BDP ve DTK'nın sivil itaatsizlik eylemi...

Ülkenin yurtsever insanları Silivri’de sabit ikamete tabi tutulup, tek kişilik hücrelerde ağırlanırken, ülkeyi bölmek isteyenler, her türlü eylemi yapıp, devletin polisine önce taş, sonra tokat atarak, ülkemizin demokrasisinin ne kadar geliştiğini dünya âleme gösteriyoruz. 

Bu ülke için ömrünü feda etmiş askerler, sözde darbe yapacaklar diye emekli olduktan 7-8 yıl sonra içeri tıkılıp, tek bir savcının talebi, üç mahkeme üyesinin oluru ile 165 muvazzaf ve emekli askeri bir çırpıda, mahkeme salonunun kapılarını kilitletip tutuklayanlardan övgü ile söz ederken, her gün bölücü şarkılar söyleyenlere kimse sesini çıkartmıyor. 

Hatırlayınız Habur görüntülerini! 

Bölücü örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle haklarında yakalama bulunanlar, Habur Sınır Kapısından girişlerinde kahramanlar gibi karşılanıp, kurulan Çadır Mahkemelerinde 7 dakika yargılanıp, aklanarak, Türkiye turuna çıkartılmadılar mı? Gittikleri bölgenin protokolü tarafından karşılanıp ağırlanmadılar mı? 

Gelelim asıl konumuza: 

Asıl konumuz, BDP’liler ve DTP(Demokratik Toplum Konkresi) üyeleri, iktidar partisinden 4 istekte bulundu. Neydi bu istekler? 

* Ana dilde eğitim… 

* Siyasi tutukluların serbest bırakılması… 

* Askeri ve siyasi operasyonların derhal sona erdirilmesi… 

* Yüzde 10 barajının kaldırılması… 

Siz isteklerin içinde iş, aş, sağlık, eşit paylaşım diye bir kelime gördünüz mü? Bölgedeki feodal yapıdan söz edeni duydunuz mu? 

Burada amaç üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? 

Bu isteklerin içinde en makul olanın seçim barajı olduğunda hem fikir olduğumuzu sanıyorum. Diğer isteklerin ne anlama geldiğini söylemeye gerek yok sanırım. 

BDP ve DTP’liler bu istekleri yerine getirilinceye kadar oturma eylemi ve ‘Sivil İtaatsizlik’ harekâtı başlatıyorlarmış. Ayrıca bu eylemi, olası çatışmaların önüne geçmek ve Kürt halkının taleplerinin gerçekleşmesi için yapıyorlarmış. Bu sivil demokratik bir eylemmiş! 

Ha bir de siyasi tutukluların serbest bırakılması kapsamında Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması da varmış! 

Aslında ne kadar haklılar değil mi?!!! 

İçeriği belli olmayan bir açılımla, belli bölgenin halkına umut aşıla, bir türlü açılımın içini doldurma, halka şirin görünme adına Habur’dan giriş yapan bölücüleri kahramanlar gibi karşıla, protokolde kabul et, sonra onları yargılamaya kalk! 

İşin daha vahimi, referandum öncesi İmralı sakini ile görüşerek, referandum’da evet çıkması için ateş kes(!) sağla, sonra bu ateşkesi 2011 seçimlerinin sonuna kadar uzattır, ancak bu eylemsizliğin karşılığı olarak verdiğin ödülleri arttırma, elbette onlar da ‘Sivil İtaatsizlik’ eylemi başlatırlar(!) 

Gelelim bir diğer meseleye: 

Şırnak Güvenlik Şube Müdür Vekili Başkomiser’in Bayan milletvekili tarafından tokatlanmasına: 

Bu tokat kime atılmıştır? 

Bence bu tokat devlete falan atılmamıştır. O Başkomiser’in amiri durumunda bulunan ve Başkomiser’i telefonla arayarak, tebrik edenlere atılmıştır! 

Sayın Bakan neyi tebrik ediyorsun? 

Yerle bir olan polisin imajını mı? 

Ülkeyi bölmek isteyenlere verilen katkıyı mı? 

Bir diğer konuya değinmeden geçmek olmaz. O da Hamas’ın hamiliğine soyunanların, aynı hassasiyeti Libya halkı için göstermeyip, oluşturulacak Nato gücüne 4 firkateyn, 1 denizaltı ve 1 yedek gemi ile katılmamız neyin nesi? 

Oldu olacak, Fransa, İngiltere, Kanada ve ABD ile birlikte Libya halkının üzerine uçaklarımızla bomba da yağdıralım.