BDP gemi azıya aldı

Giriş

BDP ve BDP'nin önceki türevlerinin söylem ve eylemleriyle PKK ile aralarına mesafe koymadı. Koymuyor da. PKK'nın meşru zeminde (mecliste) bir uzantısı olarak çalıştı / çalışıyor da. ( Zaten bugün BDP milletvekili olanların bir kısmı Öcalan'ın avukatıydı. )

Bu durum âşikâr olmasına rağmen "hak ve özgürlük" havarileri hâlâ aynı telden çalıp söylüyorlar. "Suçu ve suçluyu övmek" cezaî yaptırım gerektiriyorsa da bu madde -biraz da dokunulmazlık zırhından- işlemiyor. Böyle olunca da
özellikle BDP milletvekilleri ağzına geleni fütursuzca söyleyebiliyor.

[Dipnot-1: Meselenin acı ve düşündürücü yanı "Habur yargılamaları"nda olduğu gibi hukuk aşındırılıyor. Hatırlayın o günlerde bir şekilde suça bulaşan insanların feryatlarını? "Bu ne ya? Bu nasıl uygulama? Habur'daki PKK'lılara yapamadığınızı bana mı uyguluyorsunuz?" ]

Şu Sözlere Bakar mısınız?

"Sayın Öcalan bu barışın mimarıdır ve mimarı da olacaktır."
(Selahattin Demirtaş, 26.11.2010, TV'lerden)

"Vicdanı olan her Kürd'ün yüreğinde bir PKK sevgisi vardır."
(Özdal Üçer, 26.11.2010, TV'lerden)

[Dipnot-2: Özdal Üçer Van'dan milletvekili seçilmeden önce Eğitim-Sen Van Şubesi Şube Başkanlığı görevinde bulunuyordu. Buradan samimi Eğitim - Sen'cilere duyrulur. ]

Milletvekillerine ait bu sözler birkaç gün önce PKK'nın kuruluş yıldönümünde bölgenin çeşitli şehirlerinde yapılan sokak mitinglerinde seslendirildi.

Aslında BDP'lilerin bu sözlerinden ibret ve ders alması gerekenler "kraldan fazla kralcı" geçinip meseleye sadece "hak ve özgürlükler" açısından bakanlar olmalıdır. Artık gemi azıya alan bu güruh kanun, hukuk vb. tanımıyor. "Deli cesareti"yle sokaklara topladıkları kalabalıklar karşısında -öne çocukları dizerek, onlara molotof kokteyl attırarak - ağızlarını geleni söylüyorlar.

Son söz: Artık her şey o kadar ayan beyan ki hiç kimse - hak ve özgürlük havarileri de - BDP'yi ve/veya KCK'yı PKK terör örgütünden farklı bir yapılanma olarak göremez. Formülü de yazayım: PKK > KCK > BDP