Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '18

 
Kategori
Deneme
 

Bazıları Şairden Nefret Eder

Bazıları Şairden Nefret Eder
 

foto: Emre Erden


Dünyanın hangi milletinden, ırkından, renginden olursa olsun şairler farklıdır. Onların kitaplarına, resimlerine ve hayatlarına baktığınız zaman kendinizi bir aya teleskopla bakmış gibi hissedersiniz. Bazıları şair sevmez hatta nefret eder. Çünkü insan anlayamadığı her şeyi dışlamak konusunda eşsizdir. 

Geçenlerde bir arkadaşım; aman canım bu şairler adam mı, hep seviştiklerini yazıyorlar, dedi. Bazılarına göre şairler; şıpsevdidir, aptaldır çünkü dünyada her şey aşktan, sevmekten ibaret değildir. Çok önemli sorunlarımız varken bir kadını sevmek çok basit bir şeymiş gibi gelir onlara. Onlar sabahtan akşama kadar eğitim sistemini eleştirir, uluslararası para politikaları konusunda atıp tutar, Amerika'nın Antartika'yı işgal ettiğini, Antartika'dan sonra farklı bir boyuta geçiş kapısı olduğu komplo teorilerini dinler ve hayatı çözdüğünü sanır. Müthiş planları vardır bu abilerin. Fırsat verilse bir aya güzel ülkemiz, dünyamız hemen bir numara olabilir ama toplum aptal olduğu için onu kimse dinlememiştir. Söve saya yaşamaya devam eder. 

Hani derler ya; hiç şiir okumamış gibi kötüsünüz, bir köpeğin başını hiç okşamamış, hiç bayram şekeri dağıtmamış, çocukla çocuk olmamış kadar kötüsünüz, diye işte bu abiler onlara benzer. Bu abileri biraz zorladığın zaman duygusuz olduklarını belli etmemek için şöyle bir hikaye anlatırlar.

“Ben de bir kadın sevdim. Aşık oldum, gözüm ondan başkasını görmedi. Sırf o yanımda değilde yemek yemek bile istemedim. Sevdim ben onu, yalansız... Hiç başka bir kadına bakmadım onu severken ama o, beni terk etti ve gitti. Artık sevmeyeceğim, ben sevgiye falan inanmıyorum. Bütün kadınlar aynıdır anlıyor musun? Yüzüne gülerler sonra öylece çekip giderler.”

“Dünyada nükleer savaş çıkacak, Afrika’da millet aç bunlar aşk diyor ya! Te Allahım ya!”

Bu abiler kadınları tek seferde çözmüştür, müthiş zekidirler. İnsanların hata yapabilecekleri, hainlik edebilecekleri hiç akıllarına gelmez. İnsanlar onu enayi yerine koymuştur ve artık bu zeki abimiz kadınların gerçek yüzünü görmüştür. Dolayısıyla şairler ona aptal görünür. Turgut Uyar; aşık oldun mu ikinci de ilktir, üçüncü de ilktir, der ama onun için herkes bir sondur. Kendisi karstik bir arazidir, çoraktır, kuru ottan başka bitki yoktur ama şairler karşısında canlı bir orman gibi durduğu için onları sevmez.

Şairler kendi iç savaşlarından galip çıkmış insanlardır. En ucuz şarap onlar için en lezzetlidir, onlar birini severken başka bir gezegene yolculuk ettiğini düşünür. Bizim abiler ise başka bir bedene... Şaire ne yaparsan yap onun için her şey dikilmesi gereken bir fidandır. Dersini alır, şiirini yazar ve çeker gider. Umursamaz, kimseye kin tutmaz, kimseden nefret etmez. Siz hiç eski sevgilisine giydiren, arkasından küfür eden bir Nazım Hikmet, Cemal Süreyya, Atilla İlhan, Turgut Uyar, Orhan Veli gördünüz mü? Görmediniz göremezsiniz. Üstelik şairlerden çirkin adamlardır ama gönülleri güzeldir. Onların güçlü adonis kasları, hayran olunası vücutları yoktur ama dünyanın bütün güzel kadınları şairlere aşıktır. Ellerinde onun kitaplarını alır ve bütün şiirler kendisine yazılmış gibi mutlu olur kadınlar.

Bizim abiler garip adamlardır tabi. En pahalı viskiyi içer, en pahalı arabaya biner, en iyi kadınla flört eder ama hiçbir şeyin sahibi olamaz. Hiçbir şeyden zevk alamaz, gözleri televizyonda eli kalbinde borsayı, döviz kurlarını, siyasetçileri takip eder. Çünkü bilir ki; eğer elde avuçta olan giderse hiç kimse onun yanında durmayacaktır hatta karısı bile.

Bizim abilerin felsefesi çok derindir. “Bir bardak süt için inek beslenmez!” Pitagoras mübarek! Bravo canım abim benim, hayatı ne güzel çözmüşsün. Aslında dünya düz biliyor musun biliyor musun abiciğim. Güneş bizim etrafımızda dönüyor çünkü senin gibi zeki bir adam dünyamızda bulunduğu için gezegenler toplanıp böyle karar almışlar. Hatta güneş sen üşümeyesin diye sıcak olmaya karar vermiş. Ah canım abim, delikanlı abim benim, gönlü kırılmış abim. Kapat televizyonu, vazgeç artık bütün kadınların şeytan olduğu görüşünden. Ne sen Yaşar Ustasın ne de bunlar zengin aile kızı. Bir kere galip çık şu iç savaştan. Yıkıl, yerin dibini görecek kadar yıkıl. Sonra öyle bir ayağa kalk ki herkes seni kıskansın. Aç kal mesela, sokakta kağıt toplayan çocuk kadar aç kal, o zaman anlayacaksın aslında içtiğin şarabın ne kadar lezzetli olduğunu, pazarda satılan peynirin ne kadar lezzetli bir peynir olduğunu ve yaşadığın hayatın aslında ne kadar güzel olduğunu. Anlayacaksın...

Canım abim, çok öpüyorum. Nükleer bir şey atılırsa haber et! Daktilonun başında uyuya kalmayayım zira ben kendi nükleer savaşımdan galip çıkmaya çalışacağım. 

Emre Erden 

 

 
Toplam blog
: 203
: 322
Kayıt tarihi
: 16.11.13
 
 

1991 İskenderun doğumlu. EMU Mütercim Tercümanlık, Amasya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezun..