Bazı Dini Tarifler

KUR-AN’I KERİM MEALLERİNDEN KENDİ ANLAYIŞIMA GÖRE YAPTIĞIM DİNİ TARİFLER İLE BAZI SURE VE AYETLERE AİT DÜŞÜNCELERİM

15.02.2002

CAHİT KARAÇ

18.-19 /09 /2002

A B D E S T

İnsan bedenine ait uzuvları uyararak, yorulan duyu ve his organlarının dinamik olmasına, daha verimli çalışmasına, ibadet esnasında da huşu ve huzur bulmasına, zihinsel organların da daha kolay algılamasına yönelik su (bulunmadığında toprak cinsinden olan şeylerle yapılan) ile ilahi ibadetten önce, bütün bedenin sakinleşmesine, sükuta ermesine, temizlemesine, arınmasına yönelik yapılan ön hazırlık diye düşünüyorum.

E U Z Ü

EUZÜBİLLAHİMİNEŞŞEYTANİRRACİM

Bedendeki ruhun Allah'la irtibatını sağlamak üzere kulun; arzu, dilek ve isteklerine ait sözlerinin (lafzının) diğer alemlerden selametle geçişini sağlayan, İlahi kudretin kullarına verdiği özel geçiş vizesi anlamındaki ilahi söz, vahye dayalı parola olduğunu düşünüyorum.

B E S M E L E

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Allah'la kul arasındaki manevi ilişkiyi sağlamak için kalbin hükmettiği duyu ve his organlarının uyarılmasına yönelik, kulun kendi kalbine gönderdiği İlahi manyetik şifre, hazır olması için kalbe gönderilen vahye dayalı uyarı komutudur.

A L L A H

Verip – Alan. Öncesi ve sonrası olmayan. Çokluk alemindeki herşeyi yaratıp, hükmü altına alan. Yarattığı herşeyde hem var olup, hem de bunların içinde ve dışında hiç birisine benzer olmayan. Her şeyi zıtlık kuralı içinde birbirine uygun yaratan. Yarattıklarının her birisini, birbiri içinde hem benzer hem de zıt yaratan. Sonsuz sayıdaki bu çokluk alemine ait parçaları, zaman ve mekana bağlı tekamül evreleri içinde halden hale sokarak terbiye yapan. Hüküm verip, hakimiyeti altına alan. Her an yeni bir oluş ve yok oluşu yaratan. Bununla birlikte, yarattığı bu çokluk alemine süreklilik arz eden. Hareketli hayatın yanında, daima yeni canlanma ve ölüm yaratan. Yaratılmış olan parçaların başı ile sonunu bir etmek üzere sebeplere bağlayan. Halden hale sokarak her bir parçayı terbiye eden. Bir, tek, olan yaratıcı, ilahın kendi istediğinde ki “ol” emriyle başlayan, başlangıçtaki hükmedilen (TEKAMÜL EVRESİ) olgunlaştırılmış çokluğa geri dönüşü sağlayan, İlahi yüce gücün, ilmi kudretin adı. Diye düşünüyorum. İşin en doğrusunu elbette Allah bilir diyorum.

İ M A N

"Bismillah – Minel cinneti vennas" arasındaki bilinen ve bilinmeyenleri, gayb aleminde olmuş ve olacakları, İlahi kudretin tasavvurundaki akıl ötesi her hali hiçbir şüpheye yer vermeden kayıtsız ve şartsız kabulle birlikte öğrenip, dilden kalbe nakşederek, uzuvlarda son nefese kadar bütün bunları marazsız yaşama biçimidir.

D İ N

İlahi kudretin akıl sahiplerine nebi ve resulleri marifetiyle, gönderdiği, başı ile sonunu bir etmede, çokluktan tekliğe geçerken ermek üzere tekamül yolunu gösteren, ruhun emniyeti (sigortası) niteliğindeki terbiye edici özelliklere sahip, vahye dayalı nasihatların tümü.

