Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Bazı "Kürt sevmezler" çocuk da sevmez mi?

Bazı "Kürt sevmezler" çocuk da sevmez mi?
 

ahh güzel küçük kız ahh...


"Anne bana makarna yap koyunları otlattıktan sonra yiyeceğim"

Onlar çocuk...

Onlar ailelerini, ülkelerini, hükümetlerini ve henüz hiçbirşeyi seçmemişlerdi.

*

“ ONLAR ÇOCUK” başlıklı yazımda , Gazze’ de yaşananlar için, orada roketlerle, havan mermileri ile, fosforlu bombalarla, top ateşleri ile envai çeşit silahlarla öldürülen çocuklar için üzüntümü dillendirmiştim.

Oysa şimdi kendi ülkemde küçük masum bir kızın ilgisizlikle karşılanan ölümünün ardından duyduğum öfkeyi ve acıyı dizginlemeye çalışıyorum.

Küçük masum bir çoban kız...

Haber değeri bile olmayan küçücük masum bir çocuğun havan mermisi ile parçalanarak ölümü…

*

“: “Ceylan’ımın kime zararı vardı ? Neden öldürüldü ? Ben şimdi kızımın ölümüne neden olanı nasıl bulacağım? Kime hesap soracağım. Sadece hayvanları otlatıyordu. Başka bir suçu yoktu. Daha 14 yaşında ve onu paramparça olmuş bir şekilde gördüm. Ben buna nasıl dayanacağım? Kızımızın hesabını kim kimden soracak? Neden çocuğum durduk yere öldürüldü?”

*

Bu feryatlar 28 Eylül 2009 günü Diyarbakır’ın Lice ilçesinde Şenlik köyünde meydana gelen patlamada 14 yaşındaki kızı Ceylan’ ı kaybeden anne Saliha Önkol’a ait.

Küçük Ceylan, Lice’ye bağlı Şenlik köyü Hambaz mezrasında hayvanları otlatırken, karnına isabet eden patlayıcı nedeniyle hayatını kaybetti.

Ceylan’ın ailesi, çevreden bir yerden mezraya doğru ağır silahla atış yapıldığını, kızlarını bu ateş sırasında meydana gelen patlamada kaybettiğini düşünüyor.

Ağabey Rıfat Önkol ise atılanın fosfor mermisi olduğunu ileri sürüyor. “Karın bölgesine isabet etmiş. Kız kardeşimin parçalarını ağaçların tepesinden topladık. Vücudundaki bazı parçaları kendi elimizle çıkardık. Ceset başında bekleyerek ağıt yaktık. Altı saat boyunca savcı ve doktorun gelmesini bekledik. Bazı milletvekillerini aradık. Sonunda savcı, can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle cesedin Abalı Karakolu’na getirilmesini istedi. Biz de başka köyden tabut bularak, ceset parçalarını battaniyeye sararak kendi imkânlarımızla Bingöl’e bağlı Abalı Karakolu’na götürdük. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Neden sahiplenen olmuyor?”

*

İHD Diyarbakır Şubesi yetkilisi Serdar Çelebi, yaptıkları incelemelerde olay yerinde herhangi bir çukur görmediklerini, dolayısıyla patlamanın mayından kaynaklanmadığını söylüyor. Tanıkların önce havadan süzülen bir uğultu sesinin geldiğini ardından ise patlamayı duyduklarını anlattığını aktaran Çelebi, “Dolayısıyla havan topu veya başka bir silah olabilir. Olay olduktan sonra köylüler, adlî mercilere haber veriyor. Ancak kimse gitmiyor. Abalı Karakolu’ndan bir imama ve bir köylüye fotoğraf makinesi ve kamera verilerek olay yeri kayda aldırıldı. Daha sonra hastane ve adliyeden bir yetkili karakola gelerek adlî rapor hazırladı. Raporda, patlayıcı madde sonucu ölümün gerçekleştiği ve parçalanmış cesetten patlayıcı maddeler bulunması nedeniyle otopsiye gerek duyulmadığına karar verildi.
Bingöl-Diyarbakır sınırındaki Tapantepe Karakolu’ndan atıldığı ileri sürülüyor. Bu karakol hâkim bir noktada ve olay yerini görebiliyor. Gerek güvenlik görevlilerinin olay yerine gitmemesi, gerekse otopsinin yapılış şekli dolayısıyla faillerin bulunması konusunda etkin bir soruşturma yapılmadığı kaygısındayız.”

