Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bazı türler, doğar, büyür, kaza-lar yapar, öldürür ve ölür

Bazı türler, doğar, büyür, kaza-lar yapar, öldürür ve ölür
 

Ankara-Eskişehir yolu modern bir yol olma niteliğinin yanı sıra kazaların da yoğun olarak yaşandığı önemli bir trafik akış güzergâhıdır. Üniversitelerin, alışveriş merkezlerinin, kamu ve özel idarelerin bulunduğu, şehirlerarası yolcu otobüslerinin durmaksızın hareket halinde olduğu bu güzergâh, toplu ve bireysel taşımanın oldukça sık yapıldığı bir trafik geçiş alanıdır. Yol çizgileri her sene yeniden birkaç kez çizilmesine rağmen, gerek trafiğin yoğun olmasından gerekse kullanılan malzemenin olağanüstü kalitesinden, birkaç ay içinde belli belirsiz hale gelebilmektedir. Yetkili ve etkililer her nedense bu çizgiler için kalıcı bir yöntem arama zahmetinde bulunmamaktadırlar. Çünkü burası Eskişehir yoludur, Ankara değil.

Belki Eskişehirli yetkililerden yeni projeler geliştirilmesi beklenmektedir. Buradaki seyahatler trafik kurallarına uyan her sürücü için, her gün birkaç kez yaşanan birer maceradır. Ümitköy’den çıkıldığı andan itibaren girilen bu vahşi orman sahasında onun kuralları işler. Tersine dönüşte bu kurallar Balgat kavşağından itibaren başlar, yine Ümitköy dönüşüne kadar devam eder. Armada’nın önünde yolu daraltan ve her nedense bir türlü bitirilemeyen, inşaat olduğu hissini veren demir yığının hemen yanında sürücüler, geçiş için yeni senaryolar ve mümkünü olmayan durumlar için çözüm önerileri üretmeye çalışırlar. Diğerleri yani sürücü olmayan sürücüler için ise, yolun durumunun, trafik şartlarının, işaretlerin, sinyal lambalarının, hatta insanın hiçbir önemi yoktur. Bu türler, doğar, büyür, kaza-lar yapar, öldürür ve ölür.

Önünüzde, modeli, markası hepten yitmiş, sol eli dışarıda sağ eli direksiyonda, keskin dönüşler yaparak, çizgiler belli olsa şeritten şeride atlayarak gidecek diyebileceğimiz bir araba ile her an karşılaşmanız mümkündür. Bu haliyle aracın Karayolları Trafik Kanununa ne derece uygun oluğunu düşünmeden edemezsiniz. Çünkü söz konusu Kanunun amacı, karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda önlemler almak değil mi? Siz böyle düşünürsünüz. Doğrusu da böyledir. Öyledir ama şu anda olmadık bir yerde duraklayarak el ve kolun yanı sıra ağzıyla da yandaki bayan sürücüye dalaşan bu şoförümsünün, ormanın ancak ışık alabildiği derinliklerinden gelmiş olabileceğini unutmamalısınız. Neyse ki şu halinin bu durumu izah etmeye muktedir olduğunu hemen anlayacaksınız. İste bu yüzden o bayan ilk sağdan dönerek, oyuncağını kaybetme acısını içinde yaşayan sürücümsüyü geride bırakıp, kendisine yeni bir rota çizecektir.

Her yanında sürücüsünün görüşünü engelleyecek süs, aksesuar, eşya ve akla hayale gelmeyecek çıkıntıları olan aracın, şekliyle olduğu kadar üzerindeki okunamayacak duruma gelmiş yazılarıyla da diğer sürücülerin beynini sulandırıcı bir görünüşü vardır. Egzozundan çıkan dumandan ve teybinden asfalta dökülen “nasılsa öleceğiz” türü gıcırtılardan bahsetmeyeceğiz bile. Hız levhasını görüp, arabanızın hızını belirlenen limit olan 50 kilometreye çektiğiniz anda, önünüzdeki aracın dumanını bırakarak gözden kayboluşunu izleyeceksiniz. Ancak, arkadan gelen dolmuş, özel araba ve hatta birkaç otobüsün alaycı kornalarıyla tacize uğramanız aynı zaman dilimine rastlayacaktır. Kendinizi en sağda bulduğunuzda, sürücüler tarafından yapılan bir operasyonla, otobüs yoluyla birlikte neredeyse 6 şerit olan yolun olmadık bir yerine mahkûm edilme harekâtının başarıyla sonuçlandığını duyumsayacaksınız. Trafiğin git gide yoğunlaşması, araçların neredeyse durma noktasına gelmesi karşısında en sağda bulunmanıza rağmen hareket halinde olmanız sizi biraz şaşırtsa da, Atom Enerjisi Kurumu cenahındaki Varan yolcu otobüsü yolcularının, dolayısıyla bu şirket tarafından ve otobüs terminalinin yanında bulunan lokantanın müşterilerinin, dolayısıyla bu lokanta tarafından bir yolun nasıl işgal edildiğine şahit olacaksınız.

Bir süre sonra trafiğin sıkışma nedenini anlayacaksınız. Bahse konu araç sol refüje yakın bir yer de, yeni kaldırım taşlarına tırmanamadığı için savrulmuş durumdadır. Araca şeklini veren ya da şeklini bozan çıkıntı hemen ön tamponunun yanı başında, sürücüsü ise halen bu kazaya rağmen hayatta ise bir başka sürücü ile kavga halindedir.

Kullanılan aracın bizatihi kendisi özgürlüktür. Çünkü olmadık durumlarda insanları belli yerlere en çabuk şekilde ulaştıran bir başka bir keşif henüz yapılmamıştır. İnsan yeteneğinin kanıtlanacağı başka düşünsel alanlar vardır. Özgürlük, kullanılan aracın hızıyla bağlantılı olarak değil, bu alanlarda somutlaştırılabilir. Siz bunları düşünürken, psiko-teknik değerlendirmenin en önemli kısmı sayılan psikiyatri muayenesinden geçmeyi onursuzluk sayan düşünce ürünü sürücümsüler, Eskişehir yolunu mekân tutup, bu yolu, gidiş ve gelişlerde cehenneme çevirme işlemini başarıyla devam edeceklerdir.

Resim: http://www.ilgazetesi.com.tr

 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..