Bazıları koyun olarak kalacaksa dünyayı değiştirmeye gerek yok; bırakalım o da çayır olarak kalsın

İnsanları eğitip değiştiriyoruz ki onlar da dünyayı değiştirsin diye. Doğrusu bu; ama olmuyor, demek ki önce dünyayı değiştireceğiz onlar da dünyaya bakıp utanacaklar kendilerini değiştirecekler.

Dünyanın insanları değiştireceği nerde görülmüş, Ağrı Dağı adam olun diye başınıza taş mı yağdıracak! Devlet kaymak gibi asfalt yapmış yanında affedersin b… kuyusu! Ne bu şimdi! Fakirlik var diye hoş görüyoruz ama bazen hoşgörü sınırlarını aşıyor.

Doğudan gelmiş… Nolmuş doğudan gelmişse. “Ya bunlar Anadolu’nun bilmem neresinden gelmiş…” şeklinde başlayan değerlendirmeler aşağılamadır. Ama ilgililer de bu aşağılamaya uygun davranıyorlarsa insanlar konuşur. Konuşanı susturamam, sen kendine bakacaksın.

İnsanlar değişmedikten sonra dünyayı değiştirsen nolur… E ama değişmiyorlar, üstelik değişmemekte ısrar ediyorlar; töre filan diyorlar. Bence insanlar bilimi sevmiyorlar. Gerçi haklılar kapkalın fizik kitapları sevilecek gibi değil, TV karşısında dizi seyredip çekirdek dişlemek daha iyi ama dünyamızın ve hayatımızın da değişip güzelleşmesi lazım. Dişlediğin çekirdeğin kabuklarından değil, kafandaki zihniyetten bu dünya kirleniyor.

Siz kendiniz kendinizi bu dünyaya yakıştırabiliyor musunuz? Siz iyi dünya kötüyse “ Dünyayı biz bu hale getirdik” diye daha çok utanmalısınız. Doğa da berbat olabilir, yaratan garanti belgeli yaratmadı ya! El atsan, da elin kirli nasıl atacan! Sizlerin bizlerin dünyaya ve medeniyete uyum sağlamamız için görevlilerce çalışılmıyor mu yoksa?

Elinizi yıkamayı bilmiyorsanız daha iyi bir dünya beklemeyeceksiniz ki zaten elinizi de yıkamıyor daha iyi bir dünya da beklemiyorsunuz. Beni delirten bu. Yaşamak isteyenlerin burnuna kötü kokular geliyor. Bizleri hayattan ve dünyadan nefret ettirmeye utanmıyor musunuz? Biliyor musunuz içimizden bazıları sizin için “Şunlar ölse de dünya bize kalsa” diye geçiriyordur.