- Kategori
- Blog
- Okunma Sayısı
- 559
Bazen olur böyle şeyler...

Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

:)))...OLur tabii ki de...hemi de herkese olur...ve ayrıca "ben ne yazdım, sen ne fehm ettin, garip efsanedir" demiş Muallim Naci...herkes için geçerli bu bence...çok pek çok çok ünlü MB yazıcıları için bile.:)))...selamlar...
nedim üstün 18.11.2016 16:00- Cevap :
- Evet, genel bir ülkeden, gündeminden ve halkından ve yaşayış biçiminden sıkılma hali. Ve dolayısıyla yazacaklarından zevk alamama sonucu. Böyle bakıldığında gündemden biraz uzak kalmak iyi gelecekmiş gibi. Bu da otomatikman yazacağımız türü de değiştirecek... Teşekkürler 22.11.2016 10:39
cok takmiyacaksin ! Mudur de olmiyacan iste anahtar! Erik abi.
Newyorker 18.11.2016 4:11- Cevap :
- Takmasaydım Anıl Yiğit olamazdım ama haklısınız burada bari Eric Van Buyten olayım... 22.11.2016 10:40
(2) MB bir iletişim kanalıysa sözcükler de kullanılan kodlar oluyor ve alıcının iletini doğru algılaması için doğru kodları kullanmak gerekiyor. Ancak diğer yandan kişisel ön yargılar, eğitim, algı kapasitesi gibi etkenler de bizim dışımızda doğru anlaşılmayı etkiliyor. Farklı olmak ayrı, farkı fark ettirmek ve anlatmak ayrı şeyler ve eğer algıda bir sıkıntı varsa biraz da kendimize bakmak gerekiyor bana göre. Düşüncelerine katılıp katılmamak ayrı bir konu ancak ben son iki blogunu çok beğendim. Okunma sayısının düşük olmasının çeşitli nedenleri vardır mutlaka, ama satış ve pazarlama gurusu olan sensin, bence bunun çözümünü bulursun. :-) Sevgilerimle.
Güz Özlemi 17.11.2016 15:32- Cevap :
- Önemli olan insanın kendine yalan söylememesi. Biz de böyle bir durum yok. Onay almaya da ihtiyaç duymuyoruz. Sıkıntı şu ki sevilme ihtiyacımızı okuyuculardan karşılama şansımız da yok. Yazmayı seviyoruz ve bu kadar basit. Yazma eylemini de okunmak için yapıyoruz. Yoksa kendi egom için artık yazmıyorum. Sonuç olarak bu durumun gereklerini düşüneceğim... Sevgiler 22.11.2016 11:33
Üstü kapalı da blog ortamında yaşanan gereksiz didişmelere bir eleştiri içeren bu cesur bloğun için seni kutlarım. Bu tür tartışmaları BBG havasında merakla izleyenler çok olduğu gibi bizler gibi ibretle ve üzüntüyle okuyanlar da var. Blog yazıları yazarları tanıtan güzel bir vitrin ve bence bu bakımdan yararlı da. Dostum, bu konuda çok konuştuk ama anlaşılamamak yalnızca farklı olmaktan kaynaklanan bir sorun değil bana göre. Değindiğin gibi algının kişiden kişiye değişmesi anlaşılmayı etkileyebilir ancak genelin kabul ettiği ve bildiği iletişim dilini kullanmamak da önemli bir etken. Hepimiz belirli noktaya kadar kendi öznel simgelerimizi kullanırız ama bazen doğru sandığımız hatalar da olabilir. Örneğin "zirve" rakamsal olarak karşılaştırmalı en üst düzeyi anlatır ve en düşük sayı için "tarihimin en dip noktasını gördü" demek daha doğru. Başka bir örnek münakaşa ve tartışma eş anlamlı, münazara yan anlamlı sözcükler ve biri yeterliydi. (1)
Güz Özlemi 17.11.2016 15:25- Cevap :
- Evet, tabi sen beni çok iyi tanıdığın için anlıyorsun ve o eleştirine katılıyorum. Betimlemelerdeki öznellik anlam karmaşasına yol açıyor. Herkesin anlayacağı dilden yazabilmek yani bir çeşit Yaşar Kemal gibi, ben pek hoşlanmasam da, daha fazla okuyucu çekiyor. Evet, bir Pazarlama gurusu olarak yaptığım denemeler ile hiçbir şey yazmadan yani başkasını düşüncelerini aktararak 300'lü sayılara ulaşabildi ama sıkıntı şu ki bunu yaptığımda gerçekten kendimi mutsuz hissettim. Bir İsviçreli Yahudi De Botton söylediği zaman kabul görüyor da, biz söylediğimiz zaman farklı algılanıyor. Neyse; sonuç kesinlikle bu! Bunu ifadelerle -söylem şekilleri ile- değiştirmenin imkanı kabil değil. Artık bu konuda netim. Diğer taraftan çok okunacak alanlarda yeniden yazmaya başlayacağız. Çünkü her şeye rağmen okunmak önemli. Aksi bir züürt tesellisi. Hayatın her alanında gerçekçi olma kararı verdim. Artık gerçekleri ya da kendi gerçeklerimi kabul ettirmek gibi bir çabam olmayacak. Çünkü buna gerek de yok!(1) 22.11.2016 11:07