazen de haftalar bile sürebilen şehir dışı bayram programları, ileriki zamanlarda hane ekonomisinde çok daha başka hesapların şaşmasına sebep olabiliyor. Bu nedenle çoğu kez şehir dışı seyahat programlarına karşı ihtiyatlı bir tutum sergiliyoruz toplum olarak. 

E... Yaşadığımız ülke Türkiye, birkaç günlük hava değişikliği için eldeki kaynaklar da kıt olunca; seyahate çıkacağımız özel aracımızın yol boyu yakıt masrafından, gezip, görülen yerlerin, kalınan otellerin günlük ücretine kadar yapılan her türlü harcama, şartlara göre bazen 2 haftayı bile bulmayan bir eğlence ve kafayı boşaltma aktiviteleri faturasının gitgide kabarmasına yol açabiliyor. Yolda yapılan ekstra harcamaları saymıyorum bile. 

Tatil olayına bu denli yoğun bir biçimde odaklanılırken, bayramların asıl önemli olan toplumsal yönü de unutulup, gidiyor böylelikle. Bayramların, toplumumuzda yıllardan beri korunagelen değerini ve önemini zaman geçtikçe biraz daha yitiriyoruz. Belki de ailede bayramların o unutulmaya yüz tutan toplumsal değerini ve önemini bizlere hatırlatan nesillerin giderek azalıyor olması; adı her ne olursa olsun bayramların, toplumda artık eski ruh ve heyecanıyla yaşanmamasının en belirgin etkeni. Mahalle kültürü, apartman hayatı yerini korumalı, lüks sitelere ve bloklara bıraktı bırakalı; insanlar arasındaki sosyal ilişkiler de set çekti artık aralarına. Kendi kabuğumuza çekildik iyice. Komşuluğu unuttuk. Aynı bloğu paylaştıklarımızla kimi zaman sorunlar yaşar hale geldik. Selam, sabah hak getire zaten. Adı bile geçmiyor artık neredeyse. Tabi bunca toplumsal yozlaşmadan, yabancılaşmadan bayramlar da nasibini aldı haliyle. Yine de bayramların o eski heyecan ve birliktelikle yaşandığı yerler hâlâ var mı; bilmiyorum.

Tabi bu toplumsal yabancılaşmamız, çevremizdekilerle kaynaşamamamız; bayramlarda tur şirketlerinin, otellerin değirmenine su taşıdı. Bayram, tatille özdeşleşir bir hale geldi. Kimse aman tatil yapmasın, bir yerlere gitmesin, kafasını boşaltmasın da demiyorum bu arada. Herkesin en doğal ihtiyacı ve hakkı sonuçta. Ama özellikle güneydeki tatil yöreleri, hele de bu zamanlarda başlıca kaçış noktalarımız haline geldi. Hem kafamızı kemiren sorunlardan hem de yanı başımızdaki sorun insanlardan. Kim bilir, belki yanlış da düşünüyor olabilirim. 

Kurban Bayramı'nın, o özlemle yâd edilen eski bayramların coşkusu, sevinci ve toplumsal bütünlüğü içerisinde geçmesini diliyor, tüm Milliyet Blog editörleri, Milliyet Blog yazarları ve okurların bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..