Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bayram sevinci, sınav heyecanı

Bayram sevinci, sınav heyecanı
 

Bayram ve sınav


Benim kuşağımdakilerin söyleme hakkı vardır sanırım, “nerde o eski bayramlar”, Bayramlar çocukken güzelmiş, özellikle bizim çocukluğumuzda. Ben çocukluğumu Rizede bir köyde geçirmeme rağmen yine de bayramların tadı ve mutluluğu bir harikaydı. Bayramın bir gece öncesinde, babamın bize aldığı yeni elbiselere mutlulukla, gülümsemeyle bakıp sonrasında da yatağımın hemen başucuna yerleştirdiğim siyah, rugan ayakkabılarla yatıp rüyalar görerek, uçarak uyumanın mutluluğu ve sevincini hiç unutmam.

Sabahın erken saatlerinde kalkıp, sevinçle giyinmeler, gidilen ziyaretler, el öpmeler, büyüklerin verdiği hediyeler, mendiller, yenen tatlılar, toplanan şekerler, bunları yaşayabildiğim için çok şanslı hissediyorum kendimi. Şimdiki çocuklar bunların hangisini yaşayabiliyor? O içten sevinci ve  coşkuyu.

Şimdiki bayramlarda her şey çok farklı, hele kentlerde bayramda misafir gelmesin diye evini terk ediyor bazıları. Büyük şehirlerde, maddi durumu iyi olanlar tatile dönüştürüyor bu bayram süreçlerini. Maddi durumu orta olanlar ise akraba ve eş, dostlarını ziyaretlere gidiyorlar. Ama bazı ziyaretlerdeki “zorakilik” o kadar belli ki gözlerden okunuyor. Samimiyetsiz bir şekilde hani “Bayram ziyaretine geldim ama gelmesem daha iyi olurdu” türünden bir yaklaşım.

Sanırım gözlerdeki bu zorakiliği görmek istemediğimden ya da çocukluğumdaki bayramlarda yaşanan o heyecanı bulamadığım için, son birkaç yıl bayram coşkusunu yaşayamıyorum. Bu yüzden bayram söz konusu olduğunda, heyecanlanmıyor, sessiz kalıyorum.

Tüm yeğenlerim ile tanıdığım, tanımadığım yeni nesil çocukların, son birkaç bayramda gördüğüm halleri, yüzleri gözümün önüne geliyor da. Günümüz çocuklarının, bayramlarla ilgili az önce ifade etmiş olduğum güzel şeyleri neden yaşayamadığını düşünüyorum. Bunun nedeni teknolojinin son derece gelişmesi ve iletişimin değişmesi (sanal), ayrıca çocukların isteklerinin aileler tarafından hemen gerçekleştirilmesiyle, karşılanmasıyla ilişkili de olabilir. Çocuklara istedikleri, hemen alındığı için belki de, günümüzdeki bayram sevincini, coşkusunu yaşayamama neden oluyor. Çünkü bu doyumsuzluk yaratıyor, insanın geleceğe karşı bir özlemi kalmıyor. Geçmiş yıllardan anımsadığım; anne, babadan bir şey istenildiği zaman çoğu kez alınan cevap "Bayrama az kaldı, o zaman alırız" olurdu. Yeni giysiler, oyuncaklar ve de ihtiyacınız olan şeyler bayramdan bayrama alınırdı. İşte o bayramdan birkaç gün öncesinde ve bayramlarda çocukları görmeliydiniz. Yeni bir şeye sahip olmanın verdiği sevinç, mutluluk ve yüzlerdeki o ışıltı her şeye değerdi. “Şimdi nerde o eski bayramlar.”

Bilindiği üzere, sınav kaygısı öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili biçimde kullanılmasını engelleyen ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıdır. Benim gibi bazı öğrencilerde yaklaşan sınavdaki başarı düzeyini genelleyerek, bunu kişiliğinin başarı ya da başarısızlığı olarak değerlendirebilir. Bu durum değerlendirilme korkusuna ve sınavın sürecinden çok sınavın sonucuna odaklanmaya neden olur. Sınav kaygısını ta ilkokul sıralarından beri yaşarım. Sınav öncesinde, sırasında ve sonrasında gerginlik ve heyecan hissederim. Bu heyecanı beklenilen duyguyu yoğun yaşarım. Tamam biliyorum, sınav kaygısı, heyecanı, sınava hazırlanmak ve sınav sırasında başarıya ulaşmak için istekli olmayı sağlar. Ancak, Sınav kaygısı normal kaygılardan farklı ve daha şiddetlidir bende! Potansiyel olarak daha ezicilik yaratır. Daha rahatsız edici ve huzursuzluk verir. Yardımcı ya da motivasyon sağlayıcılığı yok oluyor benim için. Hatta Üniversite sınavı öncesinde hatırlarımda sabaha kadar uyuyamamıştım. Malum, sınav kaygısının olması, sınav öncesini, sınav anını ve sınav sonrasını kapsıyor.