***

Olayla ilgili daha ayrıntılı bilgi aşağıda linkini verdiğim blogda mevcut.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=205974

***

Ceylan savcılık açıklamasına göre 12 gazete haberine göre 14 yaşında.

Bu yıl altıncı sınıfı okuyacakmış. Okulda derslerinde başarılı bir çocukmuş. Ailesine destek olmak için de ailenin hayvanlarını otlatıyormuş.

“ Anne bana makarna yap koyunları otlattıktan sonra yiyeceğim’

Faili belli olmayan ( ! ) bir cinayete kurban giden CEYLAN ’ın son isteği bu imiş. .

*

Olaya dair haber benim görebildiğim kadarı ile iki gazetede (Taraf ve Radikal) yer aldı. Diğerlerinde görmedim.

Medyada da haber olarak yer aldığını duymadım. Ne hükümet adına, ne muhalefet partileri adına şu ana kadar bu konuda bir açıklama duymadım, okumadım. İçeriği ne olursa olsun bir açıklama yok şu ana kadar. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının soruşturmanın sürdürüldüğüne dair yazılı açıklaması dışında hiçbir açıklama yok….

***

12 YAŞINDA BİR KIZ ÇOCUĞU HAVAN MERMİSİ GİBİ BİR AĞIR SİLAHIN MERMİSİ İLEPARÇALANARAK ÖLÜYOR.

KÜÇÜK BİR ÇOBAN KIZ.

YAPTIĞI İŞ ÇOBANLIK VE ÖĞRENCİLİK...

6. SINIF ÖĞRENCİSİ.

KÜÇÜK BİR KIZ ÇOCUĞU.

***

EY HÜKÜMET YETKİLİLERİ , NEDEN BİR AÇIKLAMA YOK ŞU ANA KADAR?

SAYIN BAŞBAKAN GAZZE’ DE ÇOCUKLAR İÇİN DUYARLILIK GÖSTERMİŞTİ.

ŞİMDİ NEDEN SES YOK?

EY MUHALEFET PARTİLERİ.

SAYIN BAYKAL, SAYIN CHP YETKİLİLERİ NERDESİNİZ?

SAYIN BAHÇELİ, SAYIN MHP YETKİLİLERİ NERDESİNİZ?

KÜÇÜK BİR KIZ ÇOCUĞUNUN HAVAN MERMİSİ İLE PARÇALANMASI SİZLERİ İLGİLENDİRMİYOR MU?

BU DEMOKRASİLERDE SIKÇA RASTLANAN NORMAL BİR ÖLÜM MÜDÜR?

BU BİR KIZ ÇOCUĞUNUN NEREDE YAŞARSA YAŞASIN KARŞILAŞABİLECEĞİ NORMAL BİR ÖLÜM MÜDÜR?

VE TSK . NEDEN SUSKUNSUNUZ?

KUSURLU KİMSE ARAŞTIRILIP BULUNACAĞINA DAİR BİR GENEL AÇIKLAMA BİLE NEDEN YOK?

YOK MU BU KONUYLA İLGİLENECEK, DUYARLILIK VE SORUMLULUK GÖSTERECEK KİMSE?

***

CEYLAN BU KADAR ÖNEMSİZ Mİ ?

CEYLAN, GÜZEL CEYLAN..

TOPU TOPU BİR TANECİK VESİKALIK RESMİ OLAN CEYLAN.

ANNESİNİN DEĞERLİSİ CEYLAN.

***

CEYLAN ÖRNEĞİN İSTANBUL, MALTEPE, GÜLSUYU ÇEVRESİNDE YAŞASAYDI VE ZIRHLI TUGAYDAN YANLIŞLIKLA ATILAN BİR HAVAN MERMİSİ İLE ÖLÜVERSEYDİ AKŞAM HABERLERİNDE HEMEN HEMEN BÜTÜN KANALLARDA HABER OLMAZ MIYDI?

MEDYA BU KADAR SUSKUN OLUR MUYDU?

EY BÜYÜKLÜ KÜÇÜKLÜ MEDYA KURULUŞLARI, SİZLER NEDEN SUSKUNSUNUZ?

HABERLERDE GEREKTİĞİNDE DOLGU OLARAK KULLANILAN TAPON DEFİLE GÖSTERİLERİ KADAR KIYMETİ YOK MU CEYLAN’ IN?

YA DA ENVAİ ÇEŞİT MAGAZİN DÖKÜNTÜSÜ KADAR?

BU NASIL BİR SUSKUNLUK?

NEDEN? NEDEN? NEDEN?

AJANSLAR BU HABERİ GEÇMEDİ Mİ?

GEÇMEDİ İSE NEDEN?

GEÇTİ İSE HABER OLMAYIŞI NEDEN?

***

O BİR ÇOCUK,

O AİLESİNİ, HÜKÜMETİ VE HENÜZ HİÇ BİR ŞEYİ SEÇMEMİŞDİ..

HİÇ BİR ŞEYDEN SORUMLU DEĞİLDİ GÜTTÜĞÜ HAYVANLARDAN BAŞKA.

O BİR ÇOCUK… SAVAŞIN TARAFI DEĞİL Kİ….

NİYE BİR HAVAN MERMİSİ İLE PARÇALANARAK ÖLSÜN Kİ?

BÜTÜN ÇOCUKLARIN HAKKI YAŞAMAK.

SADECE BATI’ DA DOĞAN ÇOCUKLARIN DEĞİL.

BÜTÜN ÇOCUKLARIN HAKKI YAŞAMAK.

ŞEKER YİYEBİLMEK….

***

Hatırlarsınız sanırım, kısa süre önce 22 Ağustos tarihli gazetelerde yer alan haberi;

Abdullah AYDAN’ ı MP5 tüfeği ile vurarak öldüren uzman çavuş G.Y. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 18 Mart 2009’da aldığı kararla beraat etmişti.

Siirt’in uzun yıllardır terör olaylarının yaşandığı Güneydoğu’ da bulunduğuna dikkat çekilen kararda şöyle deniliyor:
“Ölüme yönelik sözlerle de desteklenen fiili saldırının ağırlığı, uyarılara karşı artarak devam etmesi ile bölgenin özellikleri bütün olarak göz önüne alındığında, yasal savunmada sınırın mazur görülebilecek bir korku ve telaşla aşıldığının kabulü gereklidir.”

Kararda G.Y.’nin gerçekleştirdiği savunmanın, saldırı ile orantılı olmadığı, ancak, mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan dolayı sınırın aşılmasının “CEZASIZLIK NEDENİ” olabileceği belirtiliyor.

***

Siirt’te 2005’te içinde iki jandarma erinin de bulunduğu askeri bir jiple Jandarma Özel Harekât Tabur Komutanlığı’ndan ayrılan uzman çavuş G.Y., il merkezinde basın açıklaması yapan bir grupla polis arasında çıkan çatışmanın ortasında kalır. Kalabalığın bir bölümü G.Y.’nin kullandığı cipe de taş atınca iki asker hafif yaralanır.
G.Y., MP5 tipi silahını aracın yan camından çıkarıp ateşler.

Tek defada kalabalığa doğru 7 kurşun ..

G.Y.’nin açtığı ateş sonucu Abdullah AYDAN yaşamını yitirir.

Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, G.Y.’nin beraatine karar verir. Karar yerel savcı tarafından temyiz edilir.

Dosya Yargıtay’a gelir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı adına Tebliğname hazırlayan YARSAV Başkanı ve Yargıtay Savcısı Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU, ölen AYDAN’ın kalabalığın arasında olmadığını, yol kenarında durduğunu, aynı yerde bulunan bir arabanın üzerindeki üç adet kurşun deliğinin yerinin, G.Y.’nin ayaklara ya da havaya doğru değil, öldürücü biçimde ateş ettiğini kanıtladığını belirterek G.Y.’nin cezalandırılmasını ister.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi savcılık tebliğnamesini yerinde bulmayarak beraat kararını onar.


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu karara da itiraz eder. Dosya Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gider.

