Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '13

 
Kategori
Bayramlar
 

Bayramdan bayrama…

Bayramdan bayrama…
 

  İşte, ana yok, baba yok, kardeş yok… Evler yuvalar dağılmış. Yeni yuvalar kurulmuş, onlar da…  Ve bayram gelmiş.

İşte eski bayramlarda babam sabahın seherinde elimden tutar, camiye götürürdü; sonra Malatya’daki Şehir Mezarlığındaki , İnönü’nün akrabası olan Temelli’lerin hemen yanında yatan  babanennemizin mezarını ziyaret ederdik.

Sonra eve döner , annemizin önceden hazırladığı soframıza otururduk. Kurban her bayram kesilmezdi. Bazen kesilirdi. Bazen de kurban etleri komşulardan gelirdi. Ama soframızda hep etli yemekler, kavurma bulunurdu. Sevinç neşe içinde bayramımızı kutlardık. Ondan sonra ya komşular, ahbaplar bize gelir; yada biz tanıdıklara bayram ziyaretine giderdik. Şeker tutarlardı, bir tane alırdık, sonra da “bir tane daha alsana…” demelerini beklerdik. Kimi yerde badem şekeri, kimi yerde çikolata bulunurdu. Çocuk değil mi, çokça şeker yerdik… Bazen de para verirlerdi hani!

Şimdi artık bir emekli olarak bu kasabanın bir evindeyiz. Bayramlarda Kayınvalidem eve gelir. 85 yaşlarında var. Hala aileyi derleyen toplayan o. Annem yaşarken, bizim aile açısından da o derleyici, toplayıcı idi. Ama 90 yaşında elveda, dedi , gitti…

Bayramlarda kayınvalide mutlaka bize gelir. Bizim ev toplanma yeridir. E  ailenin büyükleri artık biziz … Küçükler, kardeşler, yeğenler… bize gelirler; yemekler yenir, sohbetler edilir.

Kurban kesemedik ama, bayram için yine kavurmalık etimi almıştım. Diğer , gereçler de düzülmüştü. Arife günü , kayınvalide geldi. Mutfakta kızını kontrol etti. Eti gördü ve arkasından sordu , “Peki, kavurmalık ciğer almadınız mı?” Onun adetinde öyle… İllaki , kavurmalık et, ciğerle birlikte sotelenir. Onu istiyor, onu arıyor… hanıma para verdim, gitti, ciğer de aldı. Birlikte kavurma hazırlandı. Yanında salatalar , garnitürler… Bayram günü ,öğleye yakın, kayınbirader ve kızları gelir…

Benim çocuklar her biri bir yerde. Artık bayramlarda bir araya gelmek kısmet olmuyor. Kız İstanbul’dan telefon etti, bayramımı kutladı. Biz de onun… Oğlan şimdi dünyanın hangi köşesindedir bilmem. Onun öyle bir işi var ki. New-York’da mı, Brüksel’de mi , Avusturya’da mı…? Onun   işi , yoğun mu yoğun…  Zamanı olursa bazen arar, konuşuruz.

İşte, odamda öyle bir yalnız kaldım, televizyondaki bir ses bir Bayram türküsü söylüyor. Dinledim, gözlerimden bir iki damla gözyaşı aktı... Bayramdan Bayrama adlı türkünün sözleri şöyle :

“Gurbeti mesken mi tuttun
Gittin beni de unuttun
Yoksa başka yar mı buldun
Bir selam gönder bari
Bayramdan bayrama

Ne yazarsın ne çizersin
Yollar ırak der geçersin
Gel desem de gelemezsin
Cemalin göster bari
Bayramdan bayrama”

Bayramlar hem insanları birleştirme günleri , hem de ayırma…

Şimdi gençler, öyle bayram ziyaretlerinden kaçıyorlar. Hop bakıyorsun, atlamışlar arabaya, uçağa Antalya mı olur, Marmaris mi .. çekip gidiyorlar. Nereye gidiyorsunuz , diyemiyorsunuz..

Çok insan, çok yaşlı kişiler evlerinde, yurtlarında yapayalnız şimdi, biliyorum. Ama yakınlarını ne kadar özlüyorlar. Onu yalnız kalmışlara sormalı.

Artık ortak sofralar kurulsa bile,  tadı yok… Herkes bir telaşe içinde , bir yere koşturmaya çalışıyor. Kapıyı çalan davulcular ve birkaç tane de Roman çocuğu olmasa.. Neredeyse , yalnızlık kader diyeceğim. Veya ben mi bu bayramlarda bir garip oluyorum. Bilemiyorum.

O türküyü yeniden buldum. Yeniden dinledim. Son satırı da şöyle bitiyor:

“Deyin vefasız yarime
Belki de çıkmam yarına
Arada gel mezarıma
Bir fatiha oku bari
Bayramdan bayrama”

İşte, garipler için yazılmış bir Bayram türküsü. Her Anadolu türküsü gibi garip, hüzünlü… İçten dinleyecek olursan, içten gözyaşları dökersin.

Nedir bu insanların atılmışlığı, garipliği… Bir kapıdan gelip bir kapıdan çıkıyorsun. O araya hayat diyorlar, bir telaşe, bir çekişme içinde hayı huyla bitirip gidiyorsun.

Sevinçler yok mu? Çok… Ama ararsan, istersen… Ya acılar, gariplikler, hüzünler her zaman yanı başında .

“Bir fatiha oku bari… Bayramdan bayrama…”

Hadi gari bayramınız kutlu olsun. El öpenleriniz çok olsun… Mutlu olun, mutlu yaşayın. Nice bayramlara.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..