Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '09

 
Kategori
Eğitim
 

Bazen imreniyorum

Eski dostlukların yaşanmasını görünce, o iki kişinin arasındaki samimiyetin yansımasına hep hayran olmuşumdur. Hasretle tokalaşmalar. Muhabbetle bakışmalar. Samimiyetin dillendiği kelimeler. Tatlı sözcükler.

Hasretliklerin ifadesi göz göze gelmeler.

Güzelliğin yansıması olan gülücükler. Karşıdan görenlerin bu hale iç geçirmemeleri düşünülemez. Doğrusu gıptayla bakarım bu tür hadiselere.

Olursa arkadaşlıklar böyle olmalıdır. İstenen arkadaşlıklar kalbin daralmadığı, göğsümüzün genişlediği arkadaşlıklar olmalı. Arkadaşlıkların kıymetini bilen insanlara değer vermek gerekir.

Böyle sinin yerin altında olduğu doğrudur, lakin azda olsa dünyamızda mevcuttur.

En çok hasret kaldığımız konuların başında, yukarıda ki özlenen tablodur. Bu tabloyu yaşayanlarımız vardır. Ama birçoğumuz böyle arkadaşlıklardan nedense mahrumuzdur.

Uzun süredir arkadaş olanlarda vardır ama bunlar sanki dün arkadaş olmuş gibidirler. Uzun süreden kastımız en az kırk yılı kapsar.

Babadan kalmadır veya deden kalmadır bu bağlılıklar.

Hiç birbirlerini kırmazlar. Birbirleriyle sürekli irtibat halindedirler. Yıllar önce asker ocağında tanışmışlardır belki, beklide atadan kalmadır arkadaşlıkları. Değer bilir kişilerdir böyleleri.

Bazen ruhlarınız kimi insanlara öyle yakınlaşır ki, aynı anne babadan doğmuşçasına birbirinize ısınırsınız, görmediğinizde yolunu gözlersiniz. Kulağınız telefonun sesindedir.

Sizin samimiyetinizi görenler içilerinden ne der acaba, samimiyetinizin temizliğine? Ah keşke benimde böyle arkadaşım olsaydı. Böyle birbirini düşünen insanlarımızı görünce madalya takmalıyız.

Arkadaşlığın hakkını bi hakkın ifa eden birçok insanımız olabilir mi? Günümüzde çokluk olmaz belki nadir attan olabilir.Bunun yanında arkadaşlığın haysiyetiyle bağdaşmayan hal ve tavır içinde olanlarda yok değil.

Sizlerde farkındasınızdır. Genelde günümüzde insanların iletişimi günübirlik olmaktadır. Niçin günü birlik oluyor diye düşünmeden edemeyiz? Aslında sebebini biliriz? Neden olacak? Tabi ki menfaat kaynaklı olduğundan.

Arkadaşlığın insana o güç katan manevi dinamiğin yerini basit, süfli düşünceler aldığından olabilir. Bu tür sizi tabiri caizse işinin bitimine kadar arayanların arkadaş gözüyle bakıyorsunuz, işi hitama erişince sizinle tüm bağlarını koparanda çok.

İnsan bazen derdini, hayatta sırdaşım dediği kişilere aktarma gereği duyuyor. Bazen güvenilir görünüşte olupta asla güvenilmeyecek kişiler de mevcut aramızda. Hatta bu tür kişiler şunu ifade etmekten de geri kalmazlar.

Derler ki, benden de mi gizliyorsun, biz seninle arkadaş değil miyiz? Yüzüne de diyemeyiz, kendisi için edindiğimiz intibaı.

Aslında evet sana güvenmiyorum çünkü bunun altında menfaatin var dense nasıl olur?

Bize güvenilirmiş gibi davranışlar serdeden kişilere insan üzülüyor. Çünkü işim bitti , Allah ‘a ısmarladık diyenler yine sizinle temasa geçmesi gerekebiliyor. Aynı davranışta bizde bulunmuş olabiliriz.

Arkadaşlarımızın , arkadaşlığından semirdikten sonra yakışmayan tavırlar sergilemiş olabiliriz. Eğer öyle olduğunu idrak edersek çıkar yol. Özür dilemektir.

Özür dilemek öyle bizi küçültmez. Aynı davranışın bize yapıldığını varsayarak olaya bakabilsek, o zaman yaptığımız hatanın ne kadar büyük olduğunu anlamış oluruz.

Karakter yapımızda şu var, düşünmeden hemen karar veririz. Haklı olmasak da, olsakta, kimimiz doğuştan haklı olunca yapacak bir şey kalmıyor.

İnsan arkadaşlığını sadece çıkarı için kullanıyorsa, bu tür kişileri tanımlayacak kelime bulmak zor.

İnsanlar daha çok olumsuzluk içindeler. Hatta işinin sona ermesiyle selamı bile esirgeyenlere rastlamışsınızdır. Günlük konuşmaları düşününce, insani ilişkileri düşünürsek ne kadar doğru olduğunu anlarız.

Hatta ne deriz? Nerde eski dostluklar? Evet, var ama yeterli değil. Her konuda olduğu gibi arkadaşlıklarda, dostluklarda sunileşti.

Sunileşmeyen hiçbir yönümüz kalmadı. Buna rağmen yine de arkadaşlık hatırını gözetenler var. Doğallığını koruyan az da olsa mevcut.

İşinin hitama erdiğinde gözünün içine girseniz bile, siz çoktan o kişinin kapsamı alanından çıktığınızdan dolayı sizi görmez.

İşinin neticesini olumlu veya olumsuz hâsıl olduğunu gördü mü artık sizi görmez.. Sen selamet, ben selamet. Bu tür kişilere sadece ileriki günlerinde nedamet duyacağını hatırlatmak gerekir.

Sebatkâr olanlar, zararda gibidir lakin, hep kazan grup sebatkâr olanlardır. Altın altındır. Demir demirdir. Biri pas tutar , birini ise hiçbir güç aslını bozamaz. Kişi kendinin ne olduğunu bilir.

Kişiliği sağlamsa, hangi devirde yaşarsa yaşasın kıymeti bilinir, nankörler hariç tabi ki.. Kişiliği zayıf olan isterse, çok iyilerin içinde olsa da aslını yansıtır. Neyse odur, kolay değişmez.

Arkadaşını yürekten sevene, harika insan denir.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..