- Kategori
- Psikoloji
Bazen ne yaparsan yap olmuyor
Öylece kala kalıverdiğiniz olur mu sizinde bilmem. Benim hep olur. Elim kolum bağlı kalırım ben. Zaten doğuştan ezik bir tipim. Bildiğin kendine güvensiz bir şey. İnsanların gereksiz kendilerine güvenini de sevmem aslında ne o havalara girmeler falan diyeceğim ama yermisiniz bilmem.
Ben işte inanmazssınız bir haftadır öyle bir moddayım ki, havadan mıdır nedir, donuk haldeyim. Tamam oldu bitti üşüyen biri olarak kış mevsiminden hazzetmiyorum o ayrı da neden dondum anlamış değilim. Öyle olağanüstü bir şey falan da olmadı. Bir küçük telefon konuşması beni yere çaktı. Durduk yere aradı aramazdı sormazdı neden şimdi neden bu sesle aradı sormadım. Kaldım dondum. Zaten soğuk içimi neden titretiyorsun be adam diyemedim. Dinledim kuzu kuzu. 'Sen çok iyisin biliyormusun?' dedi 'biliyorum' dedim. Sanki matah bir şey, başıma ne geliyorsa iyi olduğumdan geliyor, sen onu biliyor musun demedim, diyemedim.
Yılda bir kere arayıp da psikolojimi böyle alt üst edebildiğine göre neler hissediyorsam artık bende emin değilim. Kılıç yarası gibi dedi biri, çekip atarsın içinden, kanar yara olur hatta yara izi kalır ama eskisi kadar acımaz dedi. Kılıcı bu vücuttan kim çekip çıkaracak söylemedi. Acı ile ağladığımda ne olacağını da söylemedi. Saçlarını savurdu 'yaralarımı severim ben' dedi. Ben o acıya dayanacak bir an bekliyorum ki henüz o anı yakalıyamadım. Çekip çıkaracağım ki içim titrese de sesim titremez oldu o derece iyyim bu aralar.
Usta şair Cemal Süreyya "En Uzun Sevdalar Yarım Kalanları" demiş. Mantıklı geldi. Başlasa bitecek de başlamayan bir şeyin bitmesi nasıl olacak. Ben bir çift mavi gözde boğulacağım mavi gözlü dev çalamayacak kapımı. Çünkü her mavi gözlü dev bir dev gibi sever. (Şansıma tüküreyim)
Bu kadar hüzün yeter. Ada inanılmaz güzel bir kaç gündür. Hava insanı bu mevsim için, sevinçten öldürecek kadar güneşli ama adanın terkedilmişlik duygusunu ortadan kaldırmıyor bu durum. Bir kaç gündür düşünüyorum da melenkoliklik halimi adanın genel halinden alıyorum. Kış geldi mi bir terkedilmişlik, bir yalnızlık duygusu hasıl oluyor ki kör kemancılar sahilde acıklı acıklı şarkılar çalıyor sanırsınız. Sahil tüm coşkusuyla sizi kendine aşık ediyor.
Oğlum geldi adaya daha da bir hareketli ve güzel günler yaşıyoruz. Hep bir aksiyon bekler olduk, bir kedi sıçraması, bir köpek havlaması, bir atın koşması bizi bizden alıyor. İnsanın yap yakışıklı bir oğlu olunca kendini daha bir iyi hissetmesinin normal olduğunu düşünüyorum. :)))
Şiir ekleme geleneğine devam :
Mıknatıssız Pusula
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
yüzyıl şilisinden bir jazz javulcusu inliyor tam arlarımda
hiç durmadan kentli mağlup kıyasıya mağrur ve mor
bir çocuğum şimdi pişman olmak için
birbiriylebağlantılıyüzbinlerceyılım var.
seni sevmem
bu savaşı
kesintiye uğratmaz
ama ordan bakma!
bu, werther`in
leş kanını
gül kılar.
birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
otobüsler olacak, trenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri
saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim
çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri.
gideceğim en eski öykümde devlet denen şirk yazacağım
göz bebeklerimde kent gördükçe kırılan gıçlar,
ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim
bu çağın açısını dik tutacaklar.
bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim
ufka bir bakın ordum akıp gidecek
elimde çözülecek makina ve cinayet
marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa.
inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın
çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
ipimden kurtulmuşum kaybediyorum.
birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez
tanklar tank olup geçiyor üstümüzden
helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara
memleket sana rağmen ket vururken yarama
şu çıplak çocuk şu büyük türk şairi ben
-ve emir 'kun' diyor; doğuruluyorum-
'bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim
ilk dildar tohum ekecek sözüme yoksa
ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa
ellerini tutarım ki kudurtucudur.ellerin
bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim
gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur
ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden
ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur.
ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim
lazım gelen gülleri göğsüme gömerek
birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
bunu daha çok küçükken bir film de görmüştüm!
ah laikse aşkımız biter elbet bir kış baharyaz günü
gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
bir çınar gövdesini bir hamle daha yarar
üç içbükey komodin silah çeker vurulur
sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.
beynime düşer infilak eder
ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum
olma. yokluğun bulunmaman bedenime lacivert lavlar akıtır.
nasıl çekip gitmiş bir şaman
çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok
benim gibi sonsuz bir at
hiç koşmuyorken de attır.
biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
yeniden dünyaya gelsem yeniden seni severim
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum
hakiki cinayetler işleniyor görüyorum
isa görüyor şeyhim görüyor ben görüyorum
ben sana düzenli olarak telefon ediyorum
mıknatıssız bir pusula olarak
Ah Muhsin Ünlü