Genel olarak sınav kaygısına neden olabilecek farklı alanları incelediğimizde ise:

1. Yaşam tarzı:Zamanını uygun kullanamama, kötü beslenme (aşırı şeker, kahve, sigara, alkol tüketimi) uykusuzluk, yetersiz dinlenme yeni bilgiyi öğrenmeyi engelleyebilir. Sınav sırasında ise dikkat ve odaklanmayı azaltır dolayısıyla bilgi ve potansiyeli kullanmayı engeller, hata yapma olasılığını da artırır. ( bu özellikler ben de yok)

2. Yetersiz öğrenme ve bilgi ihtiyacı:Herhangi bir dersle ilgili yetersiz öğrenme kaygıyı arttıran en önemli faktörler arasındadır. Bilgi kaygının panzehiridir. (Bende yeterince öğrenme ihtiyacı ve bilgide var.)

3. Ders çalışma tarzı:Öğrencinin nasıl çalıştığı, çalışma süresi kadar önemlidir. Yetersiz çalışma, tutarsız ve ilgisiz konuları çalışma, ezberlemeye çalışma, müzik dinlerken ya da eğlence ortasında çalışma, etkisiz çalışma, anlamadan okuma, konuyu tam olarak anlamadan konuyla ilgili soru çözme, tekrar gözden geçirme için not tutmama, tekrar etmeme. Sınavdan önceki gece çalışmak, çalışmadan alınan verimi düşürür. Dikkati derse odaklamayı engeller. Öğrenilmesi istenilen bilginin öğrenme süresini uzatır. Dolayısıyla sınav üzerindeki kontrol azalır ve başarıyı düşürür. (Genellikle ders çalışma sorunu yaşamıyorum)

4. Psikolojik faktörler:Bu faktörleri zihinsel belirtiler, fizyolojik belirtiler, duygusal belirtiler ve davranışsal belirtiler olarak ele alınabilir. (Sanırım bende buralarda eksik var.)

Zihinsel Belirtiler: Felaket yorumlarını içeren tüm inanç ve düşüncelerdir, bu da kendini aşırı gözlemeye, unutkanlığa ve dikkatini toplamada, sınav sorularını okuyup anlamada, düşüncelerini organize etmede, soruları cevaplarken anahtar kelimeleri, konuları hatırlamada güçlüğe neden olursa felaket olur diye düşünüyorum.

Sınav kaygısı, sınava çalışmak yerine sınavı kaybettiği takdirde başına gelebilecek olumsuzlukları düşünmektir bir anlamda. Sınav kaygısı, dikkatini sorulara vermek yerine, daha çok sınav sonunda yaşanabilecek olumsuzluklara yoğunlaşmaktır. Başka bir ifadeyle sınav kaygısı, kendinden beklenen başarıları gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceği korkusudur.

Sınav kaygısı, kişinin kendine güvene bağlı olarak sınava yeterince motive olunamamasından, sınava yeterince çalışılmamasından, derslere ve sınava çalışılırken verimli ders çalışma tekniklerine dikkat edilmemesinden kaynaklanmaktadır denilmektedir.

Ben ilkokuldan beri lisede ve daha sonra mühendislik eğitimimde, iş hayatında hatta şimdi İstanbul Üniversitesinde Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Sosyoloji bölümünde yüzlerce sınavlara giren bir öğrenci olarak, 18 Ağustosta Ankara’da yapılacak olan İş sağlığı ve Güvenliği C Belgesi (Mühendisler için) sınavına gireceğimden hem heyecanlıyım hem de yoğun bir tempoda çalışıyorum. Belgeyi alabilmek için en az 70 puan almalıyım. O yüzden 19 Ağustosa kadar Milliyet Blogta yokum size bu vesile ile eski bayramların tadında iyi bayramlar diliyorum. Bana da sınav için başarı dileyin lütfen. Görüşmek üzere Hoşçakalın.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..