Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '11

 
Kategori
Siyaset
 

BDP, "vicdani ret" ve Hasan Cemal...

BDP, "vicdani ret" ve Hasan Cemal...
 

Türkiye, AB'nin de isteği doğrultusunda "vicdani ret"i tanımak üzere harekete geçti. Böylece askerlik hizmeti yapmak istemeyler, başka kamu hizmetleri yaparak vatan hizmetini tamamlamış olacaklar.

Bugün bu durum üzerine açıklama yapan BDP eş başkanı Selahaddin Demirtaş, Türkiye devletinin "vicdani ret" i  tanımasını adeta hafife alarak, "eliniz mahkum" edasına girdi...Avrupa Birliğinin verdiği sürenin bu yıl sonunda dolması dolasıyla hükumet işi hızlandırıyor ya, Sayın Demirtaş da AB'ye yaslanarak  "yapmak zorundasınız" diyor.

Tamam... Türkiye AB yolunda ilerlerken yükümlülüklerine yerine getirecek. Zaten bunlar her demokratik toplum gibi bizim de istediğimiz şeyler... Pekala, Kartepe'de öldürülen teröriste sahip çıkan ve bunu da "halkına sahip çıkmayan siyaset onursuzdur" gibi bir hamasete bağlayan Sayın Demirtaş, PKK'nın militanlarına "vicdani ret" hakkı tanımasından yana mıdır?

Siz kendi "terörist"lerinize bu hakkı tanıyor musunuz?. Dağlardaki perişan gençlere, "haydi serbestsiniz, size vicdani ret hakkı tanıdık" diyecek misiniz?

Türkiye'nin terörle mücadelesinde asıl sorun budur bence: Terör cephesi, her türlü "demokratik hakkı"kendisi için istiyor ama kendisi  hem mensuplarına  hem de temsil ettiğini iddia ettiği halka böyle bir hakkı asla tanımıyor. Zorla kepenkler kapatılıyor, gençler zorla dağa sürülüyor...

Başbakan Erdoğan'ın Van depreminde hiç bir şey yapmayan BDP'li belediyelere öfkesini de, "Bizi düşman olarak görüyor" diye tevil ediyor Sayın Demirtaş...

Bakınız, bugüne kadar bu ülkede vicdan sahibi okur yazarlar olarak, Kürt halkının her türlü insani haklarının verilmesinden yana olduk. Bu minval üzere, Hükumetin "Kürt açılımını" destekledik. Nitekim, olumlu anlamda pek çok şey değişti bu ülkede ve o bölgede...

Ancak, sizin "bölünmeye odaklanmış" zihinlerinizde hiç bir şey değişmedi. Artık ölen teröristlerin anneleri de sizi yanlarında istemiyor; ama siz zorla gidip bulaşıyorsunuz. Halkı ve terörü birbirinden ayırarak, her ikisine de hak ettiği muameleyi yapan bir Hükumet karşısında açık düştünüz. Kürt halkı adına söylediğiniz şeyler inandırıcı olmaktan çok uzaktır...

Bütün bunlara rağmen, hala KCK operasyonlarına karşı çıkarak, Kandile gidişleri engelleyemezsin diye, Başbakana celallenen libarel yazarlarımız da (Bakınız Hasan Cemalin bugünki yazısı)  tutumlarını gözden geçirmeli... Gazetecilğini her zaman takdir ettiğimiz Hasan Cemal'den hiç kimse "Emrin olur Sayın Başbakan" demesini beklemiyor... Ancak, Hasan Cemal ve Cengiz Çandar gibi liberal yazarların "PKK hemen ve koşulsuz silah bıraksın" önerisine, "Emriniz olur Sayın yazarlarımız" diyen bir BDP'li sesi de duymuş değiliz. Hala karakollar basılıp, siviller katlediliyor.

Kaldı ki, Kandil Ankara'ya denk bir başkentmiş gibi, "bizi oraya gitmekten men edemezsiniz" demenin alemi yoktur. Türkiye bu terör belasından kurtulduğun da zaten Kandil mandil kalmayacak... Yoksa siz bunu istemiyor musunuz?

Demokrat kişiliği ve etkin gazeteciliği ile her zaman saygı uyandıran Hasan Cemal'in, Başbakan Erdoğan'ı "güç şımarığı" olarak nitelemesi de yakışmamış kendisine...Otuz yılını, devletin hataları ve acziyeti yüzünden kaybetmiş bir ülkenin başbakanının bugün terör karşısında "güçlü duruşu"nun ne gibi bir sakıncası olabilir?.

Gün, belki de az "gazetecilik" çok vatanperverlik yapma günüdür. Çünkü BDP ve onun vasilerinin bölünmekten başka düşünceleri olmadığı anlaşılmıştır.

Terörün beli kırılmadan, hiç bir uzlaşma görüşmesinin sonuç vermeyeceği de gün gibi açıktır. Ne derlerse desinler, BDP'li siyasilerin "silahlı güçlerin" emrinde harekettiğine şüphe yoktur. Silah, terörün elinden alınmadan BDP'nin "barış siyaseti" yapma imkanı da yoktur zaten.

Yeniden akılları başlara toplama zamanıdır, herkes için...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..