Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '16

 
Kategori
Güncel
 

Bebeğin son umudu can yoldaşı

Bebeğin son umudu can yoldaşı
 

Görsel alıntı


Sevabımın, günahımın, kazancımın, yediğimin, içtiğimin ortağı can yoldaşım dostum sana çok uzaklardan İran Mahpushanesinden sesleniyorum.

Bebek Zencani can yoldaşın, dostun kardeşin kapkaranlıkta kalmış, dönüşü olmayan bir yoldadır

Sen, zaman, zaman bana derdin ki gerçek dostlar yıldız gibidir karanlık çökünce ortaya çıkarlar. Canım Arkadaşım! 

Hani hep söylerdin, riya ile paranın padişahı değiliz biz. Parçalanmış gönül hırkalarını yamar giyeriz biz. Arkadaşımızla ağlar arkadaşımızla güleriz.

Arkadaş vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş, biz seninle arkadaşlarımızı kır çiçekleri gibi avucumuzda değil, kurşun yarası gibi yüreğimizde saklarız derdin.

Hani bana demiştin, Dost düğünde halaya, ölümde tabuta omuz verendir. Biz dostumuzun her daim yanındayız hiç ayrılmayız.

Git dostuma onu nasıl sevdiğimi anlat mutluysa usulca gel yanıma mutsuzsa dostun her zaman yanındayız  diye fısılda kulağına unutmasın yüreğim daima onunla beraberdir diye rüzgârla haber göndermiştin.

Dostluk çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneş vurunca kurusun. Bizim dostluğumuz deniz misali buharlaşsa da yağmur misali geri döner iyi ki varsın derdin.

Seninle yürekler umutlara gebe olduğundan beri dostluğumuz ayrılıklara yenik düşmedi, yüreğimiz darağacındayken bile ölüme koşup dostumuzu sevmeyi görev biliriz diyordun.

Hani, bir zaman gelir de yollarına kar yağar, etrafını hüzün bulutları sararsa, ne zaman bir dosta ihtiyaç duyarsan dost olabildiğin ben he senin yanında olacağım demiştin ya,

Sana hep güvenirim benim can dostum. İşte ben öyle bir gündeyim

Rüya; biz uyurken kalbimizin tuttuğu bir dilektir.

Arkadaş; uçmayı unuttuğumuzda bize kanatlarını açan bir melektir.

Hayal gücü; bizi bilmediğimiz yerlere uçuran bir rüzgârdır ve hayat; içinden ne çıkacağını bilmesek de açmamız gereken bir zarftır.

Açtığın zarflardan hep güzel şeyler çıkması dileğiyle hep umutlu olmak gerekir diyordun.  

Kilometrelerce uzaklıklara gizlenmiş olsa da dostluğumuz aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece dostuz demiştin.

Dostluk ağlamaksa, yüreğindeki acıyı paylaşmaksa, üzüldüğünde sıcacık bir kucaksa ve dostun için ateşe atılmaksa dünya durana dek dostumsun diyordun.

Oysa ben dostun karanlıkta kalmış, dönüşü olmayan bir yola yolcuyum.

Bildiğin gibi Tahran Devrim Mahkemesi beni“fesat fil arz”, yani “yeryüzünde yolsuzluğu yaymak” suçundan idamla cezalandırdılar.

İran Adalet Bakanı Mustafa Purmuhammedi ise İran devletinin zararı olan 2 milyar 800 milyon doları ödediğim takdirde hakkımdaki idam kararının kaldırılacağını açıkladı.

Sen,benim günahlarımın, sevaplarımın, yediğimin, içtiğimin ortağı can yoldaşım, vefalı dostumsun.

Bebek Zencani bu dar, karanlık ve dönüşü olmayan yolda senin yardımını bekler.

Yeni ve aydın bir ülkesinin damadısın, sevgiye, saygıya, ilgiye ve güvene layıksın. Şimdi bütün gözler sen dostuma çevrilmiş durumda.   

İnsan iş ortağını, dostunu, arkadaşını böyle geri dönüşü olmayan bir yolda yalnız bırakır mı?

İran devletinin zararı olan 2 milyar 800 milyon doların  sen can yoldaşım tarafından ödenmesi ve ben sevabının, günahının, yediğinin, içtiğinin ortağını idam cezasından kurtarmak bir vefa örneği sayılmaz mı? 

İnsan hayatını kurtarmak büyük bir sevap değil mi?  

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..