Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '10

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Bazen Bir Köyde Yaşamak İstiyorum

Bazen Bir Köyde Yaşamak İstiyorum
 

Büyükşehirlerin kalabalığı mı, insanların kaypaklığı ve samimiyetsizliği mi, yaşamanın maddi yükü mü, zamanın bir koşuşturma içinde geçmesi mi bilmiyorum, bazen bir köyde yaşamak istiyorum.

Akşam saatlerinde hayatın durduğu, herkesin evine çekildiği, kışın gürül gürül yanan kömür sobasının etrafında, yazın mis kokulu çiçeklerin, ağaçların olduğu bahçede hoş sohbetlerin yapıldığı, sobanın üstünde kestanelerin piştiği, mevsimine göre meyvelerin yendiği, kalabalık akrabaların bir arada zaman geçirdiği bir köyde yaşamak istiyorum.

Havanın tertemiz, gürültüsüz ve yeni doğan güneşe merhaba dediği bir sabah da kümesteki horozların sesi, herkesi sakız gibi beyaz çarşaflı yataklarından kaldırsın.

Tenekelere dikilmiş ve avluyu çevreleyen, mis gibi kokan çiçekler, Avluda bir masa, masanın duvara dayanan kısmında bir divan, Kahvaltı masasında, keçi peyniri, inek sütü, sarı içli yumurta, ev yapımı tereyağ, kaymak ve doğal bal, Sıdıka teyzenin bahçesinde yetiştirdiği mis kokulu domatesi, çıtır çıtır biberleri de olsun.

Evin küçük torunu Hasan, fırından yeni çıkmış sıcak ekmekleri bi koşuda alıp gelsin. İsteyen fırın ekmeği yesin, isteyen evde yapılan ıslatılmış yufkadan dürüm yapsın.

Gürül gürül akan bir deresi, kenarlarında söğüt ağaçları olsun, rüzgarda ses çıkartsın, sıcakta gölge yapsın. Erik, çağla badem ağaçları beyaz beyaz çiçeklerini açsın. Beyaz – sarı papatyalar yol kenarlarını süslesin. Bayrağımız gibi, tarlalar kırmızı gelinciklerle donansın.

Köyün ortasında bir kahvehane olsun, kahveci Ahmet amca ile çırağı Hüseyin, keklik kanı çaylarını doldurup doldurup tahta masa ve sandalyelerdeki köy halkına dağıtsın. Köyün büyükleri, ‘’ bi vakitler… ‘’ diye başlayan, gerçek ve içinde insanlık dersi olan hikayeler anlatsın. Hoş sohbet vakit geçirenler ile tavla sesleri birbirine karışsın.

İki – üç komşu evin hanımı birleşip yardımlaşarak, ekmek evinde – odun ateşinde yufkalar, katmerler, gözlemeler yapsın. Bir yandan yapılsın, bir yandan çoluk çocuk sıcak sıcak yapılanlardan yesin. Kat kat dizilen yufkalar, katmerler, gözlemeler evleri mis gibi kokutsun. İşin sonunda, kalan odun ateşinde patlıcan, domates ve biberler közlensin. Yapılan ekmekler evlere dağılırken, közlenen patlıcan, domates, biber kabuklarını komşulardan biri soysun, birbirine karıştırarak çatalla ezip, akşam yemeğine hazırlasın. Tabi ince ince, küçük küçük kuru soğanı ve beyaz köy peynirini de doğrayıp üstüne zeytinyağını da döksün. Sonra da yeni yapılan şibit (lavaş ekmeği tarzında) ekmeğine koyup, afiyetle yensin.

Daha pek çok güzel örnekler vermek mümkün. Ancak, yazıyı daha fazla uzatmamak adına yada başka bir yazı da devam etmek üzere;

Yüz yüze, konuşarak, dokunarak yaşanan insan ilişkilerinin, yerini tamamen teknolojiye bırakmadığı, ard niyetin hakim olmadığı, yardımlaşmanın, paylaşmanın, saygı ve sevginin hayat felsefesi olduğu bir köyde yaşamak istiyorum.

Sağlıklı ve huzurlu olunuz.

 
Toplam blog
: 29
: 1825
Kayıt tarihi
: 30.12.09
 
 

Merhaba, 1966 Ocak doğumluyum. İzmir'de yaşıyorum. Özel bir finans kurumundan emekli oldum. Şu an..