Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bazılarını dürüst sanma, mesleği 'dürüstlük' olabilir

Bazılarını dürüst sanma, mesleği 'dürüstlük' olabilir
 

Adı 'dürüstlük' olan bir meslek olabilir mi?

Sorumuz gayet açık.

Dürüstlük adında bir meslek olabilir mi?

Yani bir insanın mesleği ‘dürüstlük’ olabilir mi ?

Cevap veriyorum.

Olabilir.

Yani mesleğiniz dürüstlük temelinde hayat bulmuş ve toplumda bu doğrultuda itibar kazanmış bir meslek olabilir.

Bankacılık, savcılık, hâkimlik, öğretmenlik, dürüstlük mesleğinin akla ilk gelen temsilcilerindendir.

Çünkü genel olarak, toplum nezdinde bazı mesleklere karşı oluşmuş güvensizlik duygusu, bu meslek mensuplarına karşı pek fazla yoktur.

Hatta aksine çoğu zaman, bu meslek mensuplarına karşı, toplumda oluşmuş yerleşik bir güven duygusu da vardır.

Buraya kadar her şey net.

Peki asıl sorumuzu soralım?

Anılan meslek mensuplarından birini alalım. Bu mesleğin mensubu olması, o kişinin gerçekten dürüst olduğu anlamına gelir mi?

Gelmez.

Neden mi?

İkili bir ayırım yapalım ve sonuca gidelim.

Birinci ayırım; burada kişi, dürüstlüğü bir yaşam tarzı olarak benimsemektedir.

Bunun için de hangi değerleri zihinsel orijinine referans olarak aldığına bakmaya gerek yoktur. Yani kişi evrensel ahlak ilkeleri gereği de dürüst davranmayı tercih etmiş olabilir, mensubu olduğu dinin gereklerini yerine getirme gayretinden dolayı da dürüst olabilir.

Önemli olan bu dürüstlüğünün kendi kişisel tercihleriyle oluşmuş olmasıdır.

İkincisi; burada durum farklıdır.

Kişi yine dürüsttür. Yani şeklen dürüsttür. Ancak aslen dürüst olmasını gerektiren sebepler, yukarıda belirtildiği gibi kendi hür iradesiyle gerçekleşmemiştir. Mesleğinden kaynaklanmıştır meselâ.

Kişisel tercihleriyle pür-dürüst yani katıksız dürüst olmamıştır.

Mesleği gereği dürüst olmak zorundadır o kadar. Doğru bir dürüstlük olarak nitelendirmek güçtür bu tip dürüstlükleri.

Yazımızın giriş kısmında saydığımız türden, bankacılık, savcılık, hâkimlik ve sair bazı mesleklerde istihdam edilmiş birisinin 'mesleğinin gereği' olarak dürüst olması ile 'içselleştirdiği, benimsediği için dürüst' olması arasındaki, ince, derin ve felsefi ayrımdan bahsediyorum.

Elbette ki bu meslek mensuplarına her hângi bir lafımız yok.

Kişi kendiliğinden dürüstse, yani dürüstlüğü ilke olarak zaten benimsemiş ve içselleştirmişse, bir de 'dürüstlük mesleği' olarak tabir ettiğimiz mesleklerden birini seçmişse...

Oh ne âlâ?

Ne mutlu o kişiye.

O zaman son tahlilde diyoruz ki; bize göre iki çeşit dürüstlük vardır.

1. Kişinin kendi inisiyatifinden ve vücut kimyasından kaynaklanan, evrensel ahlâk ilkelerini kendine referans almış ya da mensubu olduğu dinin emir ve yasaklarını zihninin orijinine oturtmuş kişinin dürüstlüğü. Kaldı ki buna çok rahatlıkla 'içselleştirilmiş ve bireyin metabolizmasının getirdiği' gerçek dürüstlük diyebiliriz.

2. Sırf 'dürüstlük mesleğini’ seçtiği için dürüst olan kişilerin dürüstlüğü ya da dürüst olmak zorunda olduğu için dürüst olunması durumu...

Hangi boyutta ve ne kadar samimi bir dürüstlük?

Birinci tip mi, ikinci tip mi?

Sabrın sonu ile

Fotoğraf : http://www.habervakti.com/resimler/yargi/kelepce.jpg

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..