Yargıtay Savcısı Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU’ nun hazırladığı itiraz dilekçesinde;

“Sanık, ateş etmeden önce silahı seri atış konumundan çıkartmadı. Tek seferde 7 atış yaptı. Atış kalabalıkla ilgisi olmayan araçların arkasında bekleyen kişinin ölümünden anlaşılacağı üzere paralel biçimde yapıldı.

Jandarma aracı kalabalık tarafından çevrelenmiş değildir. 150-200 kişi olduğu söylenen, ancak, hakkında soruşturma açılan kişi sayısının 37 olmasından dolayı, daha az oldukları anlaşılan kalabalık, aracı çevrelemeden taşlı saldırıda bulundu.

Sanık, ateş etmeden önce kalabalığa gerekli uyarıyı yapmadı.

Sanık, silah kullanma yetkisini yasaya aykırı biçimde uygulamış, yasal savunma sınırlarını aşmıştır. Sanığın görev icabı, korku, heyecan ve telaşa kapılmadan silah koşullarına uyması gereklidir.”

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 18 Mart 2009’da aldığı kararla bu itirazı reddedip dairenin kararını onar.
Genel Kurul Kararı İçtihat oluşturacak ve benzer davalarda bu yönde karar verilecektir.
Yani kalabalığın silah ya da bıçağa sahip olmadığı, taşlı saldırıda bulunduğu olaylarda, benzer bir korku ve telaş yaşayan güvenlik görevlisinin açtığı öldürücü ateş, ceza nedeni sayılmayacaktır. ( 1 )

*****

ABDULLAH AYDAN ÖLDÜĞÜ İLE KALDI. KATİLİ CEZA ALMAYACAK.

ÇÜNKÜ GÜNEYDOĞUDA YAŞIYORDU.

KÜÇÜK CEYLAN HERHANGİ BİRİMİZİN ANKARA’ DA, İSTANBUL’ DA, İZMİR’ DE VB. BAŞIMIZA GELEBİLECEĞİ GİBİ SIRADAN BİR ŞEKİLDE ÖLMEDİ.

HAVAN MERMİSİ İLE PARÇALANARAK ÖLDÜ.

ÜLKE GENELİNDE ÇOK İLGİSİZCE KARŞILANAN BİR OLAY. ÇOK SIRADAN BİR OLAY(!)

ÇÜNKÜ GÜNEYDOĞUDA YAŞIYORDU.

***

Kürt açılımı denince karşı çıkmak için her türlü feryadı koparan,

“Vatan toprağı birdir, üstünde yaşayan herkes de aynı haklara sahip Türklerdir “ diyenler neredesiniz?

Botan’ da kuyularda aranan cesetleri bir yana bıraktım…

Sadece bu iki olay açısından bakıyorum ve soruyorum:

İzmir’ le Lice,

İstanbul’ la Siirt aynı mı?

Bu iki olay insan yaşamı, hukukun üstünlüğü, devletin vatandaşlarına ayrım gözetmeden davranması, vb .bilinen kurallar çerçevesinde sizlerin kafasında bir soru işareti yaratmıyor mu?

Güneydoğu’ nun farklı olduğu en yüksek hukuk kurumu tarafından, savcının müteaddit itirazlarına karşın kabul edilmedi mi?

Nefreti körüklerken kullandığınız argümanları gözden geçirin.

Hepimizin insan olduğunu düşünün.

Hem demokrat ve her türlü haksızlığa karşı çıktığını söyleyip hem de “kürt “ diye nefret kusmak ve şovenizm yapmak birbirine uymaz.

İnsan insandır.

*

CEYLAN’IN BENİM KIZIMDAN TEK FARKI LİCE’ DE YAŞAMASIDIR.

BAŞKALARINI BİLMEM AMA BEN YAŞADIĞIM SÜRECE SENİ UNUTMAYACAĞIM

KÜÇÜK CEYLAN.

VE SUSMAYACAĞIM…..

( 1 ) milliyet com.tr http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1141900&Date=22.09.2009&b=Olumde%20bolge%20kriteri&KategoriID=4

 
Toplam blog
: 61
: 3400
Kayıt tarihi
: 25.12.08
 
 

İnşaat mühendisiyim. İTÜ mezunuyum.   ..