N E F S

Yaradılıştaki (fıtrattaki) benliğe bağlı olarak kalpte meydana gelip, rahmani veya şeytani yönde gelişen, (kendinden öncesi olmayan) ezelde takdir edilmiş (çokluk aleminde meydana gelmesi gereken) duygu, his ve düşüncelere yönelik cüzi iradenin tercihini yapma eğilimini gösteren eylem merkezinin adı.

Ya da...cüzi iradenin tercihini yapma eylemine ait gösterdiği olumlu, olumsuz hallerden herhangi birisine uyum sağlayan hareket veya eylem biçiminin çıkış merkezine nefs, eylemine de nefsin hali denir.

K A L B

Yeryüzünde İlahi kudreti temsil etmek üzere, Rahman ile kul arasında ezelde yapılan, fıtri (yaratılış) sözleşme gereği gelip, rahimde insan yüreğine yerleşerek zamanla yoğunluk kazanıp, güçlenen, İlahi güce ait şuur, akıl, basiret, vicdan, idrak, algılama, öğrenme vs. gibi hayal, rüya, gönül, düşünce, duyu ve his organlarını harekete geçiren ve besleyen aynı zamanda bu organların yaptıkları olumlu, olumsuz hallerinin kayda geçmesini sağlayan, vicdan yolu ile de ilahın jandarmalığını yapan, tekamül yolculuğundaki ilerleyişte bir sonraki yaşamında da, İlahi kudrete karşı hesap verme sorumluluğu taşıyan enerji merkezinin, HA adı. Yaratanın kulu nezdinde nazar ettiği yer, gönül evi.

S E M A

İçindekileri birbirinden ayıran iç içe yüksek halkalar halinde birbirini kuşatan, her birisinin sahipleri, yetkileri, yaşam tarzları farklı, akıl ötesi hal ve boyutları olan İlahi kudretin egemenliğin de tekamül yolunda içindekileri besleyici, koruyucu ve terbiye edici özelliğe sahip, çokluk alemi için yaratılmış, Allah'ın hüküm ve egemenliğindeki, arşı alanın altındaki ekin tarlalarının her biri.

R U H

Allah, yaradılıştan (fıtrattan) önce kulları ile yaptığı ilahi sözleşmeye uygun olarak, ezelde takdir edip yarattığı tekamül evreleri içinde ölüm öncesi ve sonrası yaşamın sorumluluğunu taşımak üzere bir bedende yoğunlaşan öz, Rabb’in emrindeki hayat enerjisi.

İ L A H İ A Ş K

İnsanın gönül dünyasındaki duygu ve hislerinin coşkusu ile kalpte oluşan çalkantı sonucu köpürüp taşan ve aklı bertaraf ederek insanı öze götüren, ilahi sevgi seline denir. O' nda var olup, O' nda yok olmadır.

A K I L

Ruhtan aldığı güç ve gayretle, doğal ve diğer ihtiyaçları gidermek için kalp merkezli duyu ve his organlarını harekete geçirerek, zaman ve mekan içinde cüzi iradeyle toplanmış olan bilgileri, tekamül yolunda ki aşamalı ilerlemeye katkı sağlamak için düşünceyle olgunlaştırılmış bilgileri, beyin kütüphanesinde saklayıp, zaman içinde elde edilen bu yeni bilgi birikimlerine yenilerini de katarak sürekli yeniden değerlen- dirme yaparak, ihtiyaç anında hizmete sunan, insanın bu dünya ki yaşantısını yönlendiren, ölümden sonra ki hayatta da bu günkü yaptıklarından sorumlu tutulacak olan, ilahi kaynaklı nura, vahye akıl denir.

ŞEYTAN

Yaratılıştaki zıtlık kuralına göre meleklerin karşıtı olarak insan nefsine şer istikametinde fikir ve düşünceler bombardımanı yaparak insanı Allah’ın emir ve yasaklarına karşı cüzi iradesinden mahrum bırakarak, aldatıp kandıran, doğrudan uzaklaştırıp günaha sokmak için kötülüğü seçtiren güce şeytan diyoruz.

Arz ederim.

Cahit KARAÇ