Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bazı insanlara sadece hak ettikleri kadarını verseydik aç kalırlardı

Bazı insanlara sadece hak ettikleri kadarını verseydik aç kalırlardı
 

Bir vergi dairesi müdürü oturup memurunun yaptığı işe göre hak ettiği maaşını hesapladı: 359 lira. Ama bu memura devlet tam 2000 lira maaş ödüyor. Türkiye’de bazıları bir tas çorbayı bile hak etmiyor. Resmen yetim doyuruyoruz. Zaten onun için devlet baba diyorlar.

Herkese hak ettiği kadarını verseydik bazıları aç kalırdı. Ürettiği, kazandığı bir şey yok ki neyle doyacak! Denemesi bedava! Çocuklara, hasta ve yaşlılara biz bakalım. İşsizlere iş bulalım. 21 yaşının üzerindeki sağlam insanlarımıza diyeceğiz ki herkes kendini geçindirsin. Bazıları aç kalmazsa (aç kalınca aklı başına gelirse o başka) ben adam değilim.

Sokaklarda hakkımızı isteriz diye bağırıyorlar. Devletin yerinde olsam “Buyurun hakkınızı” derim. Ama sadece hakkınızla yaşayacaksınız. Simit almaya para bulamazlar, simit! Onların ürettiği ve kazandığı kendilerine yetmez. Bu devlet günde sadece 10 tane zarfın üzerini yazan memura ayda 2.500 lira para ödüyor.

Oğluna ev alıyorsun. Evini döşüyorsun. Düğününü yapıyorsun. Altına araba çekiyorsun. Peki, o ne yapacak? Oğluna kızına gelecek hazırlamak için yemeyen, içmeyen insanlara ne demeli bilmiyorum! Bugün bazılarının varlığı anne babasından kalan mal mülkten ibaret. 

Devlet yardımı, baba malı, zekât, sadaka… Türkiye’de belki 10 milyon kişi böyle geçiniyor. Başımızdaki mürekkep yalamışlara göre ne var ki bunda, fakire fukaraya yardım edilir. Din bile diyor ki malının kırkta birini zekât vereceksin. İslam’ın 5 şartından birisi bu. Zekât verdiğin zaman çalışmıyor adamlar, çalışmıyor. Sayın çok büyük zatlar, Tayipler, Mayyipler, ulemalar, üstatlar, efendilerim! Adama yardım ettiğin zaman çalışmıyor diyorum, anlıyor musunuz beni? 10 milyon kişiye yardım ettiğin zaman 10 milyon insanın aklını, yeteneğini çöpe atıyorsun çöpe! Bu 10 milyon insanın içinde kim bilir kaç tane Edison, Yuri Gagarin, kaç tane Mozart, Van Goh, Ayniştayn var.

Unutma, ülkeni sadece insanlarını çalıştırarak kurtarabilirsin.  İçimizden bazıları çalışmadan yaşadığı için ilerleyemiyoruz. Ayrıca bazı kimselere hak etmediği halde verilen mevkii, itibar ve kariyer de yardım sayılır. İnsanlara bakıyorum daha belli bir yaşa gelmeden mal mülk sahibi olmuşlar. Ortada bir iş, sanat, teşebbüs falan da yok. Kasıla kasıla geziyorlar. Bol para harcıyorlar. Daha 30’una değmeden her şeyleri var; bu nasıl iş ya! Baba malı hak edilerek alınan bir şey değildir. Babaların anaların çocukları için yaşamaları, çocuklarına miras bırakmaları tembel, işe yaramaz insanlar yaratıyor. Babasının evinde oturan birisi bana niye evin yok desin cinayet çıkar valla!

Merak ediyorum, anne babaları olmasaydı, devlet yardım etmeseydi, rüşvet/torpil arpalıklar olmasaydı bu tembel ıstakozlar nasıl yaşayacaklardı? Bizlerin ter kıçından akarken beyler alnı bile terlemeden villada oturuyorlar. Ben hiçbir eksiği olmadığı halde kendi başına ayakta duramayan kimseleri ciddi sorun olarak görüyorum. Devletin sistemleri bunları zapturapt altına almalı. Ekmek elden su gölden yaşanır mı ya! Bir de sayıları fazla ki… Mecbur kalınca öyle bir giderler ki deniliyor ama sırf bunlara yönelik hayat zorlaşsa, ortada kalsalar yonca biçmeye gitmezler belki de.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..