Bayramlarda "Bizimkilere gideceğiz!" Kavgası

“Saffeeet!”
“Söyle canım.”
“Bayram programını netleştirelim artık! Bayrama şurada ne kaldı ki?”
“Melahat, canımın içi program belli!”
“Benim niye haberim yok Saffet!”
“Ya hayatım şu an yorgunum, rahat bırak, biraz dinleneyim.”
“Saffettt!”
“Ne yav ne? Kurban etini ben parçalayacağım, sen pişireceksin. Çocuklar da varsa yoksul komşumuz onlara et dağıtacak. İşte sana program.”

“Ben ondan bahsetmiyorum, bayramda nerelere gideceğiz?”
“Tabii ki önce büyüklerimizi ziyaret edeceğiz, sonra büyükler bizi ziyarete gelecek. Her zamanki gibi.”
“Haa tamam, önce annemlere gideceğiz, sonra da şehir dışına çıkalım biraz, bir yerlere gidelim 3 günlüğüne de olsa.”
“Bakıyorum benim annemler planında yok Melahat!”

“Geçen bayram sizinkilerdeydik ya! O ne kalabalıktı öyle? Yedi sülale gir çık, gir çık. Bayram boyunca bulaşık ve temizlik. Kurban bayramı mı bulaşık bayramı mı, anlamadım ve yorgunluk da cabası ayol, offf!Ya eltilerin kaprisi ve kıskançlığı?”

“Aloo! Por-ta-kal, orda kal Melahat! Şimdi eltilerle ne alâkası var programın haa?”

“Senin bir şeyden haberin yok saf kocaciğim! Yengen büyük gelin ya, ne mutfağa girer, ne de temizliğe yardım eder. İşi gücü, takıp takıştırıp misafirlere caka satmak… Yok benim kocamın kariyeri, yok benim çocuklarım, evim, arabam, tatilim… Amaaan bıktım artık sizinkilerin evinde bayram geçirmekten!”

“Melahat, yavrucuğum!”

“Sus Saffet! Küçük gelin desen, ev işi bilmez. Çıtkırıldım nasıl olsa, bir işin kenarından tutsa ütüsü bozulacak hanımefendinin. Ben annemin evinde bayramı geçireceğim Saffet!”

“Alooo, ben nereye sen oraya, Hem babamların evine damsız girilmez, biliyorsun!”
“Senin damın çökmüş, sen hâlâ damdan bahsediyorsun!”

“Ya yeter ya Melahat! Mız mız ve dedikodu. Sen zaten annemlere kendi gönlünle gelmedin ki hiç.
Gelsen bile yüzün mahkeme duvarı. Senin yüzünden ben de eziliyorum, annem de üzülüyor.
Melahat, bayramda babamlara gi-de-ce-ğiz ve senin de yüzün gü-le-cek!
Annem de torunlarını se-ve-cek! O kadarrr!”

“Ben gelmiyorum!Sen yalnız gidersin”
“Mecbursun geleceksin! Nereye gitsem ardımdan gelensin. Geleceksin gelin hanım!”
“Gelmiyorum!”
“Geleceksin!”
“Geçen bayram annen ne demişti: 'Bana torunlarım yeter, siz gelmeseniz de olur.' Beni istemeyene ben çocuklarımı da göndermem Saffet, hiç kusura bakmasın kimse!”

“Ulan çıldırtma beni! Melahat!”
“Saffeetttt!”

Uzaaar gider, bayram veya tatil arefelerinde bu tartışmalar, maalesef hiç bitmez!
Bayramlar da gözyaşı ve hüzünle zehir olur.

Sevgili eşler:

“Kimin ailesine önce gidilecek, kaç gün kalınacak” gibi planlamaları karşılıklı empati içinde oturup konuşup, yapınız.
Uzmanlar söylüyor, çocuklarınızda kalıcı travmalara neden olmayınız.

Her iki tarafı da memnun etmek çok zordur.
Aileleri aynı şehirde yaşayan eşler, sabah kahvaltısı ve öğle yemeğine bir tarafa, öğleden sonra ve akşama da diğer tarafa gidebilir.

Aileleri farklı şehirde yaşayan eşler, sırayla her bayram birinin tarafına gidebilir.
Hele bu planlama kavgalarında “eskileri asla açmayınız.” Kapatılmış konuları ve eski sorunları bir daha açmayınız.

Dost ve akraba ziyaretleri çocuğun ruh sağlığı ve sosyal gelişimi için çok faydalıdır.
Yalnız yaşayan aile ve çocuklarda kaygı, fobi, çekingenlik, aşırı duygusallık gibi problemler kendini göstermektedir.

Bayramınız şen olsun.