Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '20

 
Kategori
Şiir
 

Bebeğe Aşılar

Yaşadıkça durmak bilmeden

Sözleri duyup, iyice harmanla

Işığın altında, ayı görmeden

Boşa giden ömrün olur zamanla

 

Peşin alıp, peşin satan dünyada

Uykusuz kalır, vadeli satan

Yarını kim bilmiş, sanki rüyada?

Dünü nereden bilsin, dün yaratılan?

 

“Rızık ticarette” doğrudan doğru

Bilen hayal satar, bilmeyen armut

Her şeyin vardır, kendince bir guru

Risk almadan yaşanmaz mutlu mesut

 

Nasihat etmek, en kolaydan kolay

Bilen söylemez sırrını bilesin

Doğru nasihati bulması olay

Zamanla yaşar, zamana gülersin.

 

Bir kulaktan giren, çıkar kulaktan

Gördüğünü bilir, gerekir görmek

Güzel haber gelir belki ulaktan

Gerekir hayatı ilmik ilmik örmek

 

Meslek varmış, kimi kirli, kimi pis

Günler yaşanır, güneşli değilse sis

İnsanlar da farklı, iyiyle habis

Yaşanan dünyada bedenler hapis,

 

Yükselmek ister, bedenler yükseğe

Ruhen diplerde, bedenle beraber

Durmadan çalışır sağlam kösteğe

Uçan olmalı, kendinden bihaber

 

Sözler duydukça, duydukça düşün

Her söz değildir, senin aynen düşün

Dinlemek altınsa, sözün gümüşün

Yalan doğrunun içinde görmüşün

 

Her sözün söyleyeni var, sözcüsü var,

Dinleyeninden çok, dinleteni var,

Sonunda söyleyene ne var, sana ne var

Somuttan soyuta ortada ne var

 

Sözler duydukça söyleyene bakma,

Söyleteni de görüver, hemen kanma

Hüngür hüngür akar, çeşmedir sanma

Patronu nerededir, kapı duvar

 

İşte geldik gideriz, nedir bizim derdimiz?

Ucuzdan bedavaya sözlerimiz, dersimiz

Bedava değersizdir, uçar sözler havaya

Giderken kalmasın diye dersler bakaya

 

Sanmayın bedava değersizdir her zaman

Tut ki nefesini alma hava bedavadan

Havadır en bedava onu anladığın zaman

Altınla terazide, hayat bir nefes falan

 

Bedava olması bunların alışkanlıktan

Söyleme alışkanlığı, nasihatler tamamen

Meslek hastalığı olmuş bizde hemen her an

Susunca sanılır, bir sır saklıyorsa falan…

 

Paketlenir zehir, şehir şehir gezdirilir,

İçi başka dışı başka, aslında yok hayır

Gez dolaş tüm dünyayı, şehir, ova ve bayır

İnsanları en çok insan canından bezdirir.

 

Taş satarlar dünyaya bedel, sessizdir onlar.

Gözyaşına sebep, insandan insana neden,

Kan kokusuyla savaşlarla, gelirken sonlar

Ölmeden korkuyla yaşar, sınırsızca beden

 

Kimler geldi, kimler geçti gitti bu dünyadan

Uyanan kalktı ayağa, diğeri derin uykuda

Dünyayı taşır sırtında değildir farkında

Uçmak hayalidir, gözü ayrılmaz topraktan

 

Dünyada sınırlar dikenli teller, mayınlar

Sizi sizden ayırır, dost görünen hayânlar

Yarı yolda bırakır, sözü sözden cayanlar

Gerçekte dostlarımız, fikri sözle ayanlar

 

Aşılanman gerekli, mikroplara karşıda

Neler alınır satılır, zamanla bu çarşıda

Mevzumuz sağlıklı bedendi, aklın başında,

Fikir zehirlenmesin, sağlıkta hastalıkta

 

Çılgın gibi delidolu akıp giden ömür

Bembeyaz ciğerler kararır, belirir kömür

Yaşlanınca durulur, şanslı ise ihtiyar

Bakınca geride kalan, kaybolan iktidar

 

Gerçek yüzler vardır, gecesi ayıpta değil,

Bugün yorulanın, yarını kayıpta değil,

Çok çalış hiç durmadan, geçmesin boşa zaman

Gereksiz, zalim karşısında boşa ağlaman

 

Güçlü olan güler, zayıflar hep boşuna ağlar

Acımasızlığın dünyasında, vahşidir dağlar

“Orman Kanunu” sanma ormanda hayvan bağlar

Hileli olan güçle yaşar, bir yere kadar.

 

Ezmeyesin ne insanı, ne de hayvanı

Yerle bir bütün, bilesin cümle tavanı

Korkmayasın söylemekten görünce hatanı

Unutma sakın senden önce atanı

 

Doğumla başlayan ömür, sanma bitmeyecek

Sabırla öğrenmezsen, geç geliverir gelecek

Aynı yolları sil baştan dön dolaş diyecek

Dostun ağlar, düşmanın yüzüne gülecek

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..