Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

Bayramda ne yapacaksınız? Ben mi hayallerdeyim

 

Yaşadığım bir olay nedeniyle dün gece uyku uyuyamadım. Sabaha karşı daha gün ışımadan kalktım ve sahile gittim.

Gün doğarken kayalıklar üzerinde mavi sulara daldığımda, duyduğum martı sesleri, esen rüzgar, balıkçı tekneleri beni alır ve çocukluğuma götürür.

En zor durumlarda, en içinden çıkmadığım karmaşalarda çocukluğuma sığınırım, bir saçak altı gibi…

Annemi kaybetmiş olsam da, onun ördüğü yün kazaklar düşer aklıma birden bire… Isıtır yüreğimi... Ve belki bir şiir olur tüm üzüntüler belki de acıklı bir türkü…

Sanki her şey biraz daha bir kolaylaşır benim için.

Çünkü çocukluk, sevgi, umut, daha çok mavi, daha çok deniz demek... Daha da önemlisi düşlerini kaybetmemek, her hikayenin sonunun masal gibi biteceğine, kötülerin kaybedeceğine iyilerin kazanacağına inanmak demek…

Yarın bayram, aklımda çocukluğum. Ne güzel günlerdi o günler!
Annem, günler öncesinden hazırlıklara başlardı. Bu hazırlıklar komşuların yardımıyla daha bir güzelleşir, daha bir renklenirdi.

Gaziantep’in, meşhur yuvalaması, sarması, çiğ köftesi, içli köftesi, zerdesi, sütlacı, kadayıfı, baklavası süslerdi sofraları…

Sandıktan çıkartılıp bakır sinide getirilen pestil, sucuk ve tarhanası…

***

Biz dört kardeştik. O zamanların tüm ekonomik zorluklarına karşın, annem her bayram her birimize için mutlaka birer bayram hediyesi alırdı.

Akşam heyecandan uyku uyuyamazdık. Bayram sabahı erkenden kalkar yeni giysilerimizi giyerdik.

Alınan bir ayakkabıya, gece defalarca uyanıp baktığımı, hatta yastığımın altına sakladığımı anımsarım.

Annemizin babamızın elini öptükten sonra öğretmenlerimize, akrabalarımıza ve komşularımıza bayramlaşmaya giderdik. Sonra da bayram yerinde kurulan salıncaklara…

Evimiz konuklarla dolup taşardı. En büyük zenginliğimiz dostlarımızın çokluğuydu.

Şehir dışındaki yakınlarımızın gelmesi bir başka mutluluktu. Kırgınlıklar, dargınlıklar bayramlarda sona ererdi.

Bayramlar, el ele vermek, yaraları sarmak için fırsattır.

Bir telefon, mümkünse bir dost ziyareti, birlikte içilen bir kahve, bence paranın satın almayacağı kadar çok şey demektir.  Ve de yaşama sevinci… 

Acılar paylaşarak azalır, sevinçler paylaşarak çoğalırmış… Öyle diyorsa herkes mutlaka doğrudur.

Paylaşacağımız nice güzel sevinçlere, nice güzel bayramlara...

Bu bayram hiç kimsenin yalnız kalmaması dileklerimle, ben de siz değerli okurlarımın bayramını bir şiirle kutluyorum.

BİTMEYEN YALNIZLIK

Düz bir ova

Terk edilmiş ve sevdasız

 

Yanaklarımda tütüyor gözyaşlarım

Kadife bir masaldı

Savruldu düş dağlarında gençliğim

 

Var olmakla yok olmak arası bir şey

Bilinmezlerin çıkmazında

 

Sonsuz bir aryayım

Yalnızca kendi duyduğum

 ***

(Bu şiir şimdi Tam Zamanı isimli şiir kitabımdan alınmıştır.)

 ***

Her şeyin hayal ettiğiniz gibi olması dileklerimle…

Cengiz Hortoğlu

hortogludorduncubakis@gmail.com

http://twitter.com/cengizhortoglu

 

 

 
Toplam blog
: 924
: 4123
Kayıt tarihi
: 20.11.10
 
 

CENGİZ HORTOĞLU Cengiz Hortoğlu Gaziantep'te doğdu. İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Serbest a..