Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '13

 
Kategori
Güncel
 

Bebeğini Makaslayan Çinli Anne

Bebeğini Makaslayan Çinli Anne
 

Resim, Haber Zamanı isimli haber sitesinden alınmıştır.


Yurtta ve dünyada hemen her gün şiddetin tokatını, tekmesini, kanını, çığlığını, sessiz çığlığını görüyor, işitiyor, acısını ruhumuzda hissediyoruz. Nedeninin önemi yok.  Sadece kalıcı izleri olan sonuçları var. Diyeceksiniz sebepsiz sonuç olur mu? Hiç bir suç, şiddeti meşrulaştıramaz. Olağan bir şeymiş gibi de kabullendirilemez. Kötekle adam olunsaydı eğer ortalık iyi adamdan geçilmezdi. O vakit ne mağdur ne de mazlum kitlesine rastlardık.

Fiziksel veya sözlü saldırının gündeme damga vurmadığı gün artık yok gibi. "Haber Zamanı" isimli sitede okuduğum bir  haber yine kanımı dondurdu. Derin dondurucuda muhafazafa ettiğimiz gıdalar için önemli bir dipnot düşerler malunuz: "Çözdürdükten sonra hemen tüketin. Çözdürdüğünüz gıdayı tekrar dondurmayın. Hemen tüketin". Bizim kanlara bakın bir de! Kaç kez donuyor, çözülüyor. Kanserojen madde bence tanık olduğumuz olaylar. Yani diyeceğim o ki tek suçlu doğru saklanıp, korunamayan gıdalar değil; tanık olduğumuz vakalar da hastalık nedeni.

Şiddet; genç, yaşlı kime uygulanırsa sebebi her ne olursa olsun insanlığa aykırı. Hele ki buna maruz kalan bir bebekse. Bir de bunu yapan öz be öz annesiyse. Bebekleri güle benzetiriz. Kadife gibidir tenleri. Solarlar en ufak olumsuz etkenden. Öpmeye çoğumuz kıyamayız da kokusunu içimize çekmekle yetiniriz.

Biraz ele avuca gelince takılmalar başlar "Hadi bir makas ver yanaktan" diye. Annenin içi gider hatta. "Aman ellemeyin bebeğime. Acıtırsınız canını". Severken bile incitileceğinden korkar ebeveynleri. Hatta koruma içgüdüsüyle "Sakın yabancıların sana dokunmalarına izin verme", öğütlerini pek çok aile verir. İnsan, en kıymetli varlıktır. Lakin tecavüzcüler de insan kategorisinde yer alır ne yazıktır ki. Sahte sevgilerle, çikolota verme bahaneleriyle kaç çocuğun hayatı söndürüldü bugüne kadar maalesef.

Gelelim okuduğum habere. Cereyan ettiği yer bizden çok uzaklarda. Çinli bir anne, makas almamış bebeğinin yanağından. Defalarca makaslamış yavrusunu. Dikişlerin büyük çoğunluğu da yüzünde. Bir anne nasıl yaralar evladını? Aklım mantığım almıyor.

Annenin gerekçesi yürek yakan cinsten. Neymiş efendim : "Emzirirken ısırmış hanımefendiyi!".  Henüz sekiz aylık olan bu talihsiz bebeğin adı Xiao Bao. O'nu kan gölü içinde bulan amcası hastaneye kaldırmış. Hastanede yüz dikiş atılan bebeğin tedavisi sürerken, anne tutuklanmış. Olay, ülkenin doğusundaki Jiangsu eyaletinin Xuzhou kentinde meydana gelmiş. Anne, ısırdığı için oğluna çok sinirlendiğini ve kendini kaybettiğini beyan etmiş. Anne, akli dengesinin yerinde olup olmadığını tespiti için psikiyatri kliniğine sevk edilmiş. Sonuç ise kan donduran cinsten yine : "Normalmiş!"

Haberin son cümlesinde "verilen raporun şaşkınlığa sebep olduğu"ndan bahsediliyor.  Zaten şu günlerde hep şaşırıyoruz! Anormal olan pek çok şeye normalmiş havası veriliyor. Yani diyeceğim o ki yurtta da var bir gariplik dünyada da. Güzel haberler okumaya öyle ihtiyacımız var ki! Ama nerede?

Bu dikiş izleri bir gün kaybolacak o bebeğin bedeninden ama büyüyünce ruhundaki derin izler hep acı verecek. Belki annesi kadar acımasız olmayacak bebeği. Keşke annemi ısırarak canını acıtmasaydım, diyecek her şeye rağmen. Çünkü çocuklar annelerini çok severler. Yaptıkları yaramazlık sonrası yedikleri dayakları bile hak ettiklerini düşünürler masumca. Oysa şiddet bir insanlık suçudur. Ne çocuk ne de büyük şiddeti ruhunda ve bedeninde hissetmemeli.  Hayvan dostlarımızı unutuyordum az daha. Doğadaki hiç bir canlı hak etmediği bir davranışa maruz kalmamalı. Hayat, güzel ve anlamlı yaşanmak içindir. Dövülmek ve sövülmek için değil.

 

Aysel AKSÜMER

 

 

 

  

 